"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaat, istinat noktasıdır

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Ocak 2022, Pazar
Büyük İstanbul gazetesinde Adnan Deniz’e verdiğimiz mülâkata “cemaat” bahisleriyle devam edelim:

- Küreselleşen dünyada birey faktörü “tabiri caizse” kutsallaştırılırken ve bireye özgü yeni bir dünya inşa edilirken bireyin tam karşısında bir konumda ve bambaşka bir anlayışı savunan cemaatlerin bu tutumunu nasıl değerlendirirsiniz? “Şahıs” ve “şahs-ı manevî” dediğiniz ilkeler bağlamında bu durumu nasıl izah edersiniz? Burada çok büyük bir çelişki yok mu?

- Bu sorunuzun muhtelif bazı yerlerini “cemaatler” adlı kitabımda işlemiştim. İnsan sosyal bir varlık olduğundan tek başına yaşayamaz. Hem maddî, hem manevî ihtiyaçlarını karşılama noktasında diğer insanlarla teşrik-i mesai yapma ihtiyacı ve zorunluluğu var. Tek başına yaşama dediğimiz şey ancak romanlarda ve o da geçici bir süreliğine olur. “Zaman cemaat zamanıdır” diyen Bediüzzaman “Bu dostsuz zamanda” ibaresini boşuna kullanmıyor. Bu imgelem bireyselleştirme rüzgârlarıyla daha da katmerlenebiliyor. Bireyselleştirme rüzgârı; bireyi toplumdan, sevdiklerinden ve ailesinden koparıyor ve bir bakıma fıtratını bozuyor. İşte buna karşı bir istinat noktasıdır cemaatler.

- Yani ortada bir gayri tabiîlik yok diyorsunuz… Öyle mi?

- Şöyle izah edeyim; “Cemaat mensubiyeti birey kimliğini eziyor ya da biat kültürünü benimsiyor” diyorlar. Bediüzzaman’ın tarif ettiği cemaat anlayışında böyle bir durumdan söz edilemez. Tam aksine kuvvetli şahsiyetlere sahip bireylerden oluşan ve her bir kuvvetli şahsiyetin sahip olduğu donanımla müşterekliğe kuvvet verdiği, ama onu bir enaniyete dönüştürmediği bir denge meselesidir. Hem meziyetlerinizle üstün bir şahsiyete sahip olacaksınız, hem de cemaatin şahs-ı manevîsi içerisindeki havuzda enaniyetinizi eriteceksiniz.  

Bunu başarabilmenin formülünü yine Bediüzzaman’ın örnek yaşayışında görebiliriz; Hem Allah’ın verdiği kabiliyetler, hem de kendi gayretiyle elde ettiği donanımlar noktasında erişilmez bir irtifayı temsil etmesine rağmen “Ben sizin bir ders arkadaşınızım” diyor.  Yani o yüksek hasletlerle tevazu ancak bu kadar güzel dengelenebilir…

Okunma Sayısı: 3392
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    16.1.2022 08:59:31

    Enaniyet/benlikçiliğin çaresi, benliğimizi 3 halde/durumda kıvamda-dengede tutmaktır.1-Cemaatin/cemiyetin şahs-ı manevisi (birleşik kişiliği) içinde görev ve ödevimizi yaparken ve meşveret/istişare anında enemizi buhara dönüştürmek.2-Cemaatin/toplumun şahs-ı manevisi (birleşik kimliği) içinde, sıradan/normal konumdayken, enemizi su gibi kullanmak.3-Cemaatin/toplumun, izzet, vakar, hak ve hukukunu savunma anında, enemizi buz konumuna dönüştürmekle vazifeliyiz. Kaynak: Benlik, şöhret ve sadakatin üç hali - Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı