"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müküslü (Mıks) Hamza

Mehmet Emin Bozkuş
07 Ekim 2025, Salı
Hamza 1892’de Müküs (Mıks) bugünkü adıyla Bahçesaray’da dünyaya gelmiştir. Müküslü Hamza Bahçesaray’da bulunan Mir Hasan Veli medresesinde ilk tahsilini yapmıştır.

İlk tahsilini yaptığı Medreseyi oranın Mirlerinden, yani büyük dedelerinden Mir Hasan Veli kurduğu için Mirin Hasan adı ile anılmıştır. 

Müküslü Hamza ilk tahsilini yaptıktan sonra Van’da tahsiline devam etmeye karar verir ve Van’a gider. O zamanlarda Said Nursî Van Kalesi’nin yek pare olan kayasının orta bölümüne oyulmuş ve adı Horhor olan bir medresede talebelerine ders veriyordu. Bediüzzaman 1897-1907 ve 1912-1914 yılları arasında Horhor Medresesi’nde yani 12 yıl boyunca aşağı yukarı 200 talebesine bu medresede ders vermiş. Müküslü Hamza, Said Nursi’nin yanına gider ve onu da talebeliğe kabul etmesini söyler. Said Nursî, Müküslü genç ve zeki olan Hamza’yı biraz mülakata tâbî tuttuktan sonra talebeliğe kabul eder ve diğer talebelerinin kaldığı Horhor Medresesi’ne gönderir. Bu arada Bediüzzaman Said Nursî Horhor Medresesi’nde hiçbir kitaba bakmadan fakilerine (talebeler) ders veriyordu. Müküslü Hamza ve medrese arkadaşı Molla Habib de söylediklerini Kürtçe notlar şeklinde yazarlardı. Bu Kürtçe yazılan notları bilâhare Bediüzzaman Said Nursî savaş (Osmanlı Rus Harbi) meydanında, cephede, at sırtında yeğeni Ubeyd ile tekrar Arapça yazar. Bu yazılanlar İşârât’ül İ’caz adı ile bir kitap olarak basılır. Hamza, ayrıca Bediüzzaman’ın ilk Tarihçe-i Hayatı’nı basan kişidir. Müküslü Hamza bir müddet burada Bediüzzaman Hazretlerinden ders alır ve oradan İstanbul’a gider. İstanbul ve diğer devletlerde olmasına rağmen yine de Bediüzzaman Said Nursî ile vefatına kadar irtibatı kesmez. 

Müküslü Hamza İstanbul Darülfünunun Fars Dili ve Edebiyatına kaydını yapar ve bu okuldan mezun olur. Daha sonra İstanbul Dabra Vaizler Medresesinde (Medresetü’l Vaizin) de okur ve oradan da mezun olur. 

Okul arkadaşı Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan der ki ”Hamza Miksi ile beraber okuduk. O İstanbul Darülfünun Farsça bölümünü, ben ise Farsça Fransızca bölümünü bitirdim. Talebelik döneminde aramızda çok iyi bir arkadaşlık oluştu. Birbirimizi çok sevdik. O sonradan Osmanlı ordusunda imamlık ve vaizlik yaptı. Sonra Suriye’ye gittik. Türkiye sınırına yakın Haseke şehrinde lise müdürlüğü yaptı. Hem âlim, hem aydın bir insan Müküslü Hamza.” 

Müküslü Hamza 1919’da Şeyh Ahmed-i Hani’nin Mem-u Zin adlı Kürtçe kitabını iki cilt olarak şerh eder. Yine kendisi ve Bediüzzaman Said Nursî’nin diğer bir talebesi  Şeyh Şefik Arvasî ile beraber Melayé Cızirî’nin Divanı adlı meşhur kitabını tab ederler. Bu durumdan dolayı Müküslü Hamza ve Şeyh Şefik Arvasî mahkemeye çağrılır ikisi onar yıl hapis cezası alır. Üç yıl yattıktan sonra genel af çıkar ve aftan faydalanarak hapisten ikisi de tahliye olur.

Hapisten çıktıktan sonra Mısır’a gider. Oradan da Lübnan’a, Lübnan’dan da Suriye’ye; Suriye’deki Dérka Hamko kasabasına yerleşir. Müküslü Hamza 1958 yılında vefat eder. Kamışlı ilçesine 37 km mesafede olan ve Derik’e (Dérka Hamko’ya) bağlı Du Gır’é köyünde defnedilir.

Kaynak: Yeni Asya Gazetesi 

(15 Ekim 2010 sayısı), M. İrşad Seyda.

Okunma Sayısı: 156
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı