"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

KAAN’ın motoru kadar demokrasiyi de merak ettik mi?

Faruk ÇAKIR
03 Ekim 2025, Cuma
Kamuoyu hararetli bir şekilde yerli uçak KAAN’ın motorunu tartışıyor.

Hatırlanacağı üzere iktidar, son yıllarda her şeyin “yerlisi”ni yaptığı ilân ediyor. Bunların ne ölçüde yerli olup olmadığı ise aradan zaman geçince ve bazı tartışmalardan sonra anlaşılıyor.

Türkiye’yi idare edenlerin Amerika ziyareti esnasında yaptıkları bir açıklama “yerli uçak motoru” tartışmasını tam olarak gündeme yerleştirdi. Amerika’da (New York’taki Türkevi’nde) yapılan açıklamada özetle, “KAAN’ın motorları ABD Kongresi’nde bekliyor, onların lisansı durmuş durumda” denildi ve bunun “müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmadığı” belirtildi. (bbc.com/turkce, 27 Eylül 2025)

Bu ‘resmî’ açıklama üzerine KAAN’ın motoru meselesi başta sosyal medya olmak üzere herkesin gündemini meşgul etti. TV yorumcuları, gazeteciler, siyasetçiler bu konuyu tartıştı ve tahmin ediyoruz ki bu tartışma önümüzdeki seçimlerin bile gündem maddelerinden biri olacak. 

Böyle olmasının ön önemli sebebi, Türkiye’yi idare edenlerin bahsedilen uçağın tamamının yerli üretim olduğunu ilân etmiş olmalarından kaynaklanıyor. 

Aslında bu tartışma pek çok meselenin anlaşılması için iyi bir vesiledir. Çünkü Türkiye’de hak, hukuk ve adalet tam manasıyla hükmediyor olsa aynı zamanda idarede açıklık ve şeffaflık da olur. Dolayısı ile idareciler milletten bilgi gizleme ihtiyacı duymaz. Bu ve benzeri meseleler hakkında değil vatandaşın, TBMM’de millet adına bulunan vekillerin sorularına dahi cevap verilmiyor. Böyle bir sistemde, böyle bir anlayışta ve böyle bir uygulamanın olduğu yerde “TBMM saygınlığı” da yara almış olmaz mı?

Ve asıl can alıcı sorulardan biri de şudur: Gerek vatandaş ve gerek vekiller acaba KAAN’ın motorunun yerli mi ithal mi olup olmadığı kadar Türkiye’deki demokrasi, hak ve hukuk meselesini merak edip peşine düşüyor mu, düşüyor muyuz? Ülkemizde hak, hukuk, adalet ve demokrasi bu kadar yara almışken, bu temel meseleleri merak etmeyip KAAN’ın motorunu merak etmek doğru değildir. Merak önceliği hak, hukuk, demokrasi ve hürriyetlerde olmalı. Demokrasinin, hakkın ve hukukun kaybolduğu yerde “yerli motor” aramak pek de fayda vermez. 

Hem millet, hem de vekiller olarak ne zaman ki önceliğimiz “hak, hukuk ve demokrasi”nin ne halde olduğunu arayıp sormaya gelir; inanın o zaman her türlü başarının “yerli”lerine de imza atmak mümkün olur. 

Aksi halde idareciler “yatsıya” kadar da olsa mumlarını yakıp uyutucu türkülerini söylemeye devam ederler...

Okunma Sayısı: 1815
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mahmut C

    3.10.2025 23:35:05

    Sayın Faruk Bey yazılarınızı taktir ederek okuyorum. Çok önemli konuyu ve çoğu kimsenin dile getirmediği bir noktaya değinmişsiniz. Sn Kılıçdaroğlunun hak, hukuk , adalet söylemine demokrasi eklemeniz gayet güzel olmuş. Bu sloganın yayılması için gazetemizin özlemini duyduğumuz eksiklikleri daha fazla ön plana çıkartması dileğiyle saygılarımı sunuyorum...

  • S.topuz

    3.10.2025 11:06:07

    ..."Bak! Onun lisanında اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ ٭ اِذَا السَّمَٓاءُ انْفَطَرَتْ ٭ اَلْقَارِعَةُ (Güneş dürülüp toplandığında, Gök yarıldığı zaman, Çarpacak plan felâket!) gibi sureleri işit... Hem öyle bir istikbalden doğ ru olarak haber veriyor ki: Şu dünyevî istikbal, ona nisbeten bir katre serab hükmündedir. Hem öyle bir saadetten pek ciddî olarak haber veriyor ki; bütün saadet-i dünyeviye ona nisbeten bir berk-i zâilin(anlık Şimşeğin), bir şems-i sermede (Ebedî ve sonsuz güneşe, (Allah'a)) nisbeti gibidir." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 238 - 😪🇹🇷😢🙌🌹🤲🌹❤🌙☝️🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    3.10.2025 11:03:49

    " Bilirsinki:En ziyade insanı tah rik eden meraktır. Hattâ eğer sana denilse:"Yarı ömrü nü, yarı malını versen; Kamer' den (Ay'dan) ve Müşteri' (Jup iter) den biri gelir,Kamer'de ve Müşteri'de ne var ne yok, ahvâ lini sana haber verecek.Hem doğ ru olarak senin istikbalini ve başına ne geleceğini doğru olarak haber verecek." Mera kın varsa vereceksin. Halbuki şu Zât(A.S.V.),öyle bir Sultan' ın (C.C.) ahbarını söylüyor ki: MemleketindeKamer bir sinek gibi bir pervane etrafında dö ner.O Arz(Dünya) olan o per vane ise, bir lâmba etrafında pervaz eder. Ve o Güneş olan lâmba ise, o Sultan'ın binler menzillerinden bir misafirha nesinde binler misbahlar için de bir lâmbasıdır.Hem öyle a caib bir âlemden hakikî olarak bahsediyor ve öyle bir inkılab dan haber veriyor ki: Binler Küre-i Arz(Dünyalar) bomba olsa patlasalar, o kadar acib olmaz. Bak! Onun lisanında اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ ٭ اِذَا السَّمَٓاءُ انْفَطَرَتْ ٭ اَلْقَارِعَةُ gibi sureleri işit." Sözler

  • Osman Yıldırım

    3.10.2025 10:40:26

    Maalesef durum bundan ibaret,sağcısından solsusuna, dindarından dinsizine,liberalinden soyalistine, hak hukuk ve demokrasi hiç kimsenin umurunda değil,herkes herşeyi tek bir adamdan bekler hale gelmiş durumda, o tek adamda bu manzaranın rahatlığı ile kendini devlet zannederek ülkeyi yönrtmektedir. Fiilen bunlar yaşanabilir ancak iş fatura ödemeyi gelince millet olarak herkes bu faturayı ödemek zorunda kalır ve ödüyorlar. Bu çok büyük bir aymazlıktır bundan bir an önce dönülmesi, demokratik hukuk devletine kavuşmak için herkes üzerine düşeni mutlaka yapmalı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı