"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşlılık problemi üzerine

Mehmet BOYACIOĞLU
11 Temmuz 2019, Perşembe 00:20
Lise ders kitaplarımız nüfusumuzun hızla arttığı ve hâlâ genç nüfuslu olduğumuz ezberini tekrarlasa da bu hususta yapılan ilmî araştırmalar bunun zıddını ortaya koyuyor. 1

Bu alanın uzmanları, ülkemizin, Avrupa, Avustralya ve Kuzey Amerika ülkelerinin çoktan beri etkisinde oldukları, Demografik Geçiş Modelinin dördüncü evresini yaşamaya başladığını ifade ediyorlar.

Nedir Demografik Geçiş Modelinin dördüncü evresinin özellikleri denilirse?

Nüfusta doğum ve ölüm oranları çok düşük seyreder. Doğum oranları ölüm oranlarından birazcık fazla olduğundan nüfus artış hızı çok yavaş seyreder.

Ulaşımın, haberleşmenin, tıbbın gelişmesi ile tifo, tifüs, sıtma ve verem gibi hastalıklara önemli ölçüde çare bulunmuş, bunun sonucu olarak ölüm oranlarında ciddî bir azalış sağlanmış, ortalama ömür beklentisi yükselmiştir.

Doğum oranlarının azalmasına gelince; maddî ihtiyaçların sürekli artmış, şehirleşmenin yaygınlaşması ile doğum kontrol araç ve yöntemleri yaygınlaşmıştır. Bundan daha da önemlisi kadınların toplumdaki rol ve statüleri değişmiştir. Uzun okuma ve kariyer süreleri evlilik yaşını kırk elli yıl öncesine göre en az on yıl yükseltmiştir.

Biraz detaya inersek, bir kızımızın tıp öğrenimi gördüğünü ve doktor olacağını düşünelim: 12 yıllık zorunlu eğitim ile yaş 18 olur. Buna 6 yıllık tıp eğitimini ilâve edersek yaş 24 olacaktır. Hiç ara vermeden hemen TUS’a başladığını düşünürsek uzman doktor olma yaşı en erken 26 olacaktır. Uygun eş arama için geçecek zamanı da buna ilâve edersek evlenme yaşı en erken 28 olacaktır. Bu da iyimser bir rakamdır.

Bir de bu yaşa gelmiş kimselerde akıl ve hisler dengesi akıldan yana işlediğinden dolayı seçicilik daha da artmakta bu da uygun eş adayı bulmayı daha da güçleştirmektedir.

Üstüne üstlük otuz yaşına kadar serapa bağımsız yaşamış; eve istediği zaman gelmiş, istediğinde ayrılmış, istediği yerde yiyip içmiş, istediğini giymiş birilerinin evlilik bağıyla bir araya gelmeleri ve ondaki disipline alışmaları bir hayli zor olmaktadır. Bu da ister istemez boşanmaları arttırmaktadır.

Haydi, iyimser düşünelim, boşanma olmasa bile aile başına çocuk sayısının üçe ulaşması hemen hemen imkânsız hâle gelmektedir. Bu hâlin on beş yirmi sene sonraki yansıması tarım, sanayi ve hizmetlerde çalışacak eleman sayısının azalması; yani işgücü açığı olacaktır.

Bir de 0-18 yaş arası bağımlı nüfusun azalmasının getireceği sakıncalar vardır.

Bu çağdaki çocuk/genç ekonomi için bir canlılık demektir. Her altı ayda bir değişmesi gereken ayakkabı, giysi ihtiyaçları ülke iktisadı için önemli bir canlılığın vesilesidir. Her sene değişen kitap kırtasiye ihtiyaçları da cabası.

Çocuk/genç nüfusunun az olması onların ihtiyaçları olan kalemleri üreten fabrikaların işçi çıkarması ve durgunluk demektir.

İşin yaşlılık boyutuna nasipse haftaya bakalım.

Dipnot: 

1- Türkiye’nin Demografik Dönüşümü, http://www.hips.hacettepe.edu.tr/TurkiyeninDemografikDonusumu_220410.pdf

Okunma Sayısı: 1322
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı