Muhalefet partilerinin erken seçim kararını da iktidar partisinin ve özellikle küçük ortağının karar ve inisiyatifine bırakan yaklaşımını, işin doğrusu yadırgıyor ve buna bir mana veremiyoruz.
Bu kararı niye onlar versin?
Böyle bir beklenti, “Dayatmacı ve sorumsuz politikalarıyla memleketi daha da berbat hale getirsinler” anlamına gelmez mi?
Kötüye gidişin daha ileri boyutlara taşınması, ülkeyi hem içeride, hem dışarıda daha büyük ve ciddî sıkıntılara sürüklemez mi?
Aralarında 28 Şubat ve Ergenekon tetikçilerinin de bulunduğu “derin” kadrolar tarafından kuşatılarak yönlendirilen tek adam rejimine yaptırılan fâhiş hatalara yenilerinin ilâvesine fırsat verilmesi kabul edilebilir mi?
Gelinen noktada hiç kimsenin böyle bir lüksü ve hakkı olmadığını; tam tersine bu gidişata mümkün olan en kısa zamanda son vermek için tabiri caizse topyekûn bir seferberlik başlatılması gerektiğini düşünüyoruz.
Bunun için evvelâ Mecliste grubu bulunan ve temsil edilen partiler inisiyatif almalı; demokrasi ittifakına dönüştüğü ifade edilen Millet İttifakını daha da genişletmek için gereken adımlar çok hızlı bir şekilde atılmalı.
AKP’den ayrılanlar tarafından kurulan yeni partilerin seçime girmesini engellemek için iktidarın gündeme getireceği bariyerleri boşa çıkaracak ve işlemez hale getirecek formüller üretilerek sür’atle hayata geçirilmeli.
Ülkenin en âcil ihtiyacının adalet ve demokrasi eksenli bir dayanışma olduğu, böyle düşünen herkesçe kabul edilen bir gerçek olduğuna ve bu fikir her geçen gün daha fazla kabul gördüğüne göre, münferit, kopuk ve dağınık stratejilerle oyalanmaktan artık vazgeçilip hızla bu hedefe kenetlenilmeli.
Bu noktada, milletin sandıkta verdiği muhalefet görevini de hakkıyla yerine getiren rahmetli Demirel’in performansını hatırlamakta fayda var. Demirel’in yaptığı etkili ve dinamik muhalefetin kitlelerdeki karşılığı miting meydanlarında seslendirilen “Silkele Demirel, düşecekler” sloganlarında ifadesini buluyor ve sandıkta da netice veriyordu.
Şimdi de hukuksuz, adaletsiz, dayatmacı, dışlayıcı, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı gerilim siyasetlerinin bunalttığı kitleleri sürükleyecek bir sinerjinin oluşturulmasına ihtiyaç var.
Bunun için AKP’den kopan kitlelerin beklentisine cevap verecek bir dayanışma şart.