“Risale-i Nur’u, hiçbir makam ve meşrebin tesiri altında kalmadan, maddî-manevî hiçbir menfaat ve hissiyat karışmadan, doğrudan doğruya Kur’ân-ı Hakîmin umumun istifade edebileceği ve umuma hitap eden hakikatlerini tefsir etmiş, bu hakikatlerin tercümanlığını yapmıştır.
Telif ettiği âsârından herkes istifade edebilmektedir. (Risale-i Nur) Bir taifeye, bir sınıf halka mahsus” olmadığı ve kalmadığı için, Bediüzzaman’dır.
Neden Bediüzzaman? Daha çocuk yaşındayken gördüğü bir rüya üzerine; “Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez manevi bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim” dediği ve gösterdiği için Bediüzzaman’dır.