Demokrasinin vazgeçilmez gereklerinden biri olan çok partili sistemin başarılı ve verimli olabilmesi, yine demokrasinin en temel şartlarından biri olan hürriyet ortamının tesisine bağlı.
Siyaset hür olmalı ki, millete ve ülkeye faydalı hizmetler yapabilsin. Farklı partiler arasındaki yarış da bu eksende yapıcı ve müsbet bir rekabete dönüşebilsin.
Siyasetin hür olmasının en belirgin kıstaslarından biri, milletvekilleri ve teşkilâtlar başta olmak üzere siyaset kadrolarının tamamen milletin hür tercihine dayalı bir zeminde sadece vicdanlarına ve seçmenlerine hesap verme konumunda olmaları.
Bediüzzaman’ın 1911’de dile getirdiği “Meb’us hürdür, hiçbir tesir altında olmamak gerektir” tesbiti bunun veciz ifadesi.
Meşrutiyette, yani sonraki süreçlerde tekâmül etmiş şekliyle demokraside hâkimiyetin millette ve millet adına, onun seçtiği vekillerden oluşan, milletin kalbi hükmündeki Mecliste ve hükümetin de Meclisin emrinde olduğunu vurgulaması da.
O zaman iş geliyor, milletin ve her bir ferdinin bu sistemi doğru ve sağlıklı şekilde işletebilecek güçlü bir hürriyet ve denetim bilincine sahip olmasına dayanıyor.
Buna da birbirini tamamlayan önemli tesbitleriyle işaret ediyor Bediüzzaman.
Öncelikle “Hürriyet-i umumî [genel hürriyet], efradın [bireylerin] zerrat-ı hürriyatının [hürriyet zerrelerinin] muhassalıdır [toplamıdır].” Yani hür bir toplum, özgür bireylerden meydana gelen bir toplumdur.
Bireylerin özgürlüğü iki kriterle ölçülür:
1. Allah’tan başka kimseye boyun eğmeme cesaret ve dirayeti; 2. Allah’ın yarattığı hiçbir şeye zulmetmeme şefkati.
Bir diğer prensip: Madem hâkimiyet millettedir; o zaman mevcudiyet-i milleti, milletin var olduğunu göstermek lâzımdır.
Mevcudiyet-i milleti göstermenin yolu da ittihaddan, birleşmekten geçer. Hür siyasetin toplumsal temeli ancak böyle kurulur.
Hür bir toplum, kendi adına görev yapacak temsilcilerini de hür tercihiyle belirler ve bu temsilciler, kendilerini oraya getiren seçmenleri dışında başka bir güç odağına boyun eğip teslim olma, biat edip hesap verme konumuna asla düşmezler.
Velhasıl, iş bireyde başlıyor ve bitiyor.