Rahmetli Demirel, demokrat bir siyaset ve devlet adamı olarak, iktidarda da, muhalefette de görevini hakkını vererek yapardı.
Sandıktan çıkan sonuca hep saygılıydı.
İktidar olmasına yetecek oy alamadığında, bu sonucu saygıyla karşılayıp kabullenir ve “Millet bize muhalefet görevi verdi” derdi.
“Seçimde birinci olamazsam bırakırım” gibi antidemokratik tutumlara tenezzül etmezdi.
Muhalefet görevini yaparken, halkın nabzını çok iyi tutar; ülkedeki gelişmeleri günü gününe dikkatle takip ve sorunları tesbit eder; gayet etkili bir dille gündeme getirirdi.
Sanki iktidardaymış gibi memleketin bütün meseleleriyle çok yakından ilgilenir; her birini ayrı dosya başlıklarıyla izler; tesbit, yorum ve eleştirilerini reel gerçeklere dayandırırdı.
Bir taraftan ülkeyi karış karış dolaşır; farklı kesimlerden insanlarla temas kurar; miting, açık hava ve kapalı salon toplantılarıyla kitlelere ulaşırken; diğer taraftan sivil toplum dinamikleriyle etkili bir diyalog içinde olurdu.
“Benim işçim, benim köylüm, benim esnafım, benim ev kadınım...” gibi toplumun her kesimine tercüman olan sözleri hafızalarda.
Genelde kendisine karşıt bir duruşa kurgulanmış olmasına rağmen medya ile de iletişim ve irtibatını muhafaza eder; özel mülâkatlar verir; görüşlerinin farklı yayın organlarıyla kamuoyuna ulaşmasına büyük önem verirdi.
Böyle disiplinli bir çabayla ısrarlı ve kararlı bir şekilde her imkânı kullanarak verdiği mesajlar mâkes bulur, yerine ulaşır, sonuç verirdi.
Bunun tarihe geçmiş başarılı örneklerinden biri gittiği her seçim meydanında “Silkele Demirel, düşecekler” sloganlarıyla karşılandığı ve 50 senatörlükten 33’üyle birlikte, boşalan 5 milletvekilliğinin tamamını kazandığı, azınlık hükümeti formülüyle de olsa yine iktidar olmasının yolunu açan 1979 ara seçimleriydi.
Bir diğeri 12 Eylül’ün koyduğu siyasî yasaklar, başını çektiği bir kampanya ile kalktıktan sonra ANAP hükümetine karşı yürüttüğü etkili muhalefet ve “Çek git Özal” mitingleri ile—ki bugün böyle bir şeyin telâffuzu dahi mümkün değil ve bu hal tek adam rejimiyle getirildiğimiz yerin bir başka çarpıcı göstergesi—1991 seçiminde ipi göğüsleyip sandıktan birinci sırada çıkmayı başarması.
Şimdiki muhalefetin çok iyi inceleyip günümüze uyarlaması gereken örnekler bunlar.