Kamuoyu hararetli bir şekilde yerli uçak KAAN’ın motorunu tartışıyor.
Hatırlanacağı üzere iktidar, son yıllarda her şeyin “yerlisi”ni yaptığı ilân ediyor. Bunların ne ölçüde yerli olup olmadığı ise aradan zaman geçince ve bazı tartışmalardan sonra anlaşılıyor.
Türkiye’yi idare edenlerin Amerika ziyareti esnasında yaptıkları bir açıklama “yerli uçak motoru” tartışmasını tam olarak gündeme yerleştirdi. Amerika’da (New York’taki Türkevi’nde) yapılan açıklamada özetle, “KAAN’ın motorları ABD Kongresi’nde bekliyor, onların lisansı durmuş durumda” denildi ve bunun “müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmadığı” belirtildi. (bbc.com/turkce, 27 Eylül 2025)
Bu ‘resmî’ açıklama üzerine KAAN’ın motoru meselesi başta sosyal medya olmak üzere herkesin gündemini meşgul etti. TV yorumcuları, gazeteciler, siyasetçiler bu konuyu tartıştı ve tahmin ediyoruz ki bu tartışma önümüzdeki seçimlerin bile gündem maddelerinden biri olacak.
Böyle olmasının ön önemli sebebi, Türkiye’yi idare edenlerin bahsedilen uçağın tamamının yerli üretim olduğunu ilân etmiş olmalarından kaynaklanıyor.
Aslında bu tartışma pek çok meselenin anlaşılması için iyi bir vesiledir. Çünkü Türkiye’de hak, hukuk ve adalet tam manasıyla hükmediyor olsa aynı zamanda idarede açıklık ve şeffaflık da olur. Dolayısı ile idareciler milletten bilgi gizleme ihtiyacı duymaz. Bu ve benzeri meseleler hakkında değil vatandaşın, TBMM’de millet adına bulunan vekillerin sorularına dahi cevap verilmiyor. Böyle bir sistemde, böyle bir anlayışta ve böyle bir uygulamanın olduğu yerde “TBMM saygınlığı” da yarar almış olmaz mı?
Ve asıl can alıcı sorulardan biri de şudur: Gerek vatandaş ve gerek vekiller acaba KAAN’ın motorunun yerli mi ithal mi olup olmadığı kadar Türkiye’deki demokrasi, hak ve hukuk meselesini merak edip peşine düşüyor mu, düşüyor muyuz? Ülkemizde hak, hukuk, adalet ve demokrasi bu kadar yara almışken, bu temel meseleleri merak etmeyip KAAN’ın motorunu merak etmek doğru değildir. Merak önceliği hak, hukuk, demokrasi ve hürriyetlerde olmalı. Demokrasinin, hakkın ve hukukun kaybolduğu yerde “yerli motor” aramak pek de fayda vermez.
Hem millet, hem de vekiller olarak ne zaman ki önceliğimiz “hak, hukuk ve demokrasi”nin ne halde olduğunu arayıp sormaya gelir; inanın o zaman her türlü başarının “yerli”lerine de imza atmak mümkün olur.
Aksi halde idareciler “yatsıya” kadar da olsa mumlarını yakıp uyutucu türkülerini söylemeye devam ederler...