"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tesanüdün birlik sırrı

Havva KÜÇÜK KONUR
28 Temmuz 2019, Pazar
Risale-i Nurlar’ın ana umdelerinden, ukdelerinden olan tesanüd, içerisinde pekçok sırrı da barındırıyor. Yekdiğerine muavin ve yardımcı, zeki muhatap, birbirinin mütemmimi ve müşevviki olma gibi bir dünya-ahiret birlikteliği, dünyada tadılabilecek en lezzetli nimetlerdendir.

 “Karşılıklı yardımlaşma ve birbirine istinad etme” anlamına gelen tesanüd, 22. Mektup’ta kalplerin birliğine ve toplum birliğine dönüşür. “Tevhid-i imanî elbette tevhid-i kulûbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi vahdet-i içtimaîyeyi iktiza eder.” İman sıcaklıktır, bağdır. Ve bu öyle bir sıcaklıktır ki, durduğu yerde durmayıp akan, yapan ve yapıştıran bir sıcaklıktır. İman, kendi içinde bir birlikteliği gerektiriyor. İman birliğini, tevhid-i imanîyi yani. Bir birlikten söz edeceksek elbette bunun içinde başka insanlar da olacak. Bir ve beraber olmak, çokluğa ait bir kavram. Çünkü insan tek başına bir ve beraberim demez, diyemez.

Bediüzzaman’ın insaniyet-i kübra tamlamasını da burada hatırlatmakta fayda var. “İnsaniyet-i kübra olan İslâmiyet...” İnsan, mükemmel insan olsa, başını kaldırsa, İslâmiyeti görecek demek ki. Mükemmel parçaların biraraya getirdiği mükemmel bütünlük...

Tevhid-i imanî de kalpleri birbirine bağlayacak, rabtedecek sıcaklık potansiyeline sahip. İman, gerçek anlamda o insanda hükmetse, kendi gibi olan insanlara da akmalı, sıcaklığını bulaştırmalı, kalpleri yapıştırmalı ve bir yapmalı. Yağmur yağdığında cama vuran damlaların, yukarıdan aşağıya inerken, bir başka damlaya katışması gibi, insan da kendi gibilere katışmaya ve birlik oluşturmaya, hem fıtrat olarak, hem de dinimizin emri olarak meyyal olmalı. 

Normal seyri bu şekilde olan ve iman birliği zaten yapısında olan iman, nasıl oluyor da soğuklaşıyor, buzlaşıyor ve yapıştırma özelliğini kaybediyor?

En başta gelen insanî zaaflar, kıskançlık, hased, inat, tarafgirlik, bu birlikteliği bozuyor, ortadan kaldırıyor. İnsanın gönlüne siyah bir damla düşmeye görsün. Bir ummanı kirletmeye yetmese de, en azından hâlelendirir, titreştirir ve bulanıklık meydana getirir. Şüphe, vesvese ve su-i zan damlaları düşmeye devam ederse, elbette hem o denizi, hem de gönülleri kirletecektir. İmanın havuzu, ya da imanlı insanların bir bütün haline getirdiği havuz, öyle bir safi deniz ki, hiçbir kirli zerrenin bile içinde yer bulamayacağı bir enginlik...

Bir başka tarafı da bu imanlı kalplerin oluşturacağı içtimaî birlik. İnanç birliği bir toplumsal birlikteliği gerekli kılar, kılmalı. Çünkü herbir ferdi hakikî manada insan yapan değerler, her mü’minde aynı. Konunun devamında bu birlikteliği sayarken bir “aynı”lığa da değiniyor aynı zamanda. Siz aynısınız, eşitsiniz, bir ve berabersiniz zaten diyor. “Hâlıkınız bir, Mabudunuz bir, Razıkınız bir, şehriniz, memleketiniz bir, kitabınız, kıbleniz bir...” derken desise, zan ve şüphelerle üstünü örttüğümüz vahdet rabıtalarını çıkarıyor sanki saklanılan yerden. Müslümansanız, mü’minseniz aslında birbirinizden farkınız yok.

Neden bu rabıtaları döküyor, ya da neden eşitsiniz mesajı veriyor? Çünkü insan eşit olduğu kişiyi kıskanmaz, hased etmez. Kin, nefret bağlamaz. Kendinden öyle ya da böyle üstün olduğunu düşünüyorsa kıskanmaya başlar. Birlik, tesanüd bağları ortaya çıkarsa, kirli duygular kendiliğinden geri çekilecek ve matlûb birlik sağlanacaktır.

İş yine dönüp dolaşıp hep imana çıkıyor. Güçlü iman, güçlü birlikteliği oluşturuyor, güçlü birlik de güçlü imanları şüphe ve zandan koruyor. Zincirin bir halkası kopsa, fasit dairede dönüp durulacak bir alan olduğu için Bediüzzaman, bütün mesaisini imanları takviye ve tazelemeye teksif etmiştir.

Rabbim, aynı hedefe bedenen koştuğumuz kadar, kalp-kafa-gönül birlikteliğiyle de koşmayı nasib eylesin. Zira bedenler birarada olduğu kadar, gönüller, düşünceler de aynı olmalı ki, maksad hasıl olsun. Duâ ile...

Okunma Sayısı: 2192
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı