Âlemlerin Rabbinin İsra Suresindeki emir ve nehiyleri içinde zinaya ilişkin olanında farklı bir üslup vardır.
“Cana kıymayın”, “yetim malı yemeyin”, “saçıp savurmayın” emir ve yasakları içinde surenin 32.ayetindeki “zinaya yaklaşmayın” nehyindeki üslup farklıdır. Zina etmeyin değil, “zinaya yaklaşmayın.”
Kur’ân’da bizimle konuşan, ezel ve ebed ilminde birer nokta gibi olan, başta dediğim gibi Âlemlerin Rabbidir; duygularımızın, yönelimlerimizin, aklımızın, kalbimizin, bütün latifelerimizin Rabbidir O. Öyle buyurduğuna göre doğrudur, isabetlidir, binler hikmeti vardır.
Yani, zinaya yaklaşmayın; gayr-i meşru beraberlikleri teşvik eden müzikleri dinlemeyin, yazıları okumayın ve filmleri seyretmeyin.
Zinaya yaklaşmayın; kerimenize dininden ve evliliği götürebilecek maddi gücünden emin olduğunuz biri geldiğinde işi yokuşa sürmeyin.
Zinaya yaklaşmayın; vücudun ilahi hikmetle evliliğe hazır olduğunu gösteren onca belirtiye kulak tıka-yıp kızım/oğlum küçük, sorumluluklarını daha bilemez, okulları bitmedi, henüz bir işe giremedi bahanelerine sığınmayın.
Zinaya yaklaşmayın; iki cinsin gereksizce, amaçsızca ihtilatını gerektiren karma eğitimden vazgeçin, bunu yapamıyorsanız bile, karma eğitim tercihini kullanmak istemeyenlere başka yollar, usuller açın. Ne demek istediğimi okulların yanlarından paydos vakitleri geçenler ile evleri o okulların karşısında olan okuyucular karar versinler.
Zinaya yaklaşmayın; beslenme tarzlarındaki değişikliklerden ve insan vücudunu aşırı yoran işlerin azal-masından dolayı (bkz; Tesettür Risalesindeki “Şehirliler; köylülere, bedevîlere bakıp tesettürü kaldıra-maz.” cümlesi ve devamı.) kızlarda âdet dönemi giderek daha erken yaşlarda başlamaktadır. Batıda bu hususta yapılmış ciddi araştırmalar var.
Böyle olduğu hâlde değerli mevzuatımız on yedi yaşında evlenmek isteyen erkeği, reşit olmayan birini zorla alıkoymak ve tecavüz bahanesiyle yarı ömrünü hapiste çürüterek perişan ettiği hâlde liselerin ve üniversitelerin bahçelerinde ve çevrelerinde gençlerin neler yaptığı konusunda adeta kör ve sağırdır.
Zinaya yaklaşmayın; evlilik masrafı adı altında hem kendinizi hem de evlenecek çiftleri yıllarca borç batağından çıkaramayacak ağır yüklere girmeyin. (Türkçede ezişmek diye bir fiil var mı bilmiyorum, ama sırf bu eylemi ifade etmek için uydurulsa yeridir. Zira ve kız ve erkek tarafı hediyeler, ev döşe-mesi, çeyiz ve gelinlik gibi hususlarda birbirlerini ezme yarışına girmişlerdir.)
Geçenlerde bir yerde gördüm; Allah’ın yasak ettiği o menfur fiili işlemenin bedelinin 60 lira, evlenmenin 60 bin lira olduğu bir yerde nesli koruyamaz, o klişe deyimle geleceğinizden emin olamazsınız.
Kısaca evlilik yolunu alabildiğine genişletin, fuhşa giden, ona sebep olan her türlü maddi manevi yolu bütün kuvvetinizle kapatın.
Geleneğimizin o müthiş sedd-i zerâi prensibi; helale hazırlayan yolları alabildiğine açın ve harama gi-den yolları kapatın. Değilse dünya ve ötedeki kaybımız, pişmanlığımız büyük olacaktır, mâzallah.