Dün bahsettiğimiz gibi Malatya’dan sonra kitap fuarına katılmak için Şanlıurfa’ya intikal ettik. Seyahatimiz esnasındaki ani hava değişimleri ve ısı farkları sebebiyle geçici bir ses kısıklığı problemi yaşasak da, okurlarımızla bir kez daha buluşup hasret gidermenin manevî hazzını her zamanki gibi doyasıya paylaştık.
Kitap fuarının, gazetemizde daha önce çıkan ilgili haberlerde belirtildiği gibi, ağırlaşan ekonomik krize, kitap fiyatlarının yüksekliğine ve alım gücündeki düşüşe rağmen yoğun ilgi görmeye devam ettiğini gördük. Arkadaşlarımız bilhassa son iki gün ilginin ve satışların katlanarak arttığını söylediler.
Görev dağılımı yaparak münavebeli şekilde refakat eden arkadaşlarımızla Yeni Asya standında dokuz gün boyunca ziyaretçilerle ilgilenen gazete temsilcimiz Said Beyle neşriyat temsilcimiz Abdurrahman Bey, her kesimden insanın standımıza uğrayıp yayınlarımızla tanıştığını, bunların içinde bilhassa süreç mağdurlarının ağırlık teşkil ettiğini söylediler.
Dergilerimizin eski sayıları ve broşürlerimiz çok sayıda ziyaretçiye takdim edildi, tanışıldı, sohbetlere de katılmak istediklerini söyleyenlerle telefon ve adres teatileri yapıldı.
Said Beyin aktardığı ilginç bir anekdot:
Standımıza gelen bir ziyaretçi “Bu süreçte ‘dinci’ler eliyle yapılanlar sebebiyle dinden soğumuş, namazı da terk etmiştim. Ama Yeni Asya’nın dindar kimliğiyle hak ve adaletin yanında durduğunu görünce yanlış yaptığımı anladım, kendime geldim ve tekrar namaza başladım. Size çok teşekkür ederim” deyip yayınlarımızdan da almış. Ki, her yerde buna benzer birçok örneğin yaşandığı biliniyor.
Arayış içinde olduğu belli genç bir hanımın standımıza birkaç kez gelip tezgahtaki kitapları dikkatle inceledikten sonra rahmetli Mü’mine Güneş’in “Kalbe Değen Yazılar” kitabında karar kıldığına şahit olduk. Arayışının cevabını Mü’mine Hanımın samimi ve sıcak anlatımında bulması için duacıyız.
İmza programımızın arasında yoğun katılımla gerçekleşen söyleşimizde afet ve musibetlerin maddî ve manevî sebepleri olarak fıtri şeriat olan yaratılış kanunlarına riayetsizliğin yanı sıra şükürsüzlük, isyan, günah, haram ve zulümlerin felaketlere davetiye çıkardığını ifade etmeye çalıştık. Hamas-İsrail savaşını farklı boyutları ve neticeleriyle yorumladık. Hz. İbrahim (as)’ın tevhid ve adalet mücadelesini, hıllet (dostluk) misyonunu ve “Halil İbrahim bereketi”ni değerlendirdik. Yaşadığımız sürecin her alanda yol açtığı çok yönlü tahribatı onarmak için samimi bir helalleşmeye ve iman-ahlak-adalet ekseninde topyekûn bir manevî onarım seferberliğine ihtiyacımız olduğunu vurguladık.
Şanlıurfa okurlarımızın fuardaki gayret ve katkılarını tebrik ederken, sıcak misafirperverlikleri için teşekkürlerimizi iletiyoruz.