Hatırlanacağı üzere, helalleşme konusunu biz bir buçuk sene kadar önce köklü bir tarikat önderinin bu yöndeki mesajı vesilesiyle gündeme getirmiştik.
CHP liderinin önce “Bir helalleşme süreci başlatmalıyız” deyip, ardından “Muhafazakâr dünya ile helalleşmemiz lâzım” diyerek konuyu takipçi bir tavırla seslendirmesi, meseleyi bir defa daha siyasetin gündemine de taşıdı.
Sonra DP Genel Başkanı Uysal konuştu:
“AKP kadrolarının hukuk içinde milletimizle helalleşmesi gerekir. Ellerini kollarını sallayarak gitsinler demiyoruz. Ülkenin milyarlarca dolar kaybının hesabı sorulmalı. Haksız zenginleşenler kimlerse bunun hesabını vermeli.”
SP Genel Başkanı Karamollaoğlu da kısa süre önceki bir beyanında “İktidardakiler ‘kutuplaşma’ diyecekler, biz ‘kucaklaşma’ diyeceğiz. İktidardakiler ‘hesaplaşma’ dedikçe biz de ‘helalleşme’ isteyeceğiz milletimizden” demişti.
Erdoğan’ın da ara sıra helalleşmeden bahsettiğini biliyoruz. Meselâ 2017 Mayıs’ında “Yanlışa düşen Erdoğan’ın tüm hakları helaldir. Sizden de helallik istiyorum” diyen o idi. Bu yılın Mayıs’ında “pandemi sürecinde sıkıntıya düşen olduysa” onlardan helallik dileyen de.
Bu son beyanına İYİ Parti Genel Başkanı Akşener şu karşılığı verdi: “Sen unutmuş olabilirsin, ama siyasetçi milletiyle kürsülerde değil, sandıkta helalleşir. Madem helalleşmek istiyorsun, korkma, getir sandığı helalleşelim.”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ise şu mukabelede bulundu: “Helallik istediğinize göre siz de iktidara veda vaktinin geldiğini anladınız. Evet, sandık gelecek, halk kötü yönetimin faturasını kesecek ve siz gideceksiniz.”
Erdoğan’ın son helallik talebi pandemide sıkıntıya düşenlerle sınırlıydı. O da “Sıkıntıya düşen olduysa...” kaydıyla. Ki, diğer beyanlarında güllük gülistanlık pembe tablolar çiziyor, “Kapıcıların bile arabası var, 2. elde araba yetişmiyor, kapanan şirket ve dükkân yok” diyordu.
Oysa ekonomideki kötü gidişatın işsiz bıraktığı ve geçim sıkıntısı içinde kıvrandırdığı milyonlarca insan için gerçekler çok daha farklı.
Ve onlar “Hakkımızı asla helal etmeyiz” diyor.
Bir de OHAL ve tek adam rejiminde ayyuka çıkan hukuksuzluklarla temel hakları gasp ve ailecek bütün hayatları mahvedilen milyonlar; zindanlardaki bebek, anne, hasta, yaşlılar var ki, öncelikle helalleşilmesi gerekenler onlar.
İktidarın hâlâ umurunda olmayanlar da...