İslâm âlimlerinin bir kısmı, “ikisi birdir.” Diğer bir kısmı “İkisi bir değildir. Fakat bir birsiz olmaz” demişlerdir.
Bediüzzaman’a göre İslâmiyet iltizamdır. Yani hakka taraftarlık, ona teslim ve bağlılıktır. İman ise iz’andır. Yani hakkı kalben kabul ve onu tasdik etmektir. 1
Müslümanlar içinde yaşayan bazı dinsizler vardır ki, inançsız oldukları halde İslâmiyete, zekât gibi sosyal hayata dair olan yüksek prensiplerinden dolayı taraftarlık gösterirler ve onu savunurlar. Bunlara “mü’min olmayan bir Müslüman” denebilir.
Bazıları da vardır ki, Allaha, ahirete, peygambere iman ettiği halde, kendini Mü’min olarak bildiği halde, İslâmiyetin bazı hükümlerine taraftarlık göstermezler. Meselâ “Çağdaş bir dünyada yaşıyoruz. Bu asırda faiz haram olur mu? Başörtüsü uygun mudur?” derler. Bunlara da “Gayr-i Müslim bir Mü’min denebilir. 2
Halbuki iman, bütün iman esaslarını kabul etmek olduğu gibi, İslâm da, Kur’ân ve sünnete sabit olan bütün hükümlere taraftarlık göstermek, onlara teslim olmak demektir.
Dipnotlar:
1- Mektubat, s. 57-58.
2- Barla Lâhikası, s.190-191.