Mahsun ve Keloğlan isimli 10. kitabını babama okudum. 10. kitaptan şunu öğrendim: “Kan davası ve intikam peşinde koşmak kötü işlerdir.”
İzin almak
Kitapta, Mahsun ve Keloğlan şatoya gitmişlerdi. Şato içinde çok sayıda yiyecek, içecek ve giyecek tezgahları vardı. Kimse bir şey demediği için Keloğlan izin almadan yiyip içmeye başlamıştı. Ayrıca bazı kıyafetleri de üzerinde deniyordu. Mahsun ise bu davranışın çok yanlış olduğunu ve izin almadan kesinlikle kullanmamak gerektiğini anlatıyordu. Babamla, her yerin bazı kuralları olduğunu ve bu kurallara uymamız gerektiğini konuştuk. Aklıma yaz okulundaki hatıram geldi. Öğretmenimiz “Boyama yapacağız. Sakın sınıftan dışarı çıkmayın.” demişti. Maalesef bazı erkek arkadaşlarımız öğretmenimizin sözünü dinlemeyerek izin almadan dışarı çıkmışlardı.
Kan davası
Kitapta, Keloğlan kan davası sebebiyle Pala Amca’dan kaçıyordu. Kendisine zarar vereceğinden çekindiği için köyüne bile dönemiyordu. Sürekli korku içindeydi. Kan davasının ne demek olduğunu sordum babama. Geçmişte yaşanılan bir hadise sebebiyle iki ailenin sürekli olarak birbirine kötülük yapmasıymış. Bu kötülükle karşılaşmamak için insanlar bazen evlerinden göç etmek zorunda kalırmış. Bu durumda bu aileleri barıştırmaya çalışmanın en iyi yol olduğunu düşündük. Biz de kızlar olarak okulda bunu yapmaya çalışıyoruz. Meselâ erkekler kendi aralarında kavga ediyorlar. Biz de öğretmenimize söyleyerek bu kavgaları bitirmeye çalışıyoruz.
Barışmak
Kitapta, Keloğlan’la kan davası olan Pala Amca’yı Mahsun yenmişti. Mahsun: “Bu yenilginin duyulmamasını istiyorsan Keloğlan’la birlikte köye dönecek, ailesine bakıp koruyacak ve kan davasına son vereceksin” demişti. Pala Amca da mecburen kabul etmek zorunda kalmıştı. Böylece Mahsun uzun süren bir kötü duruma son vermeye vesile olmuştu. Ben ve kardeşim de bazen oyuncaklarımızla oynarken anlaşamıyoruz. Annem ya da babam bizleri duyarsa hemen yanımıza gelerek aynı Mahsun’un yaptığı gibi güzellikle anlaşmamızı sağlıyorlar. En başta anlaşarak ve sırayla oynamamız gerektiğini hatırlatıyorlar. Sizin de benzer bir hatıranız var mı can kardeşlerim? Bir başka makalede görüşmek duasıyla. Allaha emanet olun.