"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eylül ya da soluk bahar mültecileri

M. Said ZEKİ
19 Eylül 2022, Pazartesi
‘Buğday başakları gibi alçak gönüllü konuş. Sen kendine kötülük edip, sonra iyilik umuyorsun dostum!’

***

Renklerden Eylül! Eskisi kadar yakmıyor güneş. Eskisi kadar yeşil değil yapraklar. Kendimizi kandırsak da, zaman affetmiyor. Her zamanki ikazlarıyla boyuyor her yanı. Sarılar, kahve tonları ve eflatuna kaçkın kırmızılar, en muhteşem ölüm şiirini yazıyor. Sessiz gemiyle ötelere yolculuğu fısıldıyor.

***

Her insan, kendi güzeran-ı hayatını yazıyor.. Her can, kendi musalla taşına yürüyor. Her âdem kendi şiirini, kendi hayatını, insanî mahiyetin gereğini yazıyor, renklerini boyuyor!

Siz “hazan” deyin, “Eylül’de gel” deyin; ben ise sesleneyim: ”Ey adalet, ey barış.. tez gelin!”

“Hazan dediler, Hüzün dediler.. Kalbimizi ele verdiler… Sadece Eylüldü gelen, Güzelliği göremediler…” diye sitem ediyor şair. Haklı tabi.. Gerçekleri ıskalamadan güzellikleri görmek lazım.

Çünkü savaşlar da, çile de devam ediyor. Mülteciler, kader mahkumları, işsizler, aç çocuklarına ekmek götüremeyenler.. Ve zulme ve savaşa sessiz, duyarsız kalanlar.. Gözünü kapamakla problem çözüldü sananlar..

***

Sen sonu getirilemeyen öyküler gibiydin. Kartal gözünde kıvranan karıncaydın incinen. Bir yakamoz masalı dolaşırdı damarlarında. Sabaha uyanan hüzünlerinde şebnemler vardı. Hüzün yelkenli solukbahar gemisi sahile kusardı mültecileri.

Hayat ritmini yitirmiş, güvercinler konuşmayı unutmuştu. Derken; sustun sen de; kendini, beni ve ağlamayı unuttun gün batımlarında. Acıyı, acımayı, sevdayı, barışı, adaleti unuttun sonra...

Merhametsizliğin, duyarsızlığın var şimdi, genzimi yakan gurbet kokusunda. Gönlümü avutmuyor sahte teselliler. Barışa hasret şefkat kırıntılarında; bütün zalimlere ve karanlığa inat. Binlerce mülteci var, içimdeki ışıl ışıl çocuk şehrinde.

***

Yersiz yurtsuz, çaresiz umutsuz insancıklar barut kokulu.. Sahile vuran bebek cesetleri mehtap, yakamoz… Tüllenen acılara karşılık, küllenmeyen yaralar. ‘Hasretinden prangalar eskittim’ leylim ley..

Yol gözleyen yaşlı analar babalar.. Baba kokusuna hasret yetimler. Ve çocuklarını avutmaya çalışan çaresiz kadınların sessiz çığlığı; sağır kulaklarda..

Seher vaktinde pulsuz dilekçe... “İçimizde hiç kimse bilmiyor;/ Ne kadar vakti kaldığını/

Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için/ Ama kimse duymuyor bizi./ Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz./ Ey sen, sevginin gücüyle taşan nehir,/ Bize doğru gel..”

Ey adalet bize doğru gel! Ey Eylül uçurtmalara haber sal.. Hepimiz mülteciyiz şimdi Rabbimize doğru..

Okunma Sayısı: 1280
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aysuna

    19.9.2022 18:15:52

    Kalbim yine üzgün,seni andım da derinden🥀Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden🥀demiş şâir.Her ne kadar hazan esmiş,bağlar bozulmuşsa da inancımız o ki yarınlar bahara dil beste🌷

  • Neslinur

    19.9.2022 11:30:06

    Ve asrın müceddidinden bir nida yükseliyor ÜMİTVAR OLUNUZ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı