"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakperestlik ve tarafgirlik

İbrahim ERSOYLU
03 Temmuz 2020, Cuma
Hakperestlik; Aleyhine de olsa haktan ve doğrudan yana olmak, (Nisa, 4/135) kim olursa olsun, isterse muhalif olsun haklı olanı savunmak; Akraba ve dostlar tarafından yapılsa dahi batıla, yanlışa karşı çıkmak, onu yapanı münasip bir dil ve üslûpla uyarmaktır.

Tarafgirlik ise, haklı–haksız oluşuna bakmadan yakın uzak akrabalara, hüsn-ü zan beslenilen kişilere veya mensup olunan gruplara körü körüne destek vermek, doğrularıyla birlikte onların hata ve yanlışlarını müdafaa etmek veya yanlış işlere sessiz kalıp onları zımnen tasdik etmektir.

Tarafgirlik aslında bir maraz, yani manevî bir hastalıktır. Bu işi yapanlar, hakikatin gizlenmesine, taraftar oldukları şahısların çok hata yapmalarına yol açar. “Bir işe sebep olan onu yapmış gibidir” prensibi gereğince, her iki taraf, hataların neticesinde hâsıl olan manevî mesuliyette ortaktırlar.

Nur Talebesi, Üstadından ve Risale-i Nur’dan aldığı ihlâs ve terbiye gereğince hakperest olur. O olaylara Risale-i Nur’un penceresinden bakar, hadiseleri Nur’un ölçüleriyle değerlendirir. Düşüncesine ve kimliğine bakmaksızın doğru yapanları ve doğru yapılanları tasdik eder, onları takdir ve tebrik eder.

Nur Talebesi, asla tarafgir olmaz, körü körüne kimseye biat etmez. O muhakkik / araştırıcıdır. Mihenge vurmadan bir hüküm sahibi olmaz. Nur’un ölçülerine göre babası da yanlış yapsa, “Bu yanlıştır” diye ona karşı çıkar. O yanlışı nazikâne, nezihâne ve kavl-i leyyin ile tashih etmeye çalışır.

Risale-i Nur hakperest olmayı, hakka, adalete, meşverete ve meşrûtiyete (Demokrasiye) taraf olmayı, haksızlığa, zulme, istibdada karşı çıkmayı tavsiye ederken, ne yazık ki Risalelerden beslenen önemli bir kitle, gözleriyle müşahede ettikleri zalimane icraatları ve onları yapan siyasîleri açıkça müdafaa ederek veya onlara oy vererek destekledikleri müşahede edilmektedir.

Risale-i Nur şahıslara değil, şahs-ı manevîye, meşveretlere ve Nurlar’daki meslek ve meşrep ölçülerine bağlanmayı tavsiye ederken, Nur dairesinde bazıları, temayüz etmiş bir kısım şahıslara veya gruplara tahkik etmeksizin biat etmektedirler, biat edilenlerin Nur’un ölçülerine mugayir olan tavırlarına ve yanlışlarına açık veya gizli destek vermektedirler.

Bu durum yanlış yapan kişilerin daha çok tahribat yapmasına, ihlâs, uhuvvet ve tesanüdün bozulmasına, dolayısıyla iman hizmetinin zarar görmesine sebep olmaktadır.

Yanlış hatt-ı harekette giden, zararlı hali olan bir kimseye her zaman “İyi gidiyorsun” demek, onu gaflete düşürmek ve ona zulmetmek olur. (Altın Prensipler, s. 85)

Son söz: Hakkın ve doğrunun hayata hâkim olması, haksızlığın önlenmesi, Allah’ın yardım ve rahmetinin celbi, iman hizmetinin selâmet ve muvaffakiyeti için, Nur Talebeleri olarak hep beraber kim yaparsa yapsın hakka ve doğruya destek vermeli, meslek ve meşrebimize mugayir olan yanlış işlere karşı çıkmalı, bu işleri yapanları usûlüne uygun bir şekilde uyarmalıyız. 

Aksi halde bu işten hem biz, hem de hizmetimiz zarar görür.

Okunma Sayısı: 1818
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir

    3.7.2020 19:44:42

    2) Siyasî tarafgirlik,çok tehlikeli bir olgudur.Ve birçok kesim,hakperestane yaklaşımı bırakın,sonunu hiç düşünmeden olaylara kendi penceresinden bakıyor,kendi koltuğu sallanmasın diye,yaranmacı tavır takınıyor ve bu durumdan,en ufak bir şekilde rahatsızlık duymuyor.Öte taraftan da;hakiki ve tahkik ehli Nur talabesine baktığımızda;en şiddetli fırtına ve dalgalara kapılmadan,hak bildiği yolda ilerlemeye devam ediyor.İşte bu iki örnek arasında takdir edersiniz ki,dağlar kadar fark var.Uzun lafın kısası;hakperest ve tarafgir şahıslar asla aynı safta olamaz.Hakiki Nur talebesi her daim haktan yana tavır alır;tarafgir yaklaşım sahipleri de,geçici menfaatler uğruna kendi kendini yakar yıkar ve mahveder.Nur hakikatlerini kendine şiar edinen;her daim doğru yoldadır,birilerinin peşinden gidip,tarafgirane şekilde yaranmacı tavır takınan da vaesefâ ki yanlış yoldadır ve kaybetmeye mahkûmdur.Bu böyle biline...

  • Abdulkadir

    3.7.2020 19:44:32

    1) Hakiki bir nur talebesine;hakperest olmak yakışır,tarafgir olmak değil.Kardeşinin hakkını hakiki mânâda gözeten,gerçek bir nur talebesi olabilir.Her olaya kendi dar gözlüğüyle bakan,tarafgir mantaliteyle yaklaşım sergileyen şahıslar;Nur camiasında yer edinemezler.Siyasetin kirli oyunlarına alet olup,kendi hasis menfaatleri için;gözü kapalı bir şekilde her denilene arka çıkıp,tarafgir bir yaklaşım içine giren nice insan var ve üzücü olan da;bu durum,kendi içimizde de yaşanıyor ne yazıkki.Hak namına,hakperest tavırlar sergileyen insanlar hakiki ve sadık birer talebedir.Aksi takdirde hareket edenler de;asla Üstad'ın teveccühüne ve duâsına mazhar olmaz ve olamaz.

  • Orhan Kaşlıoglu

    3.7.2020 12:02:43

    Bir mesele hakkında doğru karar verebilmek,doğru bilgilendirmelerle olur.O yüzden sıdk islamın esasıdır.Sıdk üstüne bina edilmeyen yapılar görünüşte usulüne uygun olsada yıkılmaya mahkum olur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı