“Biz partimizi adalet kavramı üzerine kurduk.” (20.8.17) “Adalet adalet diye seçim kazanılmaz, adaleti yaşayarak ve dağıtarak seçim kazanılır.” (12.9.17) “Hukuk, demokrasi ve meşruiyet içinde adaletin tecellîsi için çalışmaya devam edeceğiz.” (18.12.17)
“Cihana adalet armağan etmek için yola çıkan bu millete hizmet eden yargı mensupları tarafını hukukun üstünlüğünden yana seçmek zorunda. Tarih adalet terazisini gözetmeyi bırakanların er ya da geç zillet çukuruna gömülmeye mahkûm oldularını gösteriyor.” (3.9.18)
“Adalet tüm insanlığın ortak değeri ve talebi. Madem ilk insandan bugüne kadar peşinden koşulan adalet ve hukuk bu kadar önemli; öyleyse niye hâlâ bunca zulüm ve gözyaşı var? Kendimizi sigaya çekmeliyiz.” (15.10.18)
“Müslümanın olduğu yerde sömürü olmaz, adaletsizlik olmaz, olmamalı.” (15.12.18)
“Adalet konusundaki hassasiyetimizi kaybettiğimiz dönemlerde felâketler ard arda kapımıza dayanmıştır. Bir hâkim ve savcı işini kötü yaptığında toplumun genel vicdanında öyle bir yara açılır ki, telâfisi hem çok zordur, hem çok çok uzun zaman alır.” (23.5.19)
“BM sistemi başta olmak üzere her alanda adaleti savunurken ülkemizde bu konuda geride kalmayı kabul edemeyiz.” (2.10.19)
“Hak, hukuk, adalet olmazsa olmazımız. Bir liderin dikkat etmesi, üzerinde hassasiyetle durması gereken konu budur. Göreve geldiğimizden bu yana tırmanışımızın arkasındaki en önemli sebepler bunlardır.” (11.12.19)
“İnsanların adalete güvenmediği bir toplumda ne huzur ve emniyet iklimi korunabilir, ne devlet düzeni sağlanabilir.” (21.5.20)
“Amacımız güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemini tesis etmektir.” (2.9.20)
“Devletin dini adalettir. Bir devlette adalet yoksa, onun hangi sistemle yönetildiğinin, kimin tarafından idare edildiğinin bir önemi kalmaz. Orada sadece zulüm hüküm sürer. Adalet, devletin varlığının sebebidir.” (1.9.21)
Bunlar, Cumhurbaşkanının son yıllarda adalet için söylediklerinden bazı örnekler...
Uygulamadaki son “adalet” (!!!) örneğini ise annesi kanser, babası alzheimer, oğlu kalp hastası ve eşi cezaevinde olan kanser hastası genç anne Ayşe Özdoğan’ın bütün çağrılara kulak tıkanarak hapse konulmasıyla gördük.
O sözlerden bu uygulamaya... Yazık!!!