Son gününe geldiğimiz 2021, 15-20 Temmuz sürecinin sayesinde kurulan tek adam rejiminin her alanda yol açtığı olumsuzlukların, toplumun geniş kesimleri tarafından da nihayet fark edilmeye başlandığı bir yıl oldu.
Bilhassa son dönemde ekonomide yaşananlar, yıllara yayılan tek taraflı propaganda ve beyin yıkamaların yol açtığı narkoz ve hipnoz halinin kırılmasında hayli etkili oldu.
Demokrasi ve hukuktan uzaklaşılmasının yol açtığı sorunlara duyarsız kalanlar, olup bitenler ceplerine dokununca “uyandılar.”
Böylece, hukuk ve demokrasiden uzaklaşmanın ekonomiyi de bozduğu ve fakirleşme getirdiği bir defa daha gözler önüne serildi.
Bu yaşananlarla eşzamanlı olarak siyaset de farklı bir şekillenme sürecine girdi. 4 partinin 2018’de seçim işbirliği olarak oluşturduğu Millet İttifakı, AKP’den ayrılanlar tarafından kurulan 2 partinin katılımıyla, parlamenter sisteme dönüş için ortak bir çalışma yaptı.
Bu çalışmadan çıkan sonucun toplu halde liderler tarafından açıklanması bekleniyor.
Bu açıklamada erken seçim talebinin de yer alması ve sandığı en kısa zamanda milletin önüne getirmek için TBMM’ye müşterek teklif vermek ve ortak mitingler düzenlemek dahil, bütün imkânların kullanılması gerekiyor.
Bu istikamette kararlı bir ortak duruş ortaya konulabildiği takdirde iktidar cenahının tüm provokasyonları boşa çıkar, inatçı direnişi kırılır, demokrasiye dönüşün önü açılır.
2021, hukuk alanında da 15-20 Temmuz sürecinin sonunu getirecek işaretlerin artarak gelmeye başladığı bir sene oldu. AYM OHAL KHK’ları gibi konularda saplandığı çıkmazdan tam olarak kurtulamasa da, kimi kararlarıyla ibrenin yönünü hukuka döndürdü.
Bu süreçte çok atıf yapılan MGK referansını kaldırıp inisiyatifi bağımsız yargının alanına taşıma ve iktidarın son İBB atraksiyonu ile yine kullanmaya kalktığı irtibat, iltisak kavramlarının objektif tanımlarını ancak yargının yapabileceği yönündeki kararları gibi.
AİHM’den peş peşe gelen ve bazıları uluslar arası hukuk zemininde AYM’yi de mahcup edecek nitelikteki “hak ihlali” ve tazminat kararları da, hayli gecikmeli dahi olsa, 15-20 Temmuz hukukunu çökertecek gelişmelerdi.
Dileğimiz, 2022’nin gerçek anlamda demokrasi, hukuk ve adalete dönüş yılı olması.