"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayasofya’yı müze yapan M. Kemal değil, öyle mi?!

Kâzım GÜLEÇYÜZ
20 Haziran 2020, Cumartesi
Bediüzzaman’la M. Kemal’in dünya görüşleri arasındaki farklılığın müşahhas şekilde kendisini gösterdiği sembollerden birinin Ayasofya Camii olması son derece manidar.

Birinci Meclisteki meşhur namaz tartışmasından sonra başbaşa yaptıkları görüşmede Said Nursî’nin muhatabına verdiği mesajları Ayasofya örneği üzerinden iletmesi de.

(Bu örnek Mektubat’ta okunabilir: s. 488)

1948-49’da talebeleriyle birlikte tutuklu yargılandığı ve heyetin yıllarca devam eden inatçı direnişinden sonra beraat kararı verdiği Afyon mahkemesinde iddianameye karşı sunduğu itiraznamedeki şu cümle de ona ait:

“Ayasofya’yı puthane ve Meşihat’ı (Şeyhülislamlığı) kızların lisesi yapan bir kumandanın keyfî, kanun namındaki emirlerine fikren ve ilmen taraftar değiliz ve şahsımız itibarıyla amel etmiyoruz.” (Şuâlar, s. 424)

Başka örnekler de var, ama bu yazıdaki meramımızı ifade etmek için bunlar yeterli.

Bu örnekleri aktarmamızın sebebi, iktidarlarının 18. yılında Ayasofya’ya gündeme getirenlerin, bu konuda da M. Kemal’i ibra etmeye çalışan bir yaklaşım sergiliyor olmaları.

Fetih sembolünü müzeye çeviren ve Resmî Gazete’de yayınlanmadan yürürlüğe konulan korsan kararnamedeki imzasının “sahte” olduğu iddiası bunun örneklerinden biri.

Bir başkası, şeflik döneminin İçişleri Bakanlarından biri olarak Bediüzzaman ve talebeleriyle çok uğraşan Şükrü Kaya’nın, Ayasofya’nın ibadet bölümünü Bizans müzesi yapma fikrine M. Kemal’in çok kızdığını söylediği iddiası. Çok kızdıysa niye engel olmamış?!

Herşeye “hâkim” olduğu 1934’te onun adına sahte imzayla böylesine kritik ve hassas bir tasarruf yapılacak, öyle mi?! Olacak şey mi?!

Şu bilgi çok daha doğru görünüyor:

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Zeynel Abidin Özmen Ayasofya ile ilgili korsan kararnamenin çıktığı 24 Kasım 1934’ten üç ay önce 25 Ağustos’ta Başbakanlığa gönderdiği yazıda, “Aldığım büyük şifahi emir üzerine Ayasofya Camiinin müze haline kavuşması için icap eden tahkikata başlanması hakkında verilen emrin bir suretini bağlı olarak derin hürmetlerimle beraber sunduğumu ve Evkaf Umum Müdürlüğüne icap eden emrin verilmesini arz ederim”  demiş. (Milliyet, 11.6.20)

“Büyük şifahî emir” kimden gelebilir?!!

“M. Kemal yapmadı” diyenler! Soru size...

Okunma Sayısı: 27349
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir

    20.6.2020 18:12:52

    Evet;Ayasofya'nın müze olmasına çok kızan bir şahıs;o mübarek mabedin müze olmasına,neden engel olmamış yahut karşı çıkmamış.İşte tüm mesele burada düğümleniyor.M.Kemal Ayasofya'yı müze yapan kişi değil diyenler,buna ne cevap verecekler peki?

  • Bekir

    20.6.2020 13:43:56

    Elinizden alanmı var bütün yetki elinizde bir kararnameyle cami yapabilirsiniz . ATATÜRK müze yaptıysa sizde tekrar cami yapın.sn. Meral Akşener meclise getirdi Akp niye reddetti.

  • Kürşat

    20.6.2020 11:07:40

    Cumhuriyet tarihinin hakikatlerine perde çekenler bilsin ki; o perde aralanacak, hakikat güneş gibi ortaya çıkacak, işte o zaman dizginleri eline geçirecek olan milletimiz şahlanıp kaldığı yerden menziline küheylanlar gibi çatlayıncaya kadar koşacaktır. BİİZNİLLAH

  • Oğuz Yiğiter

    20.6.2020 06:16:38

    Son günlerin, "işte Yeni Asya bugünler için var." sözünü her daim haklı çıkartan ve "mareşal ekolünün" misyonunu deşifre eden harika bir makale.Tebrik ve dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı