"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu tablo bize yakışıyor mu?

Faruk ÇAKIR
09 Şubat 2020, Pazar
Anketlerin ve rakamların insanları yanıltabileceğini en başta ifade ederek, açıklanan bir anket sonuçlarına dikkat çekmek arzu ediyoruz. Haberlere göre Themis Araştırma Şirketi İstanbul, A nkara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Trabzon, Erzurum, Gaziantep ve Şanlıurfa illerinde 1925 kişiyle kapsamlı bir anket çalışması yapmış. Bu ankete göre hal ve gidişi ‘iyi’ olarak tarif etmek mümkün değil.

83 milyonluk “Büyük Türkiye”yi yapılan bir anketle değerlendirmek tek başına yeterli olmayabilir. Ancak bu ve benzeri anketlerin belli noktalarda fikir verdiğini de kabul etmek gerekir. 

Gelelim anketle ilgili habere: Themis Araştırma Şirketi’nin Şubat ayı başında tamamladığı anketin sonuçlarına göre, Türkiye’deki insanların yüzde 91,6’sı yoksulluk sınırı olan 7 bin 229 TL’nin altında gelire sahip, yaklaşık yüzde 11’i ise açlık sınırı olan 2.219 TL’den daha az kazanıyor. Aynı şekilde katılanların yüzde 55’i borçlu, yüzde 76’sı ekonominin kötüye gittiğini düşünüyor. Seçmenlerin yüzde 28 ise sandıkta kararsız durumda. Ülkenin yüzde 52’si kendisini dindar olarak görüyor.

Ankete katılanların yaptığı ‘en büyük dert’ listesi ise şöyle: Hayat pahalılığı, Suriyeli sığınmacılar ve eğitim. Çözüm bekleyen ‘ilk 5 dert’ ise sırasıyla hayat pahalılığı, Suriyeli sığınmacılar, eğitim, adalet ve işsizlik olarak sıralanmış.

Son 12 ayda “ailenizin maddî durumu ne oldu?” sorusuna ise yüzde 55’lik bir kesim “kötüleşti” ya da “çok kötüleşti” cevabını verirken, sadece yüzde 11’lik bir grup “iyileşti” ya da “çok iyileşti” dedi. Yüzde 34’lük bir kesimse “aynı kaldı” cevabını vermiş. (tr.euronews.com, 7 Şubat 2020)

Araştırma ile ilgili olarak değişik yorumlar yapılabilir. Fakat ‘hal ve gidiş’in iyi olmadığı inkar edilebilir mi? Yoksulluk sınırı olarak açıklanan ‘7 bin lira gelir’i bir yana bırakalım. ‘Açlık sınırı’nda yaşamaya mecbur bırakılanların durumu ne olacak? Asgarî ücretle çalışan binlerce insan var. Hatta ve hatta, asgarî ücretin altında eline para geçen aileler ne olacak?

Araştırmaya cevap verenlerin ‘Suriyeli sığınmacılar’ konusunu ‘dert’ler arasında sayması esasında ‘Komşun açken tok yatma’ anlayışına sığmaz. Başta medya olmak üzere bazı siyasetçiler yanlış politikalar takip etmek suretiyle insanları ‘muhacir’ler konusunda yanıltıyor. Suriye’den gelerek Türkiye’ye sığınanların kabahatini ‘muhacir’lerde aramak doğru değil. Asya münafıkları ve Avrupa dessas zalimleri Suriye’yi mahvetmemiş olsa 10 milyon insan yerini yurdunu terk eder miydi? Bu bakımdan medyanın ve siyasetçilerin diline çok dikkat etmesinde fayda var.

Öte yandan ‘adalet’ ve ‘eğitim’in ‘çözüm bekleyen dertler’ arasında sayılması isabetlidir. Eğitimdeki meseleler her zaman için öncelikle olmalı. Bunun yanında adalet sistemindeki arızaların başka pek çok derde de kapı açtığı hatırlanmalı. Türkiye’de doğu ve âdil işleyen bir adalet sistemi olsa belki de pek çok derde çare bulunmuş olur. Adaletin tam tecelli ettiği bir ülkede insanların çoğunluğu ‘açlık sınırının altında gelire sahip olur mu? Çünkü adaletin tam tecelli etmesi, aynı zamanda gelir dağılımındaki adaleti de içine alır. Bir ülkede gelirlerin âdil olarak dağıtılmıyor ve paylaşılmıyorsa orada adaletin tecelli ettiği söylenebilir mi?

Bu tablo “Büyük Türkiye”ye yakışmıyor vesselâm.

Okunma Sayısı: 2180
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Turan

    9.2.2020 16:50:53

    Bu tablo karşısında söylenecek tek söz yahut cümle var galiba,o da şu; 'Ülke ölmüş,ağlayanı yok'.Yazık gerçekten...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı