Hemen her meslekte olduğu gibi, sağlık ve beslenme sahasında da, uzman kişiler arasında zaman zaman zıt fikirler, aykırı görüşler ortaya çıkar. Bu da gayet normaldir.
İlim ve fen, kimsenin ipoteğinde, inhisarında değildir. İnsanlığın birikimi ve tecrübesiyle gelinmiş, kazanılmış seviyeler vardır. Bunları hiçbir şahsa mal etmemeli.
İlim, araştırarak elde edilir; tahkik ederek doğru şeyler öğrenilir ve geliştirilir.
İlim, aynı zamanda doğruyu, hakikati araştırmaya devam eder. Bir yerde sabit, yeknesak durmaz, duramaz. Yerinde sayan, esasen ilim ve fen olmaz.
Kâinatın nizamı, hareket ve faaliyet üzerine kurulu. Durağanlık yoktur. Durağanlık, her bakımdan geri bıraktırır.
* * *
Türlü hastalıkların dünyayı istilâ ettiği günümüzde, sağlık ve beslenme konusu hayliyle büyük önem kazanmış durumda.
İnsanlar, konu uzmanı kimselere ister istemez kulak kabartıyor. Kendince bazı değerlendirmeler yapıyor. Ona göre de tercihlerde bulunuyor.
Ne var ki, bu tür konularda takım tutar gibi tarafgirlik yapılmaz, yapılmamalı. Zira, tarafların bilerek veya bilmeyerek söylediği yanlışlar olduğu gibi, her söylediklerini peşinen yanlış kabul etmek de doğru değil.
İşte, yakın zamana kadar da bilerek veya bilmeyerek halka empoze edilmeye çalışılan yanlışlardan bazı örnekler:
- Yumurta tehlikelidir, zararlıdır; sakın ola haftada bir-iki adetten fazla tüketmeyin. Kolestrolünüz fenâ halde yükselir.
- Zeytinyağına mesafeli, hatta uzak durun. “Zeytinyağlı yiyemem; basma da fistan giyemem.”
- Aman kolestrolünüz yükselmesin! Kolestrol ilâçları çok faydalı; ihmal etmeyin.
Bunlar üzerinde ciddî tartışmalar yaşandı ve gelinen nokta itibariyle sağlıklı, faydalı bilgilere sahip olundu.
* * *
Ve nihayet, son günlerde iyice ayyuka çıkan tartışmalardan biri kanatlı hayvan etleri ve özellikle de “tavuk eti” ile ilgili.
Bazı uzmanlar, 15 dakikada pişen dönerli, haşlamalı, kızartmalı tavuk etinin zararsız olduğunu söylerken, bazı uzmanlar ise, buna şiddetle itiraz ediyor ve hatta tam tersini söylüyor.
Kimsenin itiraz etmediği husus ise, “gezen tavuk” da denilen köy tavuğu ve köy tavuğu yumurtasının tercih edilmesine dair öğütler ve tavsiyelerdir.
“Hakikî tavuk eti” diye de tarif edilen bu türden etler, ocakta bir saati aşkın sürede ancak pişebiliyor. Bunu biz de tecrübe ederek gördük: Gerçekten de, 40 günde şişerek kesilen çiftlik tavuğunun eti 15 dakikada pişerken, nisbeten sert olan köy tavuğunun eti ancak 1,5 saatte yumuşayarak pişme kıvamına gelebiliyor.
Bu noktada söylenecek bir söz şudur: İkisi arasındaki tat ve lezzet farkı bir yana, aradaki pişme süresi bile çok şey anlatıyor. Hiç kimsenin bu önemli noktayı görmezden gelmeye hakkı olmasa gerek.
* * *
Şu son bölümü de, kolestrol üzerindeki tartışmalara ayıralım.
Elbette ki, konu uzmanı değiliz. Onun için de ahkâm kesmeyiz. Fakat, kolestrol hepimizin hayatını ve sağlığını ciddî şekilde alâkadar ettiği için, konu etrafında yazılıp söylenen şeyleri yakından takip etmek durumundayız.
Tıp ilmini konuşturan uzmanların ortak görüşüne göre: Vücudumuzun temel ihtiyaç unsurlarından biri olan kolestrol, mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Kalp, beyin, sinirler, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere, vücudumuzun bütün organlarını besleyen damarlarında belli oranlarda bulunmaktadır.
Kolestrolün iyisi ve yararlı olanı vardır; aynı şekilde kötüsü ve zararlı olanı vardır: Kötü kolestrol, zaman içinde vücut organlarının yorulmasına, zorlanmasına, yıpranmasına, nihayet hastalanmasına yol açar.
Bu konu etrafında yapılan tartışmaları iki şık halinde özetlemek de mümkün:
1) Kötü kolestrolün tedâvisi, ilâç kullanmadan mümkün görünmüyor.
2) Kolestrolü normal seviyede tutmak ve gerekli tedâvilerde bulunmak için ilâç mecburiyeti yoktur; sağlıklı beslenme yöntemini uygulamak yeterlidir.