Bunların karşısında Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursî bu şer odaklarının tahribatlarını şahs-ı manevînin ortaya çıkarttığı güç ile tamir etme cihetine giderek karşı koymuştur. Şahs-ı manevîye dâhil olanlar adeta manevî bir şirket oluşturur, bu şirketin sermayesi ise ihlâs, sadâkat ve muhabbettir. Şirketin şahıslara sağladığı kazanç ise Rabbimizin rızasını kazanmaktır, manevî ortaklığa dâhil olan şahıslar yaptıkları Nur hizmetleriyle bu manevî şirkete iştirak etmiş olurlar. Bu hizmetlerden hâsıl olan sevaplar iştirak-i âmâl düsturu ile bölünmeden herkesin defterine yazılır. 

Onun için şahs-ı manevînin verdiği kararları tenkit edip, karşı çıkmak küllî manadaki bir hasenattan mahrum bırakır insanı. Bu da akıl kârı bir iş değildir, zaten akıllı insan göz göre göre zarara girmez.

Geçen hafta sonu Umumî Meşveret Heyeti Temsilciler toplantısı yapıldı. Toplantı camiamıza yakışır bir şekilde geçti. Umumî meşveret sekretaryası, sistem komisyonu üyeleri, denetleme kurulu ve yönetim kurulu üyelerinin seçimi yapıldı. Bu kurullara seçilen kardeş ve abilerimizi tebrik ederek başarılar diliyorum, İnşallah hayırlı hizmetlere vesile olurlar.

Yönetim Kuruluna seçilen Fatih Yargı, İzzet Atik, Hasan Güneş, Ali Demir, Mehmet Ali Çiftkaya, Abdurrahman Koçak, Bahattin Yavuz, Şükrü Bulut, Hayrettin Huyut, Ahmet Özdemir ve Nejat Eren tecrübeli, deneyimli ve Yeni Asya camiası ile et ve kemik gibi bütünleşmiş insanlar. 

Bildiğim kadarı ile hayatlarının hiçbir döneminde Yeni Asya ekolü ile herhangi bir problem yaşamamışlar, bir savrulma ve kırılmaları yok. Bugüne kadar Yeni Asya camiasının içinde kalarak hizmet etmişler. Bölgelere göre de güzel bir dağılım oldu ve temsilde adalet sağlandı. Bu husus camiamız için de ayrı bir kazanç. Yönetim Kuruluna seçilenler bölgeleri ile yönetim kurulu arasında köprü vazifesi görerek bölgenin düşüncelerini kurula taşıyacak ve hariçten camiamız içine sokulmak istenen fitnelere de engel olacaklardır inşallah. 

Bölgelerinde zakkum ağaçlarının yetişmesini engelleyecekler. Birlik, beraberlik ve bütünlüğü sağlayarak muhabbeti tesis edecekler. Yönetim Kuruluna seçilenlerin dışında, hizmetimize çok büyük katkı sunacaklarına inandığım birçok değeri de Yönetim Kurulunda görmek istiyor insan. Yeni Asya camiasına mensup her ferdin ayrı meziyet ve hususiyetleri var. İnşallah başka bir dönemde bu insanlara da hizmet imkânı doğar. 

Bu yönetim kurulunun camiamızın çözüm bekleyen meselelerine zaman kaybetmeden yoğunlaşması gerekir. Uhuvvet gezileri tertiplenerek bütün mahallerde okurlarımızla bir araya gelinerek herkes kucaklanmalı ve yaralar sarılmalı, ufak da olsa kırgınlık ve dargınlıklar tamir edilerek yeniden muhabbet tesis edilmelidir.  İnsanların görüş ve düşünceleri alınarak değerlendirilmeli. Bu çalışma cemaatimizde bir sinerji meydana getirerek şevk ve gayretin artmasına vesile olacak, fertler çağın mesajı olan Risale-i Nur hizmetlerine daha çok zaman ayıracaklardır. Her mahalde şahısların gayretli çalışmaları ile Risale-i Nur gönüllerde neşvü nema bulur, neticesinde de Nur hizmetleri Cenab-ı Hakk’ın rahmetini celb ederek ülkemizin üzerindeki kara bulutları dağıtır. Bediüzzaman’ın Risale-i Nur vasıtası ile ortaya koyduğu altın değerindeki görüşleri gönüllerde hâkim olunca Âlem-i İslâm bütün haşmetiyle baharı yaşar.    

Bölgelerde yapılacak çalışmalar ile hizmet kitapçığı konusunda okurlarımızın görüşleri alınmalı ve katkıda bulunmaları sağlanarak ihtisas sahibi insanlardan kurulacak bir kurula hizmet kitapçığı yeniden yazdırılarak açık ve net bir şekil hazırlanmalıdır.  Gazete, dergi ve yayınevinde yönetici konumunda çalışan insanların görev ve sorumluluk alanlarına ait hususlar uzman kişilere hazırlatılarak uygulamaya konulmalıdır. Bir işletmede kişilerin görev yetki ve sorumluluk alanlarının belirlenmesi problemsiz ve ahenkli bir çalışma ortamını ortaya çıkarır. 

Kaynak israfı ve zaman kaybı önlenir, görev ve sorumluluğunu bilen personel başkasının alanına da müdahale etmez. 

Hizmetimizin lokomotifi ve itici gücü olan hizmet elemanı vakıflar her türlü seçim işlerinden uzak tutularak yıpranmalarının önüne geçilmeli ve hizmet elemanları olumsuzluklardan korunarak aslî görevlerine yoğunlaşmaları sağlanmalıdır. Seçim işlerine müdahil olan hizmet elemanları yakın tarihte camiamızı çok meşgul etti. Bunu insanlar unutmadı, hafızalarında kayıtlı. Bin bir zorlukla yetiştirilen birçok hizmet elemanı zayi ve heder edildiği gibi, camiamız da çok büyük zarar gördü. Tarih ders almak için vardır, eğer tarihten ders alınmıyorsa tarihin hiçbir değeri yoktur. 

Bu olaylardan dersler çıkararak hizmet elemanları kesinlikle seçim alanlarının her kademesinden uzak tutulmalı. Bu hususta Yönetim Kurulu ivedilikle gerekli çalışmaları yaparak uygulamaya sokmalıdır. Çiçeği burnunda Yönetim Kurulu’ndan bu ve benzeri hizmetleri beklerken bizler de şahs-ı manevînin seçtiği bu insanlara destek vererek duâ, söz ve davranışlarımızla onlara sahip çıkmalıyız, yıkıcı ve yıpratıcı tenkitlerden uzak durmalıyız. Görülen yanlış ve kusurları ulu orta konuşarak insanları ifsat etmek yerine, müsbet bir dille muhataplarına iletme yolu tercih edilmelidir. Gözümüze gösterdiğimiz hassasiyeti Yönetim Kurulu’na da göstermeliyiz…

Hâsıl-ı kelâm şunu da unutmamak lâzım “at binenin, kılıç kuşananındır”.  İnşallah Yönetim Kuruluna seçilen abilerimiz şahs-ı manevînin kendilerine olan güven ve teveccühlerini boşa çıkartmazlar. Feraset sahibi olan bu abilerimiz, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye yazdığı nasihatin şuur ve idraki içindeler. Herhangi bir yersiz endişeye mahal yok, bunu zaman içinde yaşayarak göreceğiz.

HAYDİ, RAST GELE…