"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi yolunun engeli

Faruk ÇAKIR
29 Ağustos 2019, Perşembe
Avrupa Birliği ile Türkiye’nin ilişkileri arzu edilen seviyede olmadığı gibi, her geçen gün yeni olumsuzluklara şahit olunuyor.

Avrupa Birliği ile Türkiye’nin ilişkileri arzu edilen seviyede olmadığı gibi, her geçen gün yeni olumsuzluklara şahit olunuyor. Yakın zamanda bu tablonun değişmesi de pek muhtemel görünmüyor. Bununla birlikte “Burası Türkiye” olduğuna göre ve “siyasette  (de) bir gün uzun” olduğu kabul edilirse değişme ihtimalini de akılda tutmakta fayda var.

Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nin ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen “Dünden Bugüne AB-Türkiye İlişkileri ve Medyada AB  Algısı” panelinde Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileriyle ilgili önemli tesbitler dile getirilmiş. Konuşmacılar, hem Avrupa hem de  Türkiye’de medya kuruluşlarınca farklılıkları ön plana alan haberlere ağırlık verildiğine dikkat çekilmiş ve bunun üyelik sürecini  olumsuz etkilediği hatırlatılmış. 

Medyanın tavrı her bakımdan önemli. Türkiye’de ülkemizin AB üyesi olmasını istemeyenler olduğu gibi Avrupa’da da yine Türkiye’nin, AB üyesi olmasını istemeyenler vardır. Haliyle bu ekipler, duyulan olumsuz haberleri karşılıklı olarak manşetlere taşıyıp Türkiye’nin üyelik yolunu kapatmaya çalışmış oluyorlar. Elbette olumsuz haberler, gelişmeler ve beyanlar oluyor ve bunların da duyurulması icap eder. Ancak aynı anda olumlu haberler, açıklamalar ve beyanlar da oluyor. Bir kısım medya, sadece olumsuz haberleri manşetlere taşıyarak, okuyanlara ve duyanlara Avrupa’da herkesin, her idarecinin Türkiye’nin  üyeliğine itiraz ettiğini düşünüyor. Oysa hakikat böyle değil. Evet, Türkiye’nin AB üyesi olmasını istemeyenler var, ama bunun  yanından ülkemizin AB üyesi olmasını isteyen Avrupalılar da var. Tamamını duyurup insanların gerçekleri öğrenmesi sağlanmalı değil mi?

Panelin açış konuşmasını yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, Türkiye ve AB ilişkisini yorumlarken şöyle konuşmuş: “Türkiye, AB ile Gümrük Birliği olan, ama üye olmayan tek ülke. Türkiye bu süreçte birkaç kez çok önemli fırsatlar  kaçırmış, çok önemli dönemlerde belirli kararları vermekten geri durarak AB’den uzak durmuştur. Geldiğimiz noktada Türkiye-AB ilişkilerinde ciddî kırılmalar yaşıyoruz. Kavga ederek aynı evde yaşamaya çalışan bir çift gibi. Özellikle basın ve ifade özgürlüğündeki mevcut uygulamanın dışına çıkılması nedeniyle AB ile sıkıntılar yaşamamıza neden oluyor.”

Uzun yıllar AB ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’ye ilişkin kararlarını yakından izleyen gazeteci Zeynel Lüle de,  Türkiye’nin nüfus yoğunluğu, Müslüman dini kimliği ve stratejik konumuyla olumlu ya da olumsuz Avrupa’nın gündeminde sıkça yer bulduğunu kaydederek şu noktalara dikkat çekmiş: “Buna insan hakları ve demokrasi boyutunu da katmak gerekiyor.  1980’lerde var olan mevcut durum AB ile ilişkilerin başka boyutlara geçmesine yol açtı. 1990’lı yıllarda Gümrük Birliği’ne yönelik bir takım çabalardan sonra Türkiye’ye bakışta stratejik olarak üye olması konusu yaygınlaştı. Avrupa konusu medya istediği  zaman tavan yaptı, istemediği zaman ise yerlerde süründü. (...) Yargının bağımsızlığını, hesap verebilirliğini, kalitesini, etkisini ve profesyonelliğini güvence altına alacak şartların yeniden sağlanması gerekiyor. Temel hak ve özgürlükler bağlamındaki  uluslar arası yükümlülüklere saygı gösterilmesi ve ciddî insan hakları ihlâllerinin etkili şekilde ele alınması şart. (...) İfade  özgürlüğü üzerinde gereksiz kısıtlamalardan kaçınılması üye olma yolunda izlenmesi gereken yöntemler arasında yer alabilir.”

Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyeliğinin önündeki engeller, gerçekten Türkiye’nin ve milletin aleyhinde olan engeller değil mi? Hak,  hukuk, adalet, şeffaflık, denetleme gibi haller; Türkiye, AB’ye üye olsa da olmasa da hepimize lâzım olan şeyler değil mi? Milletin  menfaatine olan ‘iyi yol’ önündeki engelleri hep birlikte çalışarak aşalım vesselâm.

Okunma Sayısı: 1990
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı