"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İnsanlar ‘açız’ diye bağırıyor!”

Mehmet KARA
24 Ocak 2021, Pazar
“Ekonomik çöküşe yol açanlar bunun bedelini ödüyor mu? Tabiî ki hayır. İnsanlar ‘açız’ diye bağırıyor. Hükümet ise seyrediyor. Bunların millete saygısı yok. Olsaydı hemen sandığı milletin önüne getirirlerdi, ama cesaretleri yok…”

Bu sözler yeni söylenmiş sözler değil. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, AKP’nin kurulmasının üzerinden henüz 9 ay geçmişken ve seçimlere daha 7 ay varken Nisan 2002 tarihinde Antakya’da düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada bu sözleri söylemiş.

Geçen yıl Şubat ayında AKP’nin grup toplantısında da bir vatandaş, “Çoluğum çocuğum aç. Bana yardım edin” diye bağırmıştı. Bu vatandaşın onca güvenliğe rağmen grup toplantısına nasıl girebildiği tartışılırken vatandaşın bu feryadı ortada kalmıştı. Sonrasında apar topar salondan çıkarılan vatandaşa yardım edilip edilmediğini bilmiyoruz, ama koronavirüs salgını ile birlikte daha da artan ve şiddetlenen ekonomik krizde gelinen noktada “açız” diye bağıranlar çoğaldı. 

İşsizlik oranı, enflasyon, zamlar, kapanan işyerleri artık her gün duyduğumuz sıradan haberlerden oldu. Bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının altında ezilen milyonlar var. Emeklilerin büyük bir kısmı açlık sınırının altında eziliyor. Yüzde 40’ın üzerinde asgarî ücretli çalışan var.

Bu haberleri duydukça Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslar arası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı” sözü ile, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “eve ekmek götüremiyoruz” diyen vatandaşa “Eve ekmek götüremiyoruz dediğin zaman bu bana biraz abartılı geldi… Al bu keyif çayını iç” demesi hatırımıza geliyor.

Bütçe görüşmeleri sırasında CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, “Herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor” dediğinde ve tutanaklara yansıyan sataşmada, Denizli Milletvekili Şahin Tin’in, “O zaman aç değil demek” sözleri “açlık” meselesi gündeme gelince bu dönemin unutulmayacak sözleri arasına girdi.

Bütün bunları şunun için anlatıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde cep telefonu ile çekilmiş ve medyada çok sık gösterilen İstanbul’un Avcılar ilçesinde 65 yaşından büyük olduğu için koronavirüs tedbirleri kapsamında otobüsten indirilmek istenen yaşlı kadının, çalışmak zorundu olduğunu söylerken, “Ben çalışmazsam açım” demesi aklımıza geldi.

Bir lira için ekmek kuyrukları, ucuz sebze ve meyve kuyrukları artık hayatın bir parçası haline geldi. Borcunu ödeyemeyen esnaf, kirasını ödemeyen insanlar ve bunların yanında hiçbir geliri olmayan ve aç vatandaş… 

Türkiye’nin gerçek gündemi işte bu…  

“Tarafsızlık” mı demiştiniz!

Türk tipi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin her geçen gün yürümeyen ve aksayan yönleri ortaya çıkıyor.

Bunlardan birisi de cumhurbaşkanının tarafsızlığı konusu… Yeni sistemde cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partinin genel başkanı olmasından dolayı bu tartışma ilk günden beri yapılsa da şimdiye kadar eleştirilere hep cumhurbaşkanının zaten “tarafsız” olduğu şeklinde cevap veriliyordu.

Son günlerde yapılan açıklamalarda oldukça farklı ve ilginç görüşler ortaya atılmaya başlandı. Bu açıklamalar “tarafsızlık” konusunda yeni bir hazırlığın olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta AKP Sözcüsü Ömer Çelik, cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı konusunda pek de anlaşılamayan, “Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı hukukîdir, siyasî değildir” görüşünü dile getirmişti. Bu sözden sonra “Türkiye Cumhuriyeti anayasası siyasî mi, hukukî mi? sorusu gündeme gelmişti. Ancak bir cevap verilememişti. Cumhurbaşkanlığı makamında iki tarafsızlığın birbirinden nasıl farklı olabileceği de anlaşılamamıştı.

Çelik’in “tarafsızlık” tanımından ne anlaşılması gerektiğini konuşurken, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un “Cumhurbaşkanı taraflıdır, siyasî parti üyesidir. Siyasî parti genel başkanı olabilir, olmayabilir, bir mecburiyet yok, ama bir siyasî parti üyesiyse, bir siyasî partinin genel başkanıysa, yetkilisiyse şüphesiz taraflı birisidir. Anayasa buna engel değil. Oradaki tarafsızlıkla ilgili yemin, hukukî işlem anlamında bir tarafsızlıktır” sözü ile bu konu başka bir mecraya kaldı. 

Yani Cumhurbaşkanı taraflı… Yeni sistemin yürürlüğe girmesi ile birlikte bu zaten hep söyleniyordu, şimdi bu iyice tescillenmiş oldu.

O zaman birçok soru akıllara geliyor. Bu durumda, Meclis’te tarafsızlık üzerine yaptığı yemini nereye koymak lâzım? Bu durumda cumhurbaşkanı kendisine oy vermeyen yüzde 50’ye yakın vatandaşın cumhurbaşkanı değil mi? Cumhurbaşkanının hangi durumda parti genel başkanı, hangi durumda cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor? 

Öte yandan hukukî tarafsızlık ile beraber siyasî taraflılık hakkı sadece Cumhurbaşkanına mı tanınıyor yoksa bütün hukuk müesseseleri de aynı şekilde mi çalışıyor, bu da merak konusu…

Bu sorular daha çoğaltılabilir.

Bir sistem ortaya konuldu ve milletin oyunu da aldı, ama işin içinden çık çıkabilirsen…

Okunma Sayısı: 2175
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı