"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ünlükul’un bandrol çıkışı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Nisan 2014, Çarşamba
Kültür Bakanlığı’nın, bandrol yönetmeliğinde üç buçuk sene önce yaptığı ve bandrol verilmesini “hak sahiplerinin izni”ne bağlayan değişikliği Risale-i Nur basımları için yeni uygulamaya başlaması, ister istemez, “Arka planda başka birtakım siyasî hesaplar mı var?” sualini gündeme getirdi.

Bakanlığın “gerçek dışı spekülasyonlar” diyerek konuyu geçiştirme gayreti, bu sual etrafında şekillenen tartışmanın önünü kesemedi.
Yine Bakanlığın, risalelere uyguladığı bandrol engeline gerekçe olarak, “izinsiz basımlar” için, “hak sahipleri” tarafından kendisine yapılan şikâyetleri göstermesi de boşa çıktı.
Üstadın kardeşi olan Abdülmecid Nursî’nin torunu olarak, Bediüzzaman’ın kanunî vârisi sıfatını taşıdığı, mahkeme kararlarıyla da tesbit ve tescil edilen Seyda Ünlükul, Bakanlığa veya başka bir kuruma böyle bir müracaatta bulunmadıklarını bildirerek, Bakanlığın açıklamasının gerçeği yansıtmadığını duyurdu.
Bu durumda, açıklamada ifade edilen “şikâyetçiler”in kim veya kimler olduğu ve Bakanlığın risalelerin basımı için kimi veya kimleri “hak sahibi” olarak gördüğü gibi suallerin bir an önce cevaplandırılması gereği ortaya çıktı.
Bakalım, Ünlükul’un dilekçesine Bakanlığın cevabı ne olacak? “Hak sahipleri”  olarak kimler gösterilecek? Ünlükul’un elindeki mahkeme kararlarına karşı, Bakanlık hukuken geçerli başka bir belge çıkarabilecek mi? Göreceğiz.
Ünlükul dilekçesinde diyor ki:
“Risale-i Nur’un neşrine mani olmak bir yana, serbestçe basılıp dağıtılmasına her zaman destek olduk. Külliyatın basımının durdurulmasına, eserleri sadece bizim basabileceğimize, basan-basmak isteyen yayınevlerinin engellenmesine v.s. dair, tarafımızca yapılmış hiçbir  başvuru yoktur. Bu tür dayanaksız haberlerin yayınlanması dahi bizi manen yaralamaktadır.”
Görünen o ki, Ünlükul’un dilekçesi, hem bandrol keyfîliğinin sonunu getirecek; hem de bu uygulamanın arkaplanında yapılan birtakım hesapları ciddî şekilde sıkıntıya sokacak.
Özellikle risale basımlarını belli bir grubun inhisarına almayı ve diğer yayıncıları dışlamayı hedefleyen bir tezgâhı da akamete uğratacak.
Keza konuyla ilgili olarak kamuoyunda yanlış algı oluşturma planlarını boşa çıkaracak.
Ünlükul’un çözüm için ortaya koyduğu yaklaşım da son derece yapıcı, mâkul ve gerçekçi:
İsteyen herkes Risale-i Nur’u basabilmeli; bu hususta herhangi bir sınırlama ve engellemeye gidilmemeli; kapsayıcı ve âdil bir düzenleme yapılmalı, o yapılıncaya kadar, bandrol uygulaması eskisi gibi engelsiz aynen devam etmeli.
Ve risale basan yayınevleri bir araya gelip, mutabakata dayalı yeni bir sistem oluşturmalı.

Okunma Sayısı: 10043
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Muallim Ayhan Bingöl

    17.4.2014 00:00:00

    ZAMAN KARDEŞLİK ZAMANIDIR

  • ibrahim vural

    16.4.2014 23:18:00

    Onlar zannettilerki tek hedef gülen cemaati hayır bütün cemaatler. Hizmetten kopanları kullanarak hizmeti vurma ve parçalari iç etme. Biz bu oyunları biliyoruz. Değerli kardeşlerim bu oyuna geldiler. Ama çok geç olmadan karar vermeliler.

  • S.G.

    16.4.2014 19:44:00

    Birileri nurcuları birbirine düşürmeye çalışadursun belki de daha fazla kaynaşacaklar, aralarındaki kardeşlik bu olaylarla daha da kuvvet bulacak uhuvvetleri artacak kimbilir? Hizmete yapılan zulümlere karşı duruşundan ötürü Yeni Asya grubundan hep Allah razı olsun dedik ve bu zor günlerde bize sahip çıktıkları için canı gönülden dua ediyoruz. Biz bütün dünyadaki okullarımıza Medresetüzzehralarımız gözü ile bakarken birileri bize bunların nurculukla, risalelerle, üstadla alakaları kalmadı diye neler neler söylediler. Aslında kendi nefsim adına Risalei Nurların hakkını vermek nerede ben nerede ama o samimi kardeşlerim adına has dairedeki bütün abla ve abilerim adına nekadar canım yandı benim aylardır.
    Yeni Asya gazetesini biliyordum ama asıl bu süreçte her gün takip etmeye başladım ve tanıdım.  Yeni Asya da girmeli benim evime diyorum artık. Allah sizlerden razı olsun.

  • cemal özkaya

    16.4.2014 12:43:00

    tatar ramazan kardeşimin yazdıklarına hepsine katılmakla birlikte şunuda ilave edeyim 12 yıllık aralarından su sızmayanlara siyasal islamın ne yaptığını görsün o kardeşlerde başlarına geleceklerden titresinler. bunun bedelini onlara şimdi sırtlarını dayadıkları bizim adımıza belki yarın belki yarındanda yakın ödetir. onları savunmakda yine bu gariplere düşer.

  • yavuz sami

    16.4.2014 11:26:00

    ey nurcu kardeşlerim artık oynanan oyunu gorün. oyun nur cemaatleri birbirine dusurup bitirmektir.

  • selman

    16.4.2014 11:08:00

    Bulaşmayayım diyorum da olmuyor: -Demokrat- namıyla sahiplenilen fikirlerin tuhaflığını, Azerbaycan’da kendilerine yapılan zulümle renklendirmek hoş olmuş???.. Bundan seneler önce başkalara dediğim gibi: Nerede durduğunuza dikkat edin!.. Yoksa hep bir olur, aşağıya inersiniz, millet nazarında da, hak nazarında da! Şimdi iyi mi oldu böyle, sadeleştirenlere karşı duruyoruz derken, yanınızda görünenlerin kimliğinden habersiz, kimlerle bir oldunuz? Dönün bir bakın bakalım!..

  • Mustafa BİTER

    16.4.2014 11:03:00

    Kültür Bakarlığının gayretkeşliğinin altında Risale-i Nurları ve müellifinin haklarını koruma diye bir hüsnüniyet yok.Bu tam bir KURD’UN KUZU’YU YEME operasyonudur.Her ne kadar Yeni Asya sularını kimse bulandırmıyorsa da,YA BULANDIRIRSA KORKUSU DAĞLARIN BAŞINDA DUMAN OLMUŞ DURMADAN TÜTÜYOR.Bütün korku bu.
    Biliniyor ki Üstadları hemen yarım asır DEMOKRASİNİN HAKİMİYETİ için mücadele etmiş ve bunu başarmış,Abdülhamid Dönemi,Mustafa Kemal Dönemi,İnönü Dönemi...Yılmamış,usanmamış,zerre kadar ümitsizliğe kapılmamış ve AHRARLARIN İKTİDARINI sağlamış.O zamanlar ne gazetesi var,ne tv’var,ne radyosu var,ne internet siteleri var.Şimdi öyle mi ya...
    Hemen bir asırdır mücadele ediyorlar,yılmıyorlar,yeise,ümitsizliğe kapılmıyorlar...
    Uykular kaçıyor,geceler kabusa dönüyor.Tek yol,kanatlarını kollarını kırmak.En büyük HİZMET METODLARINI YOK ETMEK...
    Daha açık bir ifadeyle Kemalist Sistemin terbiye edemediği Risale-i Nur Talebelerini dindarlar eliyle terbiye etmek...

  • selman

    16.4.2014 09:33:00

    Bu olayların perde arkasında, şu ifadelerin gerçek olma ihtimali bile beni boğuyor: Özellikle risale basımlarını belli bir grubun inhisarına almayı ve diğer yayıncıları dışlamayı hedefleyen bir tezgâhı da akamete uğratacak.

  • Garib Doğu

    16.4.2014 09:20:00

    İçinde bulunduğumuz zaman diliminde hile,tuzak ve düzenbazlıklar cirit atıyor.Mertliğin kaybolduğu anları yaşıyoruz.İçtenlik,samimiyet,dobralık tatile çıkmış.Güç,kuvvet kükümfermadır.Dünya ahirete tercih edilmiş.En büyük felakette bu...Üstadımız,mert olan cinayete tenezzül etmez,cinayet isnad edilse cezadan korkmaz diyor.Mevlânâ Hz.leri ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol diyor.İç ve dışın bir olması lazım.İkiyüzlülük mü’minin semtine uğramaması gerekiyor.Mümin her hal-u kârda hakperest olmalı,hakkı savunmalı,hakkı, her şeyin üstünde tutup,hiç kimsenin hatırına feda etmemeli,rızayı İlahiden başka rızaları hedef kabul etmemelidir.Cenab-ı Hak, her yönden bizleri istikametten ayırmasın,menafi-i cüz-iyye ve hissiyatı süfliyenin esaretinden kurtarsın,Cadde- Kübra’yı Kur’aniyede, sağa sola inhiraf etmeden yürütsün.İnsi ve cinni şeytanların şerrinden muhafaza etsin amin.

  • İLKER ŞEKER

    16.4.2014 07:24:00

    EĞER MEŞVERET SİSTEMİ CEMATLARİN TÜMÜ TARAFINDAN ÜSTAT HAZRETLERİNİN RİSALELERDE İZAH ETTİĞİ GİBİ UHUVVETLE YAPILABİLSEYDİ BUGÜN NE KÜLLÜYATI SAHTELEŞTİRME OPERASYONU OLABİLİRDİ NEDE BU TARTIŞMALAR VEYA SİYASİ HESAPLAR OLANBİLİRDİ. BU ZINDIKAYA KAPI KAPI AÇMAK OLDU DAHA ÖNCE DENEYİP YAPAMADIKLARI İŞİ YENİDEN DENİYORLAR

  • TATAR RAMAZAN

    16.4.2014 01:15:00

    Amaç çok net olarak ortaya çıkmıştır.
    Asıl hedef:
    Kemalizme teslim olmayan son kale Yeni Asya’nın önünü kesmek. Diz çöktürmek.
    Promasyon hedef:
    AKP ye her şartta biat etmeyen ve AKPnin siyasi felsefesini eleştiren Yeni Asya’yı hizaya çekme projesidir.
    Mavi boncuklu hedef ise:
    Nurcuları birbirine düşürüp, güçlerini zayıflatmak ve halk nazarında müsbet hareket ve muhabbet fedayiliği yerine kavgacı nurcu profilleri ortaya çıkarmak.
    Herkesin bir oyunu varsa Cenabı Hakkın da bir oyunu vardır. İşte adamı böyle ortada ortada bırakır.

    Seyda Ünlükul atalarına yakışır bir şekilde oyunu bozmuştur.

  • ahmet akbaş

    15.4.2014 22:29:00

    bir zamanlar kemalist&süfyanist&münafık 12 eylül rejiminden emin olmak için nur dershanelerinde kitaplıklarda risale-i nur kitaplarının arasına nutuk kitabı koyan, 12 eylül darbesini yapanlar için kader bizi komünistlere karşı kemalistlerle ittifak yapmaya zorladı diyenlerin başvurusu üzerine; m kemal aleyhindeki videolar yüzünden youtube yi kapatacak kadar azılı kemalist olan dindar kemalistlerimiz tarafından m. kemalin kurduğu rejime taban tabana zıt bir mefkure dünyasına sahip sahip üstad bediüzzaman said nursi hazretlerinin kuran-ı kerimden ilham alarak yazdığı risale-i nur eserlerinin basımına -güya sadeleştirme ihanetine engel olmak maksadıyla- yasak getirilmiştir. OYYYY BEN ÖLEM! BEN ÖLEM....! artık risale-i nuru ’koruma’ altına alıp kendisinden başka hiç kimsenin basmasına izin vermeyen bu dindar süfyanistlerin risale-i nurlardan ilk ayıklayacakları kısımlar 5. şua ve lozanın iç yüzüyle ilgili parça olur herhalde...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı