"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çıkış yolu

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Ocak 2021, Cumartesi
19. yüzyıl sonunda İngiliz Parlamentosuna hitap eden Müstemlekeler Bakanı elindeki Kur’an’ı göstererek, “Bu kitap Müslümanların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız; ya Kur’an’ı ellerinden almalıyız, ya da Müslümanları Kur’an’dan soğutmalıyız” demişti. Aşağı yukarı çeyrek asır sonra bu planın Türkiye’de tatbikine başlandı.

Buna karşı İlahî bir tavzifle eşzamanlı olarak ortaya çıkan “Kur’an’ı müdafaa” hizmeti Bediüzzaman Said Nursî’nin etrafında şekillendi. Onun birbiri ardı sıra telif ettiği eserlere toplum da sahip çıktı. Risaleler elle çoğaltılarak bütün Türkiye’ye yayıldı. Devlet baskısının had safhaya ulaştığı o alabildiğine zor ve namüsait şartlarda Said Nursî’nin başlattığı Risale-i Nur hareketi, hiçbir resmî organizasyon şemasına sığmayan ve böyle birşeye ihtiyaç da duymayan fıtrî ve insiyakî bir “iman, fikir ve gönül seferberliği” halinde inkişaf etti.

Osman Yüksel Serdengeçti “Said Nur ve talebeleri”ni şöyle tarif etmişti: “Bunların derneği yoktur, lokali yoktur, yeri yoktur, yurdu yoktur, partisi, patırdısı, nutku, alâyişi, nümayişi yoktur. Bu, bilinmezlerin, ermişlerin, kendini büyük bir davaya vermişlerin şuurlu, imanlı, inançlı kalabalığıdır.” (Tarihçe, s. 546) 

Varlığını ve hayatiyetini şeklî organizasyon ve müesseselere bağlama ihtiyacı duymayan bu inanç ve fikir hareketi, hiçbir hal ve şartta sarsılmayan gücünü bu özelliğinden alıyordu. Formül iman kurtarma, hedef Allah rızası idi. Bu temel üzerinde yapılan ihlâslı çalışmalar nesilleri Kur’an’dan uzaklaştırma hesaplarını bozarken, bu yöndeki yoğun çabaların sebebiyet verdiği tahribatı da büyük ölçüde tamir etti ve zamanla, hayatın diğer alanlarında da tesirini göstermeye başladı. 

Öyle ki, 30’lu ve 40’lı yıllarda ülkenin üzerine çöken koyu istibdat karanlığının 46 şafağı ile aşılmaya başlanması dahi bu manevî hizmetlerle doğrudan irtibatlıydı. Çünkü insana Allah’tan başkasına kul olmama şuurunu kazandıran iman hizmeti, hürriyetin de sağlam ve sarsılmaz temelini inşa ediyordu. 

Sonuçta Türkiye, demokrasi ve hürriyet dönemine kavuştu. Ama “nazenin hürriyet”e kavuşmak yetmiyordu, onu sürekli kılmak ve geliştirerek korumak da gerekiyordu. Bunun ölçü ve parametrelerini ise yine Bediüzzaman göstermişti. Demokrasinin 1950’den bugüne maruz kaldığı darbe ve inkıtalarda, toplum olarak bu parametrelere itibar edilmeyişinin çok büyük rolü var. Toplum, başına gelenlerde kendi hatalarının payını görmeli ve doğru dersler çıkarmalı ki, çıkış yolunu bulabilsin.

Okunma Sayısı: 4978
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali R. Yardimoglu

    2.1.2021 21:26:48

    ..memleket, once politburo CHF (firkasi, chp sonradan) ile, sonra MNP, ve MSP, MHP ile, ve simdi de bu AKinciPartisi partizanlari ile, son 120 130 senedir, mutlak ve kesin, subhesiz, bolshevik (ve mutasyonlari) gizli idaresindedir, ve halkinin 85%' e yakini da, bilerek bilmeyerek, communist taunludur........taassublusu (dinci, dindar tabirlerine vefasizlik yapip kullanmiyorum), ismen!!.. demokrati, milliyetcisi, ve tum solculari....

  • Osman

    2.1.2021 12:24:31

    Nur hizmetleri gelişirse türkiye ve dünya güzelleşir çıkış yolu budur Bu güzel yazı ve uyarılar için tebrik ederim Allah cc razı olsun

  • Ahmet Danışmaz

    2.1.2021 03:45:18

    Hürriyetin kalıcı olabilmesi için bahsettiğiniz ölçü ve parametreleri yani hürriyet, demokrasi ve parlamenter sistemi Üstad Bediüzzaman'dan başka din adına sahiplenen kimse çıkmadı. Nur talebeleri de kısmen bir şekilde pasivize edilince bu noktaya geldik. Selamlar

  • Sezai MUMCU

    2.1.2021 00:52:59

    Cay-i Ibret bir baglanti 1894 de cigirtlak Gladstone'nin Avam Kamarasinda Kur'an hakkinda ya imha veya uzaklastirma cagrisi Lozan üzerinden ceyrek yüzyil sonra tek tek Yeni Türkiye'ye yaptirilmasinin ardindan BIR YÜZYIL SONRA 2021 ve devaminda ARTIK IMANA, VICDANA ADALETE DOGRUDAN SALDIRILAR YAPILABILMESI ICIN DIJITALIZM ILE MUKADDESATIMIZIN MERKEZINE KALPLERIMIZDEKI IMANA CORONA ÜZERINDEN SALDIRI FITNE VE FESADININ KOKULARINI PIS AYAK SESLERINI ALGILIYORUZ!

  • Adem

    2.1.2021 00:39:59

    Gençleri,gençlik sefahatlarından,israflarından kurtarabilen;istikametle,vatansever insansever, hizmetsever olabilmesini,sınırlarını yerden arşa,7 kıtada aşmasına yardımcı,her birliktelik bu asırda en büyük vazifeyi görüyor.Bu oluşumları dağıtanlar,sebep oldukları başıboş gençlik tarafından,sadece oylarıyla kaybedenin kendileri olduğunu anlayacaklar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı