"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbeci yetiştiren sistem bitmeli

Faruk ÇAKIR
27 Mayıs 2022, Cuma
Yine acı bir günün yıldönümündeyiz. 27 Mayıs 1960’da yapılan askeri darbe ile Demokrat Parti iktidarı devrilmiş ve Türkiye bekli de bugün dahi ödemek durumunda kaldığı ağır faturalarla karşı karşıya kalmıştı.

Elbette her darbeci gibi 27 Mayıs 1960’daki darbeye imza atanlar da kendilerini savunup, “Memleketi uçurumdan kurtardık” demiştir.  Fakat, memleketi kurtarmak diye yola çıkanların Türkiye’ye ne gibi sıkıntılar yaşattığını en başta o günleri yaşayanlar bilir. Bir defa darbe yapıp iktidardan indirdikleri Menderes ve arkadaşları bu milletin helal reyleriyle iş başına gelmiş ve hem de 10 yıl süre ile Türkiye’yi idare etmişlerdi. 1950’de tek başına iktidara gelen DP ve Menderes, sonraki seçimlerde de yine en fazla oyu alıp iktidarda kalmıştı. Nasıl oluyor da milletin desteğinin devam ettiği bir iktidara karşı “memleketi uçurumdan kurtarmak için” darbeciler harekete geçiyor? 

“Memleketi uçurumdan kurtarma” iddiası, darbecilerin her defasında müracaat ettiği kirli bir iddiadır. 27 Mayıs 1960 darbesinin açtığı yoldan yürüyenler, aynı anlayışa sahip olanlar 12 Eylül 1980 darbesini yaparken de aynı iddiayı dile getirmişlerdi. “Siyasetçiler tencereyi kirletti. Memleket felakete gidiyordu. Anarşi almış başını gitmişti” diyerek darbe yapanlar “İyi de 11 Eylül 1980’de akan kan; ne oldu da 12 Eylül’de durdu” sorusuna ikna edici bir cevap veremedi. Gerçi, bu can alıcı soruyu soranlar da pek çıkmamıştı ya...

27 Mayıs darbesi, sonraki darbelere ‘ana’lık yaptığı için de ayrıca çirkindir. Sonraki darbeciler 27 Mayıs’dan ilham ve güç olarak bu çirkin işlere bulaşmışlardır. Çünkü 27 Mayıs 1960 darbesinin hesabı hukuk önünde tam olarak sorulamamış ve darbecilerin yaptıkları maalesef yanlarına kâr kalmıştır. 

Darbelerin yıl dönümünde darbecilere kızmak acaba yeterli olur mu? Esas yapılması gereken, ‘darbeci yetiştiren sistem’i tasfiye etmek değil mi? Bunun bir yolu da, darbecilere hukuk önünden en ağır cezaları tabii ki adaletli bir şekilde vermektir. 

Türkiye’yi idare edenler darbe dönemlerinin sona erdiğini söylese de, darbecilerle tam olarak hesaplaşma yapıldığını söylemek kolay değil. Ve tabii ki darbeci anlayışı zemin bulmayacağı bir hukuki ve sosyal yapıya ihtiyacımız vardır. Eğitim sistemi de ‘hür insanlar’ yetiştirecek şekilde planlanmalıdır. “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” anlayışının hakim olduğu bir sistem olsa, darbeci anlayışa mensup insanlar zemin bulabilir miydi?

Türkiye öyle bir eğitim, sosyal ve siyasi zemine kavuşmalı ki; hiç kimse darbe yapmayı aklının ucundan dahi geçirmesin. Velev ki böyle düşünceye sahip olanlar çıksa, onlara destek olanlar çıkmamalı. Destek bulamayacağını bilen ‘darbe severler’in darbe yapmaya kalkışmaları mümkün olur mu?

27 Mayıs 1960’ın yıl dönümünde darbecileri bir defa daha kınarken, darbeye maruz kalan merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yad ediyoruz. Darbeci yetiştiren sistemi bitirmek hepimizin vazifesi, vesselam.

Okunma Sayısı: 1803
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rasim

    27.5.2022 20:21:13

    Bunun için bugün ilkokullardaki eğitime büyüteç tutulmalı. Darbeci kafa burdan geliyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı