20 Temmuz OHAL sürecindeki hukuksuz ihraçlara yapılan itirazları değerlendirip güya muhtemel hataları düzeltmek iddiasıyla iki yıllığına kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu 5. yılını da tamamladı ve hâlâ sonuçlandır(a)madığı 6 bini aşkın dosya bulunduğu gerekçesiyle, görev süresi bir sene daha uzatıldı.
Komisyonun, KHK ihraçlarında itirazların yargıya taşınmasını önlemek veya en azından geciktirmek için uydurulan bir oyalama mekanizması olduğu baştan beri belliydi.
Kararları da öyle olduğunu gösterdi.
127 bine yakın başvurunun 105 bine yakınını reddeden komisyon, 16 bin civarında itirazı kabul etti. 6 bin kadar dosyayı hâlâ inceliyor. Red kararlarının gerekçeleri ise, ihraçlarda olduğu gibi hukukî değil, siyasî ve keyfî: İrtibat, iltisak, kurum kanaati gibi...
Zaten komisyon üyeleri arasında hukukla hiç ilgisi olmayan Bakanlık ve kurum temsilcilerinin bulunması da bunun bir tezahürü.
Bu üyeliklerin, üyelere artı maaş bağlama vesilesi olması da işin bir başka ciheti.
Komisyonun verdiği red kararlarına karşı sadece HSK’nın belirlediği ve Ankara’da görevli idare mahkemelerine dava açılabiliyor.
Yıllarca komisyonun kararlarını bekleyen KHK mağdurları, bütün kazanılmış hakları gasp edilip aileleriyle beraber “sivil ölüm”e mahkûm edildikleri bir vaziyette, tâkat ve imkân bulabildikleri takdirde bir de bu davaları açıp sonucunu beklemek zorundalar.
Ki, itiraz edip de göreve iade kararı verilenlerden, ömürleri bu kararı görmeye yetmeyip vefat edenlerin sayısı hiç de az değil...
Komisyon red kararı verirken, mahkeme, hattâ AYM kararlarını da “takmayabiliyor.”
AYM’nin “hak ihlali” kararı verdiği barış akademisyenlerinin ve KHK’lı Milletvekili Gergerlioğlu’nun başvurularını reddetmesi, bunun en tuhaf ve çarpıcı örneklerinden.
Bir başka tuhaflık, meselâ İçişleri Bakanlığının, yargıdan beraat, komisyondan kabul kararı almış bir KHK’lıyı göreve iade etmemekte “Kararlar bizi bağlamaz” diyerek direnmesi.
Bu bile başlı başına komisyonun göstermelik ve şeklî olduğunu ispatlamaya yeterli.
Ama görev süresi bir yıl daha uzatıldı.
Böylece şeklen kalksa da OHAL’in hâlâ devam etmekte olduğu bir kez daha görüldü.
Bitmesinin yolu ise seçimden geçiyor.