"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kötülüğün sıradanlaşması ve hukuk

M. Said ZEKİ
13 Ocak 2020, Pazartesi 00:09
Yahudi kökenli Alman felsefeci - siyaset bilimci Hannah Arendt “Kötülüğün Sıradanlığı Üstüne Bir Çalışma:

Kudüs’teki Eichmann” adlı eserinde, Eichmann’ın savunmasında söylediği ‘Sadece, yasalara uygun olarak görevimi yerine getirdim’ cümlesinden hareketle; bunun ardında yatan ‘devlet memuru’ mantığının farklı bir eleştirisini yapar.

Otto Adolf, Eichmann Yahudi soykırımı sırasında Avrupa’nın her yerinden toplama kamplarına getirilen Yahudilerin nakledilmesinde görevlidir. 1960 yılında Arjantin’de yakalanmış ve savaş suçlusu olarak Kudüs’te yargılanmıştır. Savaş suçlarından hüküm giyen Eichmann, idama mahkûm edilmiş ve cezası 1962 yılında infaz edilmiştir.

‘YASAL EMİR’ HUKUKA AYKIRIYSA…

Eichmann o dönemde Nuremberg Mahkemesinde yargılanan çoğu Nazi gibi, kendisini “Ben sadece emirlere itaat ediyordum” şeklinde savunmuştu. O anlamda yaptığı bütün eylemleri “yasal” eylemlerdi ve gayrı yasal olmayan eylemleri için suçlanamazdı. Sanılanın aksine yapılan tetkikler sonunda Eichmann’in hiçbir psikolojik sorunu olmadığı görüldü. Eichmann bir ‘kurt adam’ ve kötü biri değildi. Ailesi, arkadaşları ve tanıdıkları tarafından sevilen, cana yakın ve kibar bir insandı.

‘KURT ADAMA DÖNÜŞENLER’

Kimilerine göre, ‘Kurt Adam’ bizim içimizde yaşıyor. “Her birimiz aşırıya gittiğimiz, aşırı kızdığımız, yapmamış olmayı dilediğimiz şeyleri yaptığımız, anları yaşarız. Hepimizin içinde ilkel bir yön var, bunu kontrol etmeliyiz, frenlemeliyiz, aksi halde çok kötü şeyler yapabiliriz.” Fakat burada söz konusu olan böyle bir kızgınlık ve öfke patlaması değil. Arendt’in tesbit ve vurgusuyla ‘Eichmann, yaptığı zulüm konusunda çok da derin bilgi sahibi olmadan, sırf üstleri öyle emrettiği için bu fikirleri sorgulamadan kabul edip yapıyordu.’

ANADOLU ÇOCUKLARINA NE OLDU?

Bu meseleyi anlayıp çözmek, Anadolu’nun masum, ürkek, gayretli, insaflı, vicdanlı çocuklarının belli makamlara gelince; kendisinden beklenmeyen nice kötülüklere imza atmasının altında yatan saik ve sebepleri merak edenlere de bir cevap olabilir.

Binlerce aile perişan olurken vicdanı sızlamayan, iftira atan, ihbar eden, açlığa ve sosyal ölüme terk eden, hatta ‘daha beter olsunlar’ diyen ‘sıradan’ insanların /Müslümanların iç dünyasına bir ışık tutabilir belki. Çünkü bu insanlar uzaydan gelmedi, bir anda ortaya çıkmadı. Bu toplumun içinden, bizim aramızdan çıktı.

KÖTÜLÜĞÜN YAYILIP SIRADANLAŞMASI

Arendt, haklı olarak Eichmann’ın emirlere itaat etmeyi tercih ederek düşünme ve muhakeme yetkisini kaybetmiş olmasıyla birlikte kötülüğün sıradanlaştığına vurgu yapmıştır. Adanmış ruhlar emri sorgulamaz, sadece itaat eder. Arendt’e göre meselenin en ürkünç tarafı, Eichmann gibi bir “hiçkimse”nin böyle bir kötülük yapabilme kapasitesidir. 

Bu, kişiliğini ve düşünme yeteneğini başkasına teslim eden, aklını amirinin cebine koyan herhangi birisinin böyle kötü eylemler yapabileceğine işaret etmekteydi. Çünkü duygularına sınır konulmayan insan ‘artı sonsuz ile eksi sonsuz’ arasında gel-git yapabilmekteydi.

HUKUKUNA SAHİP ÇIKMAK VEYA …

Arendt’e göre, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan kâbusun altında yatan o ya da bu kişinin kötü olması değil, insanların, kurbanların ve mağdurların bütün güçleriyle bu sisteme direnmekte ısrar etmemeleriydi.

Yani kötülüğe eliyle veya diliyle karşı koymamalarıydı. Kalben bile karşı çıkmayıp, bilakis taraftar olmalarıydı. Günümüzde de durum bundan farklı değil. 

Kötülüğün nasıl sıradanlaşıp yayıldığını görmek için, çevremize dikkatle bir göz atmamız yeterli değil mi? Umumî musîbetin gelmesine ve şiddetlenmesine kendi hareketlerimizle fetva vermek ne kadar acı ve ibretlik!

YANLIŞTAN DÖNMEK ERDEMDİR

Çare ise; hatalardan ders almak, yanlışlardan tövbe ederek dönmektir. Bir insan olarak hak ve hukuku öğrenmektir. 

Yanlışa, kötülüğe ve zulme; kime ve kimden gelirse gelsin karşı çıkmaktır. Düşünüp araştırarak vahiy ve bilim ışığında feraset ve basiretle iyiye, güzele doğru yönelmektir. Ne dersiniz?

***

Kanunsuz emir konusunu ayrı bir yazıya bırakalım.

Okunma Sayısı: 3430
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mürsel

    13.1.2020 13:48:20

    Kötülük çok yönlü sıradanlaşabilir. Bir görev adına biri dava adına.Eihman sempatik kibar sevecen idi.Bizi 15 temmuz belasına götürenlerdde en az o kadar öyleydi.Üstelik gece namazları Kuran Cevşen salata tefriciye ile gökleri nur bombardımanına tutan, bunları silah beddua intikam için şefaatçi aracı yaparlardı.İhlas hiç bu kadar çukura düşürmemiş ve istismar edilmemişti...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı