Amerika ya da Avrupa’daki gazetelerde yer alan ‘taraflı haber’lere haklı olarak kızıyoruz, ama benzer sıkıntılar ülkemizde de yaşanmıyor mu?
Doğru haber’e duyulan ihtiyaç görmezden gelinir ve ‘yalan haber’le dünyası sararsa, büyük haksızlıklara imza atılmış olmaz mı? Nitekim Filistin ve benzeri yerlerde yapılan zulüm ve haksızlık ‘kontrol altındaki dünya medyası’ sebebiyle yeteri katar duyurulamıyor ve neticede zulüm devam etmiş oluyor.
‘Hür ve serbest medya’ya duyulan ihtiyaç her geçen gün biraz daha kendisini hissettiriyor. Elbette, serbestlikten ‘yalan haber yapma hürriyeti’ anlaşılmamalı. Bunun için en başta edipler ve gazeteciler ‘edepli’ olmalı. ‘Hür ve serbest medya’ İttihad-ı İslâm için de gereklidir. Aksi halde İslâm ülkeleri arasında birlik, kaynaşma ve ittihad nasıl kurulsun? İslâm ülkeleri arasında haberleşmenin sağlam temellere dayanması için çok defa projeler gündeme gelse de tam anlamıyla bu hedefe ulaşıldığı söylenemez. Neticede gazetelerin dış haberler sayfaları “ABD ve Avrupa haberleri” sayfası haline gelmiş oluyor.
Amerika’daki gazetelere kızıyoruz, ama oradaki gazeteciler herkese örnek olacak bir çağrıya imza atmış ve haberlerde gerçeklerin yansıtılmasını talep etmiş. Her ne kadar konu Filistin’deki İsrail işgali olsa da bütün haberlere teşmil edilebilen bu çağrı ve mektup önemlidir.
ABD medyasında görev alan 500’den fazla gazetecinin imzaladığı “ABD medyasının Filistin’i ele almasına ilişkin açık mektup” başlığı ile kaleme alınan mektupta, ülkedeki haber üretiminde “İsrail işgalini ve Filistinlilere yönelik sistematik baskıyı gizlemeye” son verilmesi çağrısı yapılmış.
The Washington Post, Wall Street Journal ve Los Angeles Times gibi ileri gelen medya kuruluşlarından muhabirlerin de dahil olduğu, en son 514 gazetecinin imza koyduğu mektupta, şu ifadelere yer verilmiş:
“Gerçeği bulmak ve güçlüleri hesaba çekmek gazeteciliğin temel ilkeleridir. Ancak onlarca yıldır haber sektörümüz İsrail ve Filistin haberlerinde bu değerleri terk etti. Okuyucularımızı, haberin en temel yönlerini gizleyen bir anlatı ile yüzüstü bıraktık: İsrail’in askerî işgalini ve apartheid sistemini.”
Mektupta, onlarca yıldır devam eden gazetecilikteki bu yanlış uygulamaya okurlar ve gerçekler adına son vermenin ve habercilikte rotayı âcilen değiştirmenin bir görev olduğu belirtilerek, “İsrail’in Filistinlilere uyguladığı sistematik baskının kanıtları çok fazla ve artık bu sterilize edilmemeli” ifadesi paylaşılmış. (aa, 12 Haziran 2021)
Mektupta ayrıca, gazetecilerin halkı doğru bilgilendirme gibi önemli bir misyonu olduğunun altı çizilerek, “Hikâyeyi doğru yazmak gibi bir sorumluluğumuz ve de kutsal bir yükümlülüğümüz var. Gerçeği haberleştirmedeki her başarısızlığımızda, okuyucularımızı, amacımızı ve nihayetinde Filistin halkını başarısızlığa uğratıyoruz” cümlelerine yer verilmiş.
Evet, Amerikalı gazeteciler her ne kadar Filistin konusunda bu mesajları vermiş olsa da dünyadaki bütün haberler için bu bakış açısı geçerli olmalı. Doğru haberler insanlığa ulaşmış olsa pek çok kötülüğün önüne geçilebilir. Ne edip etmeli haberlerin ağına takılan yanlışları ayıklamalı. Haberlerle kurulan tuzağı başka türlü etkisiz hale getirmek mümkün değil vesselâm.