RÖPORTAJ: SELÇUK SUBAŞI - SEYHAN ŞENTÜRK

İstanbul-Çekmeköy’de et ürünleri işleyen fabrikası bulunan Demirel, binanın üst katını da Medrese-i Nuriye olarak tahsis etmiş.

İstanbul-Çekmeköy Yeni Asya okuyucuları, her yıl yüzlerce Risale-i Nur Külliyatı’nı, Nur’a muhtaç ve müştak olanlara hediye ediyor. İş adamı Yılmaz Demirel sponsorluğunda gerçekleşen bu hayırlı faaliyet 3 yıldır sürüyor. İlk yıl 100 takım külliyatla başlayan bu kampanya kapsamında hediye edilen Külliyat bu sene 185 rakamına ulaştı. Külliyatların sahibini, farklı bir yöntem seçilerek bulduğu bu güzel faaliyeti muhterem Yılmaz Demirel’e sorduk.

Demirel, sorularımızı şevke medar olması, başka hayır sahiplerini de bu yönde harekete geçirmesi temennisiyle cevapladı: 

1. Gazetemizde yayınladığınız duyurularla Risale-i Nur okuyanları ödüllendiriyor ve her yıl yüzlerce Külliyat hediye ediyorsunuz. Bu hizmeti kaç yıldan beri yapıyorsunuz?

Bu şekliyle düzenli olarak üç yıldır gerçekleştiriyoruz. Ondan önce de gazetemizin açtığı farklı kampanyalara imkânımız nisbetinde destek olmuştuk. 

2. Küliyat hediye ettiğiniz kişileri hangi yöntemle seçiyorsunuz? Onlarda hangi özellikler aranıyor?

Bu sene, hediye Külliyat kazanmanın şartı, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatını anlatan “Tarihçe-i Hayat” adlı kitabı baştan sona kadar okumak olarak belirlendi. Tarihçe-i Hayatı okuyan yarışmaya girme hakkı kazandı. İstanbul’dan telefonla yarışmayı yöneten emekli eğitimci Feyzi Bey’in Tarihçe-i Hayat’tan seçip sorduğu suallere tam cevap veren kardeşlerimiz, Külliyat kazanma hakkını elde etti. Adresi alınan yarışmacıya Yeni Asya Neşriyat’tan bir takım Külliyat hediye edildi. Bu yıl bu yolla tam 185 takım Külliyat muhtaçların eline geçmiş oldu.

3- Bu kişilerden nasıl tepkiler, geri dönüşler alıyorsunuz? O anki duygu ve düşüncelerini sizlerle paylaşanlar oluyor mu?

Bu faaliyetin güzel tarafı, yeni tanışıyor olanların yaşadıkları heyecan kadar, Külliyattan haberi olup da biraz arasını açmış olan veya okumayı yavaşlatmış olanların bitkisel hayattan ayılan hasta gibi yeniden Nurlar’la tanışmasıydı. Bu yarışma ile Tarihçe-i Hayatı yeniden okuyanların, ateş almışçasına yeni baştan Nur’a sarıldıklarını hissettik. ‘Allah razı olsun beni yeniden Nurla tanıştırdınız’ diye ağlayarak hissiyatını dile getirenler oldu.

4- Türkiye’de az kitap okunduğu hep söylenir. İnsanlara kitap okumayı sevdirmek için neler yapmak icap eder?

Gerçi, Risale-i Nur Talebeleri bu sınıflandırmanın dışında kalır, ama maalesef insanımız okumuyor, okumayı sevmiyor. Üstad Hazretleri İslâm dünyasının geri kalış sebepleri arasında cehaleti de sayar. Cehalete karşı da maarife özel vurgu yapar. Nihaî hedef ise marifetullahtır (Allah’ı tanıma, bilme). O da okumakla olur. Okumanın da Kur’ân’ı, kâinat kitabını ve kendini okuma şeklinde dereceleri vardır. İşte biz bu kampanya ile hem okumayı sevdirmek, hem de Kur’ân’ın çağdaş tefsirini insanımıza hediye ederek onların da marifetullaha ulaşmalarına katkı sunmak istedik. Ben de şahsî okumalarını ihmal etmemeye çalışıyorum. Risale-i Nur okumanın da lezzeti bam başka. Bütün duyguları doyuruyor. Şükran-ı nimet olarak söylemek gerekirse, bazı günler yüz safya kadar okuduğum oluyor 

5- Bu arada, siz Risale-i Nur’la nasıl tanıştınız? Anlatır mısınız?

Risale-i Nurlar’la tanışmak ve Nurlar’a muhatap olmak da bir nasip işidir. Allah lütfetti bu hazineyi 1970 yılında, eniştem astsubay Cemaletin Yelen vasıtasıyla tanıdım. İlk olarak, anlamasam da İşârâtü’l İ’caz’ı okumaya başladım. 1973 yılında askerlik yaparken Cenab-ı Hak karşıma başka bir Nur talebesini çıkardı: Necat Özdemir. Kucağımızda Risaleler, Yeni Asya Yayınlarından çıkan kitaplarla bölük bölük dolaşırdık. Bölük Komutanına şikâyet gitmiş, savunmamı istedi. Ben de bu kitaplar’Komutanları sevdiren kitaplar’ deyiverdim. Bu söz üzerine beni serbest bıraktı. Unutamadığım bir hatıramı daha nakledeyim müsaade ederseniz. Gençlik yıllarımdı. Ahmet Şahin Hoca ve Hekimoğlu İsmail Abiler benden her gün o günkü gazeteyi meydandaki bir ağaca görünür şekilde raptiyelememi isterdi. Gelen geçen okusun diye. Ben de denileni yapar Ümraniye Çarşı’da bir ağaca gazetemizi görünür şekilde asardım.

6- Bu kampanya her yıl devam edecek mi? Hedefiniz nedir?

Gücümüz ve ömrümüz yettiğince, bunu daha da arttırarak devam ettirmek duâmdır. Bizim bu mütevazi gayretimizin başka hayır sahiplerini de teşvik etmesini, harekete geçirmesini diliyorum.

7- Çevrenizdeki gençlere yönelik yıl boyu devam eden faaliyetlerinizin olduğunu biliyoruz. Bu programlardan da biraz bahseder misiniz?

Çekmeköy’deki et ürünleri işleyen fabrikamızı kurunca üst katını medrese-i nuriye olarak tahsis ettik. Burası hem yetişkinler için, hem de talebe programları için ders salonu olarak hizmet veriyor. Hafta sonları ilköğretim talebelerine, hafta içi bir akşam liselilere yönelik ders ve okuma programımız var. Kur’ân-ı Kerîm dersleri de veriliyor. Onları maddî-manevî gıdalandırmaya çalışıyoruz. 

Yıl sonunda velilerin de dâvetli olduğu şölenimiz oluyor. (Bu sene salgın sebebiyle gerçekleştiremedik). Risale-i Nur’dan vecize ezberleme yarışmasında dereceye girenlere mükâfatlar veriliyor.

Bu arada çevremizdeki “sokak çocuğu” tabir edilebilecek gençlerle irtibat kurup, onları yaratılış gayelerine uygun olarak topluma kazandırmaya çalışıyoruz.

Teşekkür ederiz.

***

Hediye Külliyat alanların mesajları: 

Allah razı olsun. Sevincim sonsuz.

Zehranur Yıldız - İzmir

Elimize ulaştı Risale-i Nurlar,Sevinç sürur içinde müştak âciz kullar,Dikilmede ehl-i küfrün yıktığı surlar,Hayat nuru, süruru Risale-i Nurlar...

Berk Dağ - Bursa

*

Külliyatımız geldi teşekkür ederiz. Rabbim ebeden razı olsun.

Mustafa Atlik - 14 Yaşındayım Hâfızım

*

Çok sevindim hocam orucum, beni çok mutlu ettiniz. Allah da sizi mutlu etsin.

Rümeysa Ceylan - 12 yaşındayım.

*

Allah razı olsun ağabey, Külliyatım geldi.

Aygül Sonat - Adana

Tarihçe-i Hayat Kitabını okutarak 180 Kişiye Külliyat hediye edilmesi ve bunun Yeni Asya’da ilân edilmesi muazzam bir iştir.Çekmeköy Yeni Asya Camiasını tebrik ediyoruz. Yüce Rabbim hepinizden ebeden razı olsun.

Bu işin serencamını ve geri dönüşümleri ve hissiyatlarınızı da Yeni Asya’da yazarsanız çok iyi olur diye düşünüyorum zira hem duâlara, şevklere vesile olur, hem de Anadolu’da belki diğer mahallere çok güzel bir hizmet örneği olur diye düşünüyorum. 

Öğretmen: Kemal AKAY - BURSA 

*

Hayatımda aldığım en güzel ve en anlamlı bu manevî hediyeniz için size ne kadar duâ etsem az, bu dünyada olmaz belki, ama ahirette, belkide Cennette sizi görmek nasip olur.

Seda Nur Cücen - Manisa

***

RAMAZAN’DA ZİYAFET - Feyzi CEYLAN

Ramazanla ziyafet yan yana gelince akla iftar ziyafetleri gelir. Ama bizim bahsedeceğimiz ziyafet, Ramazan’da olsa da maddî bir ziyafet değil, kalp ve ruhların açlığına çekilen bir ziyafet, Nur ziyafeti…

Maddî ziyafetler, kısa dünya hayatına kalori ve güç kazandırırken manevî ziyafetler, ebedî hayatın sağlığına güç ve sağlık kazandırmaktadır. Şüphesiz hayata hizmet içinde en büyüğü fani hayatı baki hayata tebdil edecek olan iman hizmetidir.

Bu gerçeği kavramış bulunan fedakâr kardeşimiz Yılmaz Bey, her Ramazan’da maddî ziyafetlere masraf yapma yerine, Risale-i Nur Külliyatı’ndan takımlar halinde hediye paketleri dağıtmayı tercih ediyor. Fakir ve muhtaçlara verilen ziyafetin başında durup onların memnuniyetini gören zenginin aldığı manevî zevk gibi o da Külliyatı elde edip de ondan ebedî saadetin anahtarı olan iman nimetini elde edenlerin teşekkürlerini duydukça tarifsiz lezzet alıyor.    

Bu yıl, ziyafete katılıp hediye Külliyat kazanmanın şartı, Tarihçe-i Hayatı baştan sona okumak olarak belirlendi. Tarihçe-i Hayatı okuyan yarışmaya girme hakkı kazanıyor. İstanbul’dan telefonla yarışmayı yöneten emekli eğitimci Feyzi Bey’e telefon açıyor. Feyzi Bey’in Tarihçe-i Hayat’tan seçip sorduğu suallere tam cevap veren okuyucu, bütün Külliyatı kazanma hakkını elde ediyor. Adresi alınan yarışmacıya Yeni Asya Yayınları’ndan tam takım bir Külliyat gönderiliyor. Bu yıl bu yolla tam 185 takım Külliyat muhtaçların eline geçti.  

Bu faaliyetin güzel tarafı, Külliyattan haberi olup da biraz arasını açmış olan veya okumayı yavaşlatmış olanların bitkisel hayattan ayılan hasta gibi yeniden Nurlar’la tanışmasıydı. Bu yarışma ile Tarihçe-i Hayatı yeniden okuyanların, yeniden ateş almışçasına Nur’a sarılmaları, hatta bazıları ‘Allah razı olsun beni yeniden Nur’la tanıştırdınız’ diye ağlayarak hissiyatını dile getirmiş olmalarıydı…

Hülâsa Nurlar’ın muhtaç ellere ulaşması için yeni yollar aramak ve her vesileye başvurmak gerekiyor. Evet, daima hareket, daima faaliyet yılmadan, yorulmadan, bıkmadan, usanmadan…

Bu güzel faaliyetin müsebbiplerinden Allah razı olsun…