"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşveret ve kulis

İlimdar Kaya
14 Haziran 2021, Pazartesi
Her insanın başkalarına muhtaç olması yaratılışı gereğidir.

İstişare ve meşveret muhtaç olma gerçeğini ortaya koyar. Umumu ilgilendiren konularda meşveret çok önem arz eder ve vazgeçilemez bir unsurdur. Kur’ân-ı Kerîm ve sünnetin istişare ve meşverete önem vermesi, bu işin yöntemini göstermesi İslâm’ın her asırda canlılığını korumasını sağlamıştır. Bu sebeple meşveret Resul-i Ekrem’in (asm), çok önemli sünnetlerindendir. 

İstişare tarihi çok eski yıllara dayanır. Sebe Melikesi Belkıs, Hz. Süleyman’ın gönderdiği mektuba karşı nasıl davranılacağını görüşmek için devlet adamlarını toplar ve konuyu onlarla istişare eder. Mekke’de nazil olan Şûra Sûresi’nin 38. âyetinde Allah (cc) “Onların işleri aralarında şûra (danışma) iledir” buyurmaktadır. Allah (cc) bu âyetle “şûra” ve “istişarenin” ailede, toplumda ve sosyal hayatın bütün alanlarında uygulanması gerektiğini beyan eder. 

Hz. Peygamber (asm) yalnız başına karar verip görüşlerini emr-i vaki ile kabul ettiren biri değildi. Dinle ilgili konularda vahyi bekler, Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine göre hareket ederdi. Hakkında âyet bulunmayan, toplumun tamamını ilgilendiren konularda ise sahabe ile meşveret eder ve onların görüşlerini alırdı. Bunların en önemli örneği de Uhud Savaşı öncesinde ashabıyla yaptığı istişaredir. Peygamber Efendimiz (asm) vahiy emri olmadığı için savaşın hangi taktikle yapılması gerektiğini ashabıyla istişare eder. İstişarede karar kendi düşündüğünden farklı çıkmasına rağmen, istişareye uyar ve alınan kararı tereddütsüz-hatta kendi kararının doğru olduğunu bile bile-uygular. Böylelikle meşveretin nasıl yapılması ve sonuçlarına uyulmasının gerektiğini bizlere örnek olur. 

Bediüzzaman Said Nursî de Risale-i Nur’da Kur’ân’ın meşveretle ilgili âyetlerini tefsir ederken, meşveret ve istişarenin önemine dair izahlar yapar ve Nur Talebelerini meşverete teşvik eder. Bu izahlar meşveretin Nur Talebelerinin hizmetinde esas olmasını sağlamıştır. Meşveretin esaslarından biri de garazsız meşveret etmektir. Nur Talebeleri yaptığı meşveretleri Allah rızası için yapar ve meşveretin neticelerine-farklı düşünse de-sahip çıkar ve uygular. Aksi düşünülemez.

Bazen, bazı kimseler tarafından “meşverette kulis yapılıyor” şeklinde uygunsuz bir iddia ortaya atılıyor. Şahsen ben bu iddiadan çok rahatsız oluyorum. Her kelimenin ait ve mensup olduğu bir yer vardır. Bazı terim ve kelimeler ekonomide, bazıları tıpta, bazıları da sporun dallarında kullanılır. Bu kelimeler ait oldukları alanlar dışında kullanıldığı zaman kullananı gülünç duruma düşürür. Kulis kelimesinin meşveret ile uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi, kök bakımından da bir benzerliği yoktur. Kulis kelimesi Fransızca kökenli bir kelime olup; tiyatro, ekonomi ve siyaset alanında kullanılır. Yani tiyatro sahnesinin arkasındaki odaya kulis denir, ekonomide kulis yapılır, siyasî parti mensup ve delegeleri menfaat elde etmek için kulis yaparlar.               

İstişare, meşveret, şûrâ, müşavere gibi benzer kelimeler ise Arapça kökenli kelimeler olup “görüş bildirmek, yapılması gerekeni öğütlemek, doğru yolu göstermek, danışıp görüşmek veya ortak yol bulmak” manasına gelen kelimelerdir. Birçok kaynakta bu kelimelerin “arı kovanından bal almak” manasına da geldiği ifade edilmektedir. Bu kelimelerden, bal gibi saf, halis ve faydalı olan fikirler elde edildiği manası kastedilir. Bu kadar birbirine zıt, ilgisiz olan meşveret ve kulis kelimelerinin bir arada kullanılması düşündürücü ve düşündürücü olduğu kadar da manidardır. 

“Meşveretlerde kulis yapılıyor” şeklinde ifade ederek yanlış yapanları iki gruba ayırmak lâzım. Biri kasıtlı olarak Yeni Asya cemaati ile ilgisi olmayan fitne ehli insanlar bu cümleyi kurarak telâffuz ediyor, bir de bilmeyerek bunların peşine takılanlar. Meşveret, özellikle Risale-i Nur Talebelerinin imanî ve içtimaî istikametini sağlayarak birlik, beraberlik ve uhuvveti tesis eder, küllî ve şuurlu şekilde hizmet etmelerini sağlar. Meşveret cemaatimizin iç dinamiğidir, bu sebeple önemli bir görev ifa eder. Bunu bilen fitne ehli, meşveret ve kararlarını tartıştırarak insicamı bozup, huzur ortamını dinamitler.  

Bediüzzaman Said Nursî’nin meslek ve meşrebine ihlâs, sadâkat ve samimiyetle bağlı olan Yeni Asya okurları süfyanizmin bu oyununa gelmezler ve hüşyar akılları ile de olayı görürler!

Okunma Sayısı: 1081
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • AHMET AYDIN

    14.6.2021 16:12:11

    Allah razı olsun abim. eline yüreğine kalemine sağlık

  • Halil İbrahim Karahan

    14.6.2021 05:34:02

    Allah razı olsun. TEBRİK EDERİZ

  • Oğuz Yiğiter

    14.6.2021 04:41:22

    Haklı istişare, ihlası netice verdiği gibi, ehl-i imanın birbirine muavenet ihtiyacını hissetmesi de, ihlası netice veriyor. Enteresan bir sır. Başkasının yardımına ihtiyacını hissetmek, Allah bana yeter deyip, müstağni davranmak ise, ihlas gücünü kaybetmeye sebep. Gerçekten sır içinde sır. Cenab-ı Hak, bu sırra erip, haklı şuranın gücüyle ihlas-ı etemm nesîmini yaşamayı nasib eylesin bizlere... Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı