"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur dairesinde fikir hürriyetinin hüsn-ü istimali

Halil KARTAL
18 Şubat 2023, Cumartesi
Fikir hürriyetinin müspet bir şekilde nasıl tatbik edilmesi gerektiğini Risale-i Nurdan aramaya çalışacağız. Daire dışında fikir hürriyetinin tatbiki ise bir başka yazı konusu.

“Hürriyeti sû-i tefsir etmeyiniz; ta elimizden kaçmasın” cümlesinden ilhamla hürriyet-i fikri de su-i tefsir etmeyelim. 

Daire içinde serd edilecek fikirlerimiz vahdeti muhafaza etmeli; inşikaka ve su-i tesire sebep olmamalıdır. Zira “Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.”  

İlk başta fikirlerimizi serdederken gösterdiğimiz cesaretin ve pervasızlığın imanımızdan inkişaf etmiş bir hal olduğunu düşünebiliriz. Fakat durum öyle değil. Üstad hazretleri cesaretleri ile namdar efe olan Risalei Nur talebeleri hakkında şunları söyler:  

“Hasan Âtıf’ın mektubunda, cesur ve sebatkar zâtlardan-ki “efeler” tabir ediyor-bahis var. Biz, o cesur, sebatkar yeni kardeşlerimizi ruh u canla kabul ediyoruz. Fakat Risale-i Nur dairesine girenler, şahsi cesaretlerini kıymetleştirmek için, sarsılmaz bir sebat ve metanete ve ihvanlarının tesanüdüne cidden çalışmaya sarf edip, o cam parçası hükmünde şahsi cesaretini, hakikatperestlik sıddıkiyetindeki fedakarlık elmasına çevirmek gerektir.”  

Efeler şahsi cesaretlerini ancak daire içinde ihvanların “sebat, metanet ve tesanüdüne çalışmaya sarf ederse bu cesaret fedakarlık elmasına çevrilir. 

Bu satırlardan iktibasla şöyle diyebiliriz: “Daire içindeki şahsi fikirlerimi ancak kardeşlerimin  sebat, metanet ve tesanüdüne sarf edeceğim(z).”  

Zira; “Hem bir adam, kendi başına cesareti güzel de olsa, bir cemaat-i mütesanideye girdikten sonra, onların istirahatini ve sarsılmamalarını muhafaza etmek için, o şahsi cesareti istimal edemez.”  

Peki “Tesadüm-ü efkârdan ve tehâlüf-ü ukulden hakikat tamamıyla tezahür eder.” diye söylemiyor mu Risale-i Nurda? 

Hemen alt satırlara bakalım: “Hadisteki ihtilâf ise, müsbet ihtilâftır. Yani, herbiri kendi mesleğinin tamir ve revâcına sa’y eder. Başkasının tahrip ve iptaline değil, belki tekmil ve ıslahına çalışır. Amma menfi ihtilâf ise-ki garazkârâne, adâvetkârâne birbirinin tahribine çalışmaktır-hadisin nazarında merduttur. Çünkü birbiriyle boğuşanlar müsbet hareket edemezler. Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlâs Risalesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilâf bu vakitte Risale-i Nur’a büyük bir zarar verebilir.”  

Üstad hazretleri vahdeti muhafaza etmeye çağırıyor talebelerini ve “İhlas Risalesi”nin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurmasını istiyor. Dikkat her on beş gün de değil her vakit… 

“Zaten mabeyninizde samîmi tesanüd ve meşveret-i şer’iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı mânevînin fıkrini, o meşveretle bildirir” cümlesinin hakikatiyle bir buz parçası gibi olan fikrimizi, cemaatin şahs-ı manevi havuzunda erittiğimizde içimizdeki şahs-ı manevi külli fikrini bildirecektir. Zira “Kendimizi değil, Risale-i Nur’un şahs-ımanevisini ehl-i imana gösteriyoruz.” 

Okunma Sayısı: 1199
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hamide

    18.2.2023 07:12:01

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı