"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medrese-i Yusufiyeler ve tebliğ

H. Muharrem OKUR
26 Haziran 2021, Cumartesi
Tebliğ ve irşad vazifesi bir peygamber mesleği olarak dinimizin en önemli vazifelerinden birisidir.

Peygamber Efendimizin (asm) Uhud Harbi’nde amcası Hazret-i Hamza’nın ciğerini hırsla dişleyen Hind bint-i Utbe’yi îmânı mukabilinde Mekke Fethi’nde affetmesi, yine amcası Hz. Hamza’yı şehid eden Hz. Vahşi’yi ve kızı Hz. Zeyneb’i deveden düşürerek yaralanmasına ve karnındaki bebeğini kaybetmesine sebep olanları affetmesi ve bazı kimselere defalarca tebliğde bulunması bizlere rivayetlerle ulaşan bilgilerdir.

Bu riyavetlerden anlaşılıyor ki tebliğ ve irşad vazifesi insanların dinine, ırkına, milliyetine, yaşayışına, geçmişine vs. bakılmaksızın yapılması gereken bir vazife. Bu hususla alâkalı Peygamber Efendimizin (asm) hayatından pek çok örnek bulmak mümkündür.

Risale-i Nurlar ise asrımızda tebliğ ve irşad vazifesini en güzel şekilde yapmaya devam ediyor. Bu vazifeyi asrın idrakine ve ihtiyaçlarına uygun olarak Kur’ân’dan süzülen hakikatlerle gerçekleştiriyor.

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin, “Eğer Risale-i Nur’u tenkid fikriyle tetkik eden adliye memurları, imanlarını onunla kuvvetlendirip veya kurtarsalar, sonra beni i’dam ile mahkûm etseler; şahit olunuz, ben hakkımı onlara helâl ediyorum. Çünkü biz hizmetkârız. Risale-i Nur’un vazifesi, imanı kuvvetlendirip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı tefrik etmeyerek, hizmet-i imaniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeyerek yapmaya mükellefiz.” (Şuâlar) ifadesiyle ve Risale-i Nurların hapishanelerde nice suçlu ve canileri irşad ettiğinin hatıralarıyla da anlıyoruz ki Risale-i Nur’un metodu Peygamber Efendimiz (asm) metodu.

İnşaallah bu metodun takipçileri olarak bizler de kimden gelirse gelsin Medrese-i Yusufiyelerden bizlere gelen başta Külliyat ve dinî yayınlarımız taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Gayemiz Risale-i Nurlar’daki hakikatlerin neşri ve inkişafı. Bu hususta netice Allah’a aittir.

Not: Cezaevin gelen bir mektuptan faydalanılmıştır.

Okunma Sayısı: 1718
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    26.6.2021 15:41:56

    "Vahşi’yi ve kızı Hz. Zeyneb’i deveden düşürerek yaralanmasına ve karnındaki bebeğini kaybetmesine sebep olanları affetmesi.." Bu noktanın püf noktası; kişinin suçunu günahını bilip; aleni af dileyip aleni pişman olmasıdır. Şimdikilerde var mı o safi kalp o özgür düşünce?

  • Halil İbrahim Karahan

    26.6.2021 03:58:51

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı