Keskin ve çengelli tırnağımla ağaç gövdesine sımsıkı tutunur, dik ve sivri tüylerden meydana gelen, kıvrılmayan güçlü kuyruğumu da destek olarak kullanırım. Hızla ağaç gövdesine tırmanırım. Biz çeşitli renklerdeyiz, boylarımız da cinsimize göre 9 ile 50 cm arasında değişir. Tanıdın mı beni? Eveet doğru bildin! Ben bir ağaçkakanım! “Tak tak” sesi ise ağaca gagamla vurduğumda çıkardığım bir nota. Nasıl mı?
Gagamla yuva kurarım
Sert gagam sayesinde birçok ağaçta delik açma yeteneğine sahibim. Tak, tak, takkk! İşte böyle. Genellikle kurumuş ağaçları tercih ederim çünkü cansız ağaçların yumuşak kabukları, kazı işimi kolaylaştırır. Üstelik kuru ağaçların içinde birçok böcek ve larva çeşidi bulunur. Böylelikle fazla ve çabuk rızık bulma imkanım oluyor.
Dilim çok uzundur
Bir diğer özelliğim de; dilim çok uzundur. Hatta o kadar uzun ki gagamın tam üç katı. Ayrıca su içme gibi temel ihtiyacımı da çok daha kolay şekilde karşılarım.
Müzisyen sayılırım
Bir marangoz gibi odunlarla uğraşmamızın dışında yaptığımız başka bir iş daha var. Çeşitli nesneleri kullanarak müzik yaparız. Şaşırdın mı? Vücudumun dışında başka bir şeyle ses çıkarabilen tek canlıyım. Meselâ bölge ile iletişim kurmak, arkadaş ve yiyecek bulmak ve hatta egzsersiz yapmak veya oynamak için çeşitli nesneler üzerinde davul çalar gibi ses çıkarabilirim.
Allah bana kask vermiş
İnsan beyninin aksine, kafatasımdaki kaslar, sıkışabilir bir kemik (hyoid) tarafından sıkıca kapanır. Yani, kafatasımda, benim zarar görmemi engelleyen kaslar bulunur. Bu kaslar beynim için koruyucu bir kask gibidir. Çok şükür Allah ihtiyacım olan her şeyi vermiş.
(Can Kardeş dergisinin 2023 Ekim sayısından kısaltılarak alınmıştır.)