"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tuğrul Bey; Osman Gazi; İslâm Demokrat...

M. Latif SALİHOĞLU
01 Ağustos 2013, Perşembe
Tarihte Bugün Neler oldu?

—1 Ağustos’un Tarihçesi—

Selçuklu ve Osmanlı gibi iki büyük İslâm devletin kurucuları, bir tevâfuk eseri olarak farklı yılların aynı gününde vefat ettiler.

Tuğrul Beyin vefatı

1063: Sel­çuk­lu Dev­le­ti­nin ku­ru­cu­su ve Sel­çuk Beyin to­ru­nu o­lan Tuğ­rul Bey 70 ya­şın­da ve­fât et­ti.
Ay­nı za­man­da Sul­tan Al­pars­lan’ın am­ca­sı o­lan Tuğ­rul Beyin meş­hur bir sö­zü şöy­le­dir: “Ken­di­me bir sa­ray ya­pıp da, ya­nın­da on­dan da­ha ih­ti­şam­lı bir mes­cid in­şâ et­mez­sem, Al­lah’tan u­ta­nı­rım.”

Osman Gazinin vefatı

1326: Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gazi, 68 yaşında Söğüt'te vefât etti. Yerine oğlu Orhan Gazi geçti.
Şeyh Edebali’nin damadı olan Osman Gazi, kayınpederi tarafından şu harikulâde nasihata muhatap olmuş bir devlet adamıdır: “Ey oğul! Sabretmesini bil. Azminden dönme. Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil. Şunu da unutma: insanı yaşat ki, devlet yaşasın.”
Osman Gazi'nin, ölüm döşeğinde iken oğlu Orhan Gazi'ye yaptığı nasihat da  pek meşhûr ve manidardır.
Osman Gazinin oğluna, dolayısıyla kendi neslinden gelecek diğer idarecilere şu veciz nasihati yaptığı rivayet ediliyor:
"Oğul Orhan!
“Din yolunda gazâya devam et. Dostlarını, komutanlarını gözet. Âlimleri kayır ve gözet. Adâlet yolundan ayrılma...
“Ey oğul! Bu devleti sana, seni de Hûdâ'ya emânet ediyorum."
* * *
1571: Kıb­rıs A­da­sının bü­tü­nüy­le Os­man­lı hâ­ki­mi­ye­ti­ne alındığı fetih hareketi başarıyla tamamlandı.
* * *
1773: Osmanlı Kabtan-ı Derya ve Sadrâzamlarından Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından İstanbul Kasımpaşa'da “Mühendishane-i Bahr-i Hümayun” ismiyle Deniz Kuvvetlerine muharip subay yetiştiren bir mühendislik akademisi açıldı.
Bugün merkezi Tuzla’da bulunan “Deniz Harb Okulu” aynı eğitim kurumunun devamı olup ülke ve dünya çapında şöhret kazanmış şu isimleri yetiştirmiş:
* Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalayan Osmanlı Bahriye Nazırı ve yeni Türkiye’nin (1922-23) ilk başbakanlarından Rauf Orbay.
* 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk.
* Şair Nazım Hikmet Ran.
* 12 Eylül Darbecilerinin Başbakan yaptığı Bülent Ulusu.
* * *
1830: Belçika devrimi. Hollanda’ya karşı ayaklanan Belçikalılar, bağımsızlık yönünde kesin tavır koydu.
Fransa İmparatorluğu'nun 1815'te dağılmasından sonra, Alçak Ülkeler (Nederland: Toprakları deniz seviyesinin altında), Birleşik Hollanda Krallığı adı altında yeniden birleşti.
Bu duruma ancak 15 yıl kadar katlanabilen Belçikalılar 1 Ağustos’ta ayaklandı ve 4 Ekim 1830’da bağımsızlığını ilân etti.
1831’de parlamenter sisteme geçen Belçika, bu suretle monarşik bir demokrasiye adım atmış oldu.
Günümüzde nüfusu 11 milyonun üzerinde görünen Belçika’daki Türklerin nüfusu yüz binden fazla. Bu nüfusun mutlak ekseriyetini ise Emirdağlılar (Afyon) teşkil ediyor. Bu kalabalık nüfusla, çok da fazla zorlanmadan milletvekili, yahut belediye başkanı seçebiliyorlar.
* * *
1840: Ceride–i Havadis isimli yarı resmî gazete İstanbul’da yayımlanmaya başladı.
Gazetenin ilk üç sayısı, tanıtım ve okuyucuyu alıştırma maksadıyla bedava olarak dağıtıldı.
Devletin teşvik yardımıyla William Churchill adında bir İngiliz tarafından neşredilen bu gazete, önce haftalık neşredildi; 1865'ten sonra ise "Ruznâme–i Ceride–i Havadis" ismiyle günlük olarak yayın hayatına devam etti.
* * *
1933: “İs­tan­bul Dâ­rül­fü­nû­nu” is­mi “İs­tan­bul Ü­ni­ver­si­te­si” şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­di.
Kuruluş tarihi 18 Kasım 1833'e dayanan bu üniversitede, Avrupaî tarza uygun bir eğitim-öğretim uygulaması yapıldığı için, 1933’e kadar Dâ­rül­fü­nû­n ismiyle yâd edildi. Yüzüncü yılda, ismi değiştirilmiş oldu.
* * *
1951: İs­lâm De­mok­rat Par­ti­si ku­rul­du. Emekli asker Cevat Rıfat Atilhan’ın başkanlığında Demokrat Partiye rakip ve muarız olarak kurulan bu partinin üç önemli payandası, yahut sacayağı vardı.

Birincisi: Fevzi Paşanın başkanlığında 1948’de kurulan ve “Laikliğe muhalif faaliyetlerde bulunduğu” gerekçesiyle hakkında kapatma dâvâsı açılan Millet Partisinin dindar kitle potansiyeli.

İkincisi: Başında Necip Fazıl’ın bulunduğu Büyük Doğu Cemiyeti ile Milliyetçiler Derneğine mensup okumuş tahsilli kesimin hemen tamamı bu partiye sınırsız destek veriyordu.

Üçünçüsü: Dinî tandanslı medya: Hür Adam, Büyük Doğu, Büyük Cihad, Ehl-i Sünnet, Yeşil Bursa, Serdengeçti (kısmen) ve Sebilürreşad gibi o dönemin dindar medyasını teşkil eden hemen bütün dergi ve gazeteler İslâm Demokrat Partisini destekliyordu.
* * *
Bu partinin zayıflama ve dağılma sürecine girmesine sebebiyet veren en önemli hadise, 22 Kasım 1952’de Malatya’da yaşanan “Yalman sûikastı”dır.
Vatan gazetesinin başyazarı olan Ahmet Emin Yalman, Başbakan Menderes’le birlikte gittiği Malatya’da, söz konusu siyasî veya ideolojik cereyanın tetikçisi olarak görülen Hüseyin Üzmez tarafından vurularak hastanelik edildi.
Bu hadise üzerine dindarlara yönelik olarak başlatılan operasyonun ilk hedefinde Nurcular vardı. Hatta, yirmi beş yerde yaklaşık “altı yüz Nur erkânı” hakkında soruşturma başlatıldı.
Ne var ki, soruşturma derinleştirilip deliller toplandıkça, hadisenin seyri de değişmeye başladı. Cevat Rıfat, Necip Fazıl, Osman Yüksel ve aynı camiadan yaklaşık kırk kişi tutuklanarak mahkemeye sevk edildi.
* * *
1953: Büyük masraflarla yeniden düzenlenen İs­tan­bul’daki Ye­şil­köy Ha­va Li­ma­nı hiz­me­te açıldı.

Okunma Sayısı: 2990
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    1.8.2013 00:00:00

    Hadiseleri doğru kaydeden tarihi delil ve şahit olarak kabul eder Üstadımız.1951 tarihinde kurulan İslam Demokrat partisinde hangi cereyanlar(fikir,akım,felsefi düşünce , meslek ve meşrep sahipleri )bir araya gelmiş ve ibretlik Malatya hadisesini net olarak ortaya koymuşsunuz.Bu tarihi sayfaya dikkat edilse,bugünkü uzantıları rahatlıkla görülür.Bu cereyan sahipleri ile siyaset noktasında Üstadımızın kardeş olmadığı hemen fark edilir...Yanlış gitmemek için ona göre tavır belirlenir.Emirdağ Lahikası:318 ve 348 inci mektuplar bu meselenin nirengi noktasını oluştururlar.İki mektup birlikte doğru okunup, partiler şablonun da yerine doğru oturtulursa ve ona göre hareket edilse siyasi istikamet temin edilmiş olur.Toplum ve devlet de keşmekeşliklerden kurtulur.Tarihe bakıldığında siyaseten istikametli gidildiğinde; devletlerin ömrü uzun olmuştur.İstikamet kaybolduğunda ömürleri kısa olmuştur.Bugünkü içler acısı manzaraların kaynağı, bu istikameti kaybedişin ağır faturalarıdır diye düşünüyorum.1951-52 yıllarında oluşan fikir akımlarını doğru olarak yazıp efkarı ammenin nazarına sunduğunuz için sizleri canü gönülden tebrik ederim sevgili yazarım.


(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı