30’lu yılların şeflik uygulaması referans gösterilerek ve “Türkiye’yi uçuracak” propagandalarıyla takdim edilip hayata geçirilen tek adam rejiminin, tam tersine ülkeyi geriye götürdüğünün; üstelik mevcut sorunları daha da ağırlaştırırken, bunlara yenilerini eklediğinin gelişmelerle çok daha iyi fark edilip görülmeye başlandığı bir yıl oldu 2020.
Bunu hem kamuoyu yoklamalarına, hem de gerek siyasette, gerekse sivil toplumda öncesine kıyasla çok daha canlı ve hareketli bir hale gelen muhalefetin ortaya koyduğu dinamizme bakarak görebilmek mümkün.
Bilhassa yılın son günlerindeki gelişmelerde bunun yeni örneklerini müşahede ettik.
Siyasî muhalefetteki çeşitlenme, bu cenahtaki partiler arasında hızlanarak devam eden ziyaret ve temas trafiği ve bu görüşmelerde verilen ortak mesajlar son derece önemli.
İktidar blokunun keyfî ve dayatmacı uygulamalarına karşı yekvücut halde ortak ses veren kararlı bir muhalefet şekilleniyor ve bu durum toplum tarafından fark edildikçe, demokratik bir çıkış yolu arayışı kuvvetleniyor.
Birkaç ay öncesine kadar hiç kimsenin telaffuz etmediği, belki aklından bile geçirmediği erken seçim talebi artık bütün muhalefet partilerince ısrarlı bir dille seslendiriliyor.
Çıplak arama iddiaları, iktidarın beklemediği ölçüde yaygın ve ortak bir tepkiye konu olurken, susturma ve sindirme amaçlı tehdit ve gözdağı atraksiyonları da işe yaramadı.
İktidarın başörtüsü ve Ayasofya gibi hassas ve kritik konularda muhalefet cenahından sâdır olan bazı provokatif ve sorumsuz söylemleri kullanma girişimi de, CHP yönetimi başta olmak üzere, muhalefetin duyarlı ve tutarlı çıkışlarıyla akim bırakılıp püskürtüldü.
Bu süreçte partiler arası ziyaretlerin ortak adreslerinden biri haline gelen DP’nin verdiği demokrasi ve adalet ortak paydalarında birliktelik ve müşterek hareket vurguları da, özellikle başörtüsü ve Ayasofya için seslendirdiği “Ortak değerlerimizi yağmalatmayız” çıkışı da, demokrat misyondan beklenen bir tavrın gereği olarak son derece önemliydi.
Temennîmiz, muhalefetteki bu dinamizmin demokrasi, hukuk, adalet, hak ve özgürlükler, parlamenter sistem gibi ana esaslar ekseninde gelişerek sağlam ve muhkem bir dayanışma ve kenetlenmeyi netice vermesi.
Ve 2021’in demokratik bir çıkış yılı olması.