"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kudsî bir kuvvet: “Hizmet miktarı”

Halil KARTAL
27 Ocak 2021, Çarşamba
Şefkat tokatlarında Üstad Bediüzzaman Hazretleri öncelikle kendi şefkat tokadını anlatır.

Bu kısımda daha önce dikkatimi çekmeyen bir ibare dikkatimi çekti: “Meselâ bu bîçare Said, Van’da ders-i hakaik-i Kur’âniye ile meşgul olduğum miktarca Şeyh Said hâdisatı zamanında vesveseli hükûmet, hiçbir cihette bana ilişmedi ve ilişemedi.” 1

Buradaki “meşgul olduğum zaman” değil de “meşgul olduğum miktarca” ibaresi tercihi. Zaten her zaman hakai-i Kur’âniye ile meşgul olma vazifemiz var, fakat bu miktar ne kadar olmalı? Burada bir alt ya da üst sınır yok. Hizmet zamanı tabirini kullansa idi muayyen bir vakit gibi, şimdi hizmet var yaptık ve bitti. Ancak miktar öyle değil. Yap yapabildiğin kadar. Miktarı arttır. Peki bu miktar azalınca ne olmuş? Bakalım; 

“Vaktâ ki ‘Neme lâzım’ dedim, kendi nefsimi düşündüm. Âhiretimi kurtarmak için Erek Dağı’nda harabe mağara gibi bir yere çekildim. O vakit sebepsiz beni aldılar nefyettiler. Burdur’a getirildim.” 

Bu şefkat tokadından umumî manada ne anlayabiliriz? Şahısların tek başlarına yaptıkları hizmet-i Kur’ân ile hep beraber yapılan hizmet-i Kur’âniyenin miktarı ve manevî kudsiyeti, kuvveti aynı değil. Beraberce yapılan Kur’ân hizmetinin miktarı arttıkça çok muazzam bir şey oluyor; dışarıdaki vesveseli hükümet hiçbir vecihle ilişmiyor, ilişemiyor. Nur hizmetinde bulunan herkesin birlikte hizmetle meşgul oldukları miktar arttıkça bu tesir vücuda geliyor. Yani demiş oluyor ki “Ey Risale-i Nur Talebeleri korkmayınız. Hizmetinizin miktarını birlikte arttırınız. O vakit hiçbir zaman vesveseli bir hükümet size ilişemez. Bu iman hakikatlerinin bir kerametidir. Ne zaman ki neme lâzım derseniz kendi başınıza kendi kamet-i miktarınızca meşgul olursanız o vakit topyekûn bir hücum” başlar.  

İlgili Risaleyi okumaya devam edince tekrar “miktarca” ibaresi ile karşılaştım. “Orada yine hizmet-i Kur’âniyede bulunduğum miktarca –o vakit menfîlere çok dikkat ediliyordu, her akşam ispat-ı vücud etmekle mükellef oldukları halde– ben ve hâlis talebelerim müstesna kaldık. Ben hiçbir vakit ispat-ı vücuda gitmedim, hükûmeti tanımadım. Oranın valisi, oraya gelen Fevzi Paşa’ya şikâyet etmiş. Fevzi Paşa demiş: “Ona ilişmeyiniz, hürmet ediniz!” 

Bu sözü ona söylettiren, hizmet-i Kur’âniyenin kudsiyetidir. 

Hizmet-i Kur’âniye de bulunduğumuz miktarca, (yani miktar artabilir ve azabilir). Miktar artarsa bir tesir ve netice vücuda geliyor o da şu: “İlişilmemek, hürmet gösterilmek.” 

Üstad Hazretleri burada sadece kendisini değil “ben ve halis talebelerim müstesna kaldı”k diyerek bu hakikati talebelerine de teşmil ediyor. Hizmet-i Kur’âniyenin kudsiyeti “Onlara ilişmeyiniz” sözünü söyletiyor. 

Bu iki misal aslında Risale-i Nur Talebelerinin kazanabileceği bitmez ve tükenmez bir manevî  kuvvetin yolunu gösteriyor. Ümit ve şevk veriyor. Beraber miktarca arttırarak yaptığınız ihlâslı hizmet-i Kur’âniyenin kudsiyeti sizleri menfi hücumlardan muhafaza eder. Birileri herhangi bir şekilde şikâyet etse de hizmet-i Kur’ân’ın kudsiyeti onlara şöyle söylettirir; “onlara ilişmeyiniz…” Ne zaman ki beraber değil de şahsî kalırsınız ihlâsınız gider. İhlâsı kırmakla hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecavüz, hem hizmet-i Kur’âniyenin hizmetine taarruz hem hakaik-i imaniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz. Yani taarruzu ve hürmetsizliği dışarısı değil bizim ahvalimiz yapıyor.  

Herhangi bir hücum varsa bu hücuma sebebiyet veren manevî hal, talebelerin bu kudsiyeti beraber sağlayamamış olması. Bizim ahvalimiz bunu netice veriyor. Bizlerdeki hizmet miktarındaki azalma onlarda hücum olarak görünüyor. “Beraberce hizmet-i Kur’âniyeye ayrılan miktar arttıkça” oluşan kuvve-i maneviye onları bu hizmete iliştirmiyor. Belki de Üstad Hazretleri bu sebeple müfritane irtibat diyor. İrtibat halinde beraber hizmet yapınız. Bu hal kudsî bir kuvveti netice verir. Şahsî kemalat ve çalışmalarınızın kuvveti bu hücumlara karşı sizi korumaz. 

Cenab-ı Hak müstakil kalmayıp beraberce yapılan hizmet-i Kur’âniyemizin miktarını arttırsın. Amin... 

Okunma Sayısı: 1479
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil

    27.1.2021 15:46:12

    Değerli abiler ve kardeşlerim. Duanız bereketiyle inşaallah daha çok manalar açılır. Allah razı olsun. Dualarınızı beklerim.

  • NAHİT TOPALOĞLU

    27.1.2021 12:48:39

    S.A. Halil Kardeşim, Güzel dikkatinizden dolayı Allah razı olsun. Tebrik ediyorum.

  • Recep ziftci

    27.1.2021 11:35:31

    Maşallah

  • Zeliha

    27.1.2021 10:55:45

    Allah razı olsun. Çok mühim bir hakikati çok anlaşılır bir şekilde ifade etmişsiniz. Daha ne çok hikmetler vardı. Zamanla ihtiyaç hasıl oldukça ortaya çıkacaktır ama takip etmek ve kaleme almak önemli.

  • Sertaç Lüser

    27.1.2021 08:59:38

    ALLAH razı olsun.Satır aralarında keşf edilmeyi bekleyen hakikatlere nazar açan gözlere ve parmaklara selam ve dua ile. Birbirinden kıymetli yazıların arasında en sevdiğim tarz bu oluyor.Sizin daha önce "Bir şefkat tokadı olarak “Nurlarla meşgul olduğu halde istifade edememek”" yazınıda dimağımda kalan yazılardan.Tebrik ediyorum.Selam ve dua ile.

  • Necati

    27.1.2021 01:17:36

    Bütün sıkıntılar hizmet edilerek aşıldı, şimdi de öyle olacaktır. Ihlas samimiyet, uhuvvet ve müfritane irtibat içinde, sevk ile, fedakarane hizmetler ederek, sahile selamete doğru hızla yol alacağız inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı