"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir günde bin yıllık tahribat

M. Latif SALİHOĞLU
30 Kasım 2023, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 30 Kasım 1925

Yakın tarihte öyle günler var ki, yüzlerce yılda yapılan tamiratlar o bir tek gün içinde tahrip edilmiştir.

1924 yılının 3 Mart günü gibi, 1925 yılının 30 Kasım günü de aynı cümleden olmak üzere, büyük yıkımların yapıldığı önemli günlerdendir.

O günün ibretlik hikâyesini, mümkün olduğunca özetleyerek sunmaya çalışalım.

*

Sadece beş gün önce (25 Kasım) “Şapka Kànunu”nu çıkaran tek partili Meclis, 30 Kasım günü de, sarık başta olmak üzere diğer dinî-ruhanî kıyafetlerin giyilmesini yasaklayan zecrî kànunu kabul etti.

*

Millet Meclisi, yine aynı gün içinde, bilumum “Zikirhanelerin kapatılması” ile “Tarikat ve tasavvuf geleneğine son verilmesi”ni ön gören kànunu kabul etti. Böylelikle “Allah, Allah...” diye zikir çekmek yasaklanmış oldu. Bu kànun metninde yer alan ifade şöyle: “Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına, türbedarlık ile bir takım unvanların men’ ve ilgasına dair kànun...” (Bkz: Zabıt Ceridesi, XIX Cilt, s. 312.)

*

Ne gariptir ki, zikirhanelerin kapatılarak “Allah, Allah” demenin yasaklandığı aynı gün, Meclis kürsüsünün arkasındaki duvarın salona bakan cephesine Osmanlıca harflerle “Hakimiyet Milletindir” levhası asıldı. 

(Bu tarihten 4–5 yıl kadar sonra ise, Osmanlıca ile birlikte “huruf–u Kur’ân” da keyfî kànunların icbarıyla yasaklanmış oldu.)

*

Demokrasilerde rey ve irade sahibi millet olduğu gibi, iradesini hür olarak beyan etme hakkı da ona aittir. Ancak, o tarihler itibariyle Türkiye’de demokrasinin varlığından söz etmek kadar abes birşey olamaz. Zira, muhalefeti temsil eden biricik parti TCF, bir takım uydurma bahanelerle keyfi bir sûrette kapatıldı.

Ülkemizin idaresi, böylelikle tek partinin hegemonyası altına girdi. Hal böyle olunca, demokrasiden, dolayısıyla milletin iradesinden de eser kalmadı.

Tuhaflığa bakın ki, bu ufunetli karanlık manzaranın tepesine tutup “Hakimiyet Milletindir” tabelası konduruldu.

Aslında, bu aldatmacanın zımnında yatan mânâ şuydu: “Allah’ın hakimiyetine—hâşâ, sümme hâşâ—son verilmiştir.”

Esasen, o dönemdeki büyük başların en büyük mücadelesi de “İktidarı gökyüzünden yere indirme mücadelesiydi.”

*

“Hâkimiyet milletindir” maskesi altında, hem milletin iradesini, hem de kudsî değerleri hiçe sayan Kemalist zihniyeti, izninizle burada millet ve tarih mahkemesinin huzuruna çıkararak şunları sormak istiyoruz: 

“Meclis Kürsüsünün üst tarafına ‘Hâkimiyet milletindir’ serlevhasını asarken, aynı gün içinde almış olduğunuz “tarikatı yasaklama ve zikirhaneleri kapatma kararı” hakkında neden milletin reyine, görüşüne müracaat etmediniz? Kısaca, niçin referanduma gitme gereğini duymadınız?

Dahası, neden “Ey hâkimiyet sahibi olan millet! Biz şu şu yasakları getirmek istiyoruz. Bu hususta senin fikrin nedir? Kabul ediyor musun, yoksa red mi ediyorsun?..” diye sorma gereğini duymadınız?

Bu derece hayatî bir meselede millete hiç danışılmaması, adam yerine konularak millete hiçbir şey sorulmaması gösteriyor ki, dönemin “Kemalist iktidar”ı o meşhûr levhayı yüzüne maske yapmış ve onun arkasına gizlenerek bu milletin “irtica” diye damgaladığı mânevî değerlerine ihanet etmiştir.

Zira, 1950’ye kadar devam eden zaman zarfında ortada ne “millet iradesi”ne itibar gösterildi, ne de “millî hakimiyet”ten ortaya bir eser konuldu.

“Millet” ve “hakimiyet” gibi, zamanla daha birçok dinî, millî, medenî, harsî ve edebî değerlerimizin yerinde de yeller estirildi... Plân, belli ki çok önceden hazırlanmıştı. Tâ, Lozan günlerinden… Esasen bunu başka türlü anlamak, adeta imkânsız derecede müşkil bir mesele.

Okunma Sayısı: 2284
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    1.12.2023 00:09:24

    ..."Rivayetlerde var ki: "Deccal'ın birinci günü bir senedir, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür." لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun iki tevili vardır:.. İkinci tevili ise: Hem büyük Deccal'ın, hem İslâm Deccalı'nın üç devre-i istibdadları manasında üç eyyam var. "Bir günü, yani bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üçyüz senede yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır." diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 587

  • Neslinur

    30.11.2023 11:42:41

    Saygıdeğer Lâtif ağabey emeğinize sağlık. Yazınızı okuyunca, bu NECİP Milleti canından bezdiren ceberrut zihniyete karşı bir ikram- ı ilahi olarak bahşedilen Adnan Menderes i çağrıştırdı. Bediüzzaman Hz lerinin övgüsüne mazhar olan islam kahramanı Adnan Menderes ve arkadaşlarına gani gani rahmetler diliyoruz. Makamları âli, mekanları cennet olsun.🤲

  • Arda yıldız

    30.11.2023 11:42:16

    Teşekkür ederim Latif abi. 1- Kemalist ideolojiye göre devrimler her zaman halka rağmen yapılır. Bu halkın iyiliği için olmazsa olmazdır. 2- Halka sorarsan kendisi için iyi olanı seçmez. Halk her zaman gerici yobaz ve hissi olarak tercih yapar. Rasyonel aklı seçmez. 3- Bugünkü iktidar halkın akla olan düşmanlığının eseridir. Halk yöneticilerini ayartmış ve gerici tercihler yapmıştır. 4- Halkın söz sahibi olması her zaman ideolojileri rahatsız etmektedir. Bugün iktidarda her ne kadar tek adam olsa dahi kesinlikle kemalist bir iktidardan iyidir. En azından halkın çoğunluğuna muhalif bir icraatı işleme koymasına oy kaygısı ve seçimler engel olmaktadır. Kemalist iktidar döneminde halkın öyle bir seçeneği dd yoktu.

  • Ömer

    30.11.2023 08:28:46

    1950’ye kadar devam eden zaman zarfında ortada ne “millet iradesi”ne itibar gösterildi, ne de “millî hakimiyet”ten ortaya bir eser konuldu. Ya bugün,değişen birşey var mı? Sayın Yazarımız; Şimdiki zamanı karşılatırmısınız örnekleyerek.🤔🤔🤔

  • Ferhat ardıç

    30.11.2023 01:07:30

    Bu olay lar Kuran'da nasıl anlaşılır sonuçta ne olacak bunu da yazarsanız sevinirim teşekkürler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı