Üstadın “En az 15 günde bir okunmalı” notu koyduğu tek eseri olan İhlâs Risalesindeki son derece önemli ikazlarından biri:
“Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin (hayırlı işin) çok muzır manileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır.”
Hizmet erbabının bu hakikatleri tasdik ve teyid eden çok manidar tecrübeleri var.
Bunlardan biri, yarım asırlık Yeni Asya çizgisinin her hal ve şart altında, bütün baskı ve fitnelere ve ödetilen son derece ağır bedellere rağmen muhafazasında unutulmaz emekleri olan Kutlular Ağabeyin yaşadıkları.
“İşte Hayatım”da anlattığı ve kendisinden de defaatle dinlediğimiz şu hatırası gibi:
Dedikodu ve iftiraların ayyuka çıkıp dayanılmaz boyutlara ulaştığı bir noktada iyice bunalmış ve hizmetin zarar görmemesi için hizmetten ayrılmayı düşünecek hale gelmiş.
Bu niyetle Cağaloğlu’ndaki gazete binasına gitmiş. Odasında o sıkıntıyla otururken, ziyarete gelen Osman Demirci Hocaya şöyle demiş:
“Artık bu iş burada biter.”
Demirci Hoca “Hayrola?” diye sorunca durumu anlatarak, “Sen vasıta ol, kim istiyorsa görevlerimi ona devredeceğim” demiş.
Bunun üzerine Demirci Hoca Hz. Musa Aleyhisselâm’ın bir kıssasını anlatmış:
“Hz. Musa (as) Benî İsrail’e peygamber. Onlar da sürekli onun aleyhinde konuşuyor, iftiralar atıyorlar. Ve iyice bunalan Hz. Musa (as) onları Cenab-ı Hakka şikâyet ediyor:
‘Yâ Rabbî, ben bu kullarının hakkında iyilikten başka birşey düşünmüyor, Senden aldığım emirleri tebliğ ediyorum. Ama onlar bana hep iftira ediyor ve sıkıntı veriyorlar.
“Cenab-ı Hak buyuruyor ki: ‘Yâ Musa, bu insanları yaratan ve rızıklarını veren Benim. Ama bunlar Benim de aleyhimde konuşup Beni tenkit ediyor, Bana iftirada bulunuyor ve Beni inkâr ediyorlar. Sana ne oluyor?‘ ”
Demirci Hoca sözlerini şöyle sürdürmüş:
“Bu bizim hizmetimiz, kime bırakacaksın? Bak, Peygamberler bile nelere maruz kalmış. Keza Üstad hakkında neler söylemişler...”
Sonrası yine Kutlular Ağabeyden:
“Hocanın bu ifadeleri hizmette kalmama sebep oldu. Gitmek için giydiğim ceketimi tekrar çıkardım ve hizmete devam ettim.”
Çok ibretli bir kıssa ve hatıra. Bize düşense, verdiği dersi alarak yola devam etmek...