Gri pasaport talebimize verilen red cevabı için Danıştay’a açtığımız davanın 10. Dairede 5 yıl bekledikten sonra kısmen kabul, kısmen red kararı verildiğini ve red kararına itirazımızı taşıdığımız İdarî Dava Daireleri Genel Kurulundan bir yıldır karar çıkmadığını yazmıştık.
Avukat Hatice Yıldız’ın yazdığı “Danıştay’da ceza yargılaması sonucu kesinleşen (mahkûmiyet, beraat fark etmeksizin) dosyaların daha erken sonuçlandığını gördüm. Ceza yargılaması sonucu henüz kesinleşmemiş olanlarda bir değişiklik yok görünüyor” mesajına gelen cevaplar, sayısını bilmediğimiz çok sayıda dosyanın aynı durumda olduğunu gösteriyor.
Cevaplardan birkaç örnek:
* 672 ile ihraç edildim. 3 yıl önce soruşturma sonucu yapılan ilk duruşmada beraat ettim. 3 yıldır Danıştay’da bekliyor. Hızlandığı yok.
* Benim idarî istinaf Şubat’ta 3 yıl olacak, adlî işlem yok, takipsizlik var, emniyet vb’nin “Alâkası yok” yazıları var. Bekliyoruz bakalım.
* Beraat alalı ve kesinleşeli 5 yıl oldu. Dosyam Danıştay’a gideli 3 yıl 4 ay oldu. Hâlâ 2. aşamada duruyor.
* Takipsizlik alalı 3 yıl oldu. Dosyam 2 yıldır 5. Dairede. Esas No ilk 300’de. Neye göre karar veriliyor? Esas No’ya göre karar verilse idi dosyam çoktan karar çıkmış olurdu.
Gelen bu cevaplar üzerine Hatice Yıldız şunu yazmış:
“Danıştay’ın dosyaları inceleme süresi paylaşımıma gelen cevaplar ve DM mesajlarından anlaşılan, hiçbir belirlilik yok. 3 yıldır bekleyen de var, 6 ayda karara çıkan da. Ceza yargılaması kesinleşen de var, devam eden de. Hangi sıralama kriterleri ile inceleme yapılıyor, anlamak zor.*
Bu ikinci mesaja yazılan cevaplarda da birçok kişi benzer şikâyetleri dile getirmiş.
Yığılan dosyaların yıllardır sonuca bağlan(a)maması iş yükündeki artıştan kaynaklanan bir tıkanmanın mı sonucu ve tezahürü? Eğer öyle ise, bazı dosyalar çok sür’atle karara bağlanırken bazılarının senelerce sürüncemede bırakılmasının izahı ne?
Ve bunların yanı sıra şu suali bir kez daha soralım:
İdare mahkemelerinin basın kartı davalarında verdikleri kararlardaki “Makul süre içinde gereken cevabın verilmemesi hukukî güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırıdır” hatırlatması Danıştay için de geçerli değil mi?