"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Rumeli Seyahati”nde konuşulanlar

M. Latif SALİHOĞLU
07 Haziran 2024, Cuma
GÜNÜN TARİHİ 5-27 Haziran 1911

Haziran 1911’da Osmanlı Padişahı Sultan Reşad ile birlikte Rumeli Seyahatine çıkan heyetin içinde “Vilayât-ı Şarkiye”yi temsilen Bediüzzaman Said Nursî de vardı. 

Bir yıl sonra Rumeli’yi büyük ölçüde kaybetmekle birlikte, seyahat esnasında çok faydalı şeylerin konuşulup kayda geçirildiğini öğreniyoruz. Bunları yazının sonlarına doğru iktibasen dikkat nazarlarına takdim etmeye çalışırız.

Şimdi, söz konusu seyahat hakkındaki teknik bilgileri aktaralım.

*

Üsküp’e, tâ Kosova Meydanına kadar gidecek olan kalabalık Osmanlı heyeti, 5 Haziran’da (1911) Dolmahçe Rıhtımından hareket etti; 7 Haziran Çarşamba günü de Selânik limanına ulaştı.

Osmanlıyı temsil eden devlet heyetinin Rumeli’ye yapmış olduğu bu seyahat, aynı zamanda o coğrafyaya yapılan “son seyahat” hüviyetini kazanmış oldu. Zira, bir sene sonra patlak veren I. ve II. Balkan Harpleri sebebiyle, Selânik de dahil olmak üzere, Rumeli’nin büyük bir kısmı elimizden çıktı.

İstanbul’dan Selânik’e kadar Barbaros Zırhlısıyla gelen Osmanlı heyeti, buradan Üsküp'e olan seyahatini ise trenle yaptı. 

Bu uzun ve gösterişli seyahatin en mühim sebebi, hükümet idaresini ele geçiren İttihatçıların, Balkanlara yönelik bir nevi “gövde gösterisi”nde bulunmak istemesiydi. Yani, “Biz ölmedik, yıkılmadık, dimdik ayaktayız” mesajının Rumeli’deki topluluklara iletilmesi arzusuydu.

Seyahatin önemli bir başka sebebi ise, Üsküp'te büyük bir İslâm Üniversitesini vücuda getirmek maksadına matuf idi.

O tarihte, Sultan Abdülhamid de Selânik'teki Alatini Köşkü’nde bir nevi sürgün olarak bulunuyordu. İttihatçıların şiddetli baskı ve tehditlerine bakın görün ki, aynı şehre gelen Sultan Reşad, ağabeyinin ziyaretine dahi gidemiyor. Sadece iki paşasını göndererek ona arz–ı hürmetini bildirmekle yetiniyor ve buradan ayrılarak seyahatine devam ediyor.

*

Rumeli Seyahatine iştirak eden meşhûr allâme Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe–i Şâmiye isimli eserinin ortalarında bahsini ettiği "iki mütefennin muallimle" olan muhaveresi, işte o tarihte ve trenle (şimendiferle) yapılan Rumeli seyahati esnasında vuku bulmuştur.

Trendeki muallimlerle yapılan sohbetin ana konusu şudur: "Hamiyet–i diniye mi, yoksa hamiyet–i milliye mi daha kuvvetli, daha lâzım?"

Üstad'ın bu hayatî suâle vermiş olduğu geniş muhtevalı cevap, aynı eserin sonunda yer alıyor.

Düşündürücü nokta şudur: Aradan yüz seneden fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, bu husus milletimizin gündeminden hemen hiç düşmedi.

Evet, bugün de tartışılan en hararetli konuların başında "din ve milliyet" meselesi geliyor. Irkçılık (Türkçülük–Kürtçülük) temeline oturtulan milliyetçilik, tarafgir fanatiklerin nazarında adeta din gibidir ve dinin mukaddesatından önce gelir.

*

Muhtelif mektuplarda bu tarihî seyahata atıflarda bulunan Bediüzzaman Said Nursî, bir eserinde şunları ifade ediyor: "İttihatçılar zamanında Sultan Reşad’ın Rumeli’ye seyahati münasebetiyle Kosova’ya gittim. O vakit Kosova’da büyük bir İslâmî Dârülfünun (üniversitenin) tesisine teşebbüs edilmişti. Ben orada hem İttihatçılara, hem Sultan Reşad’a dedim ki: 'Şark (Doğu Vilayetlerimiz), böyle bir darülfünuna daha ziyade muhtaç ve âlem–i İslâmın merkezi hükmündedir.' O vakit bana vaad ettiler. Sonra Balkan Harbi çıktı. O medrese yeri (Kosova) istilâ edildi." 

(Emirdağ Lâhikası: 402)

O günleri yaşayan Osmanlı tarihçisi İsmail Hami Danişmend'in naklettiği bilgilere göre, Selânik, Üsküp, Priştine ve Kosova Sahrâsını içine alan bu seyahat toplam 22 gün sürmüş. 

(Daha geniş bilgi için bakınız: 

İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, 4. Cilt.)

Okunma Sayısı: 1092
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı