"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İttifak zarar verdi!” itirafı!

Mehmet KARA
24 Haziran 2019, Pazartesi
AKP içinden iki parti çıkacağı haberleri azalsa da, dün yapılan İstanbul seçiminin ardından ya da Eylül-Ekim aylarında eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun partisini kuracağı anlaşılıyor.

Partileşme haberi kulislerde konuşulmaya başladığı andan itibaren AKP yönetimi, parti kuracağı söylenen isimlerle beraber olacağı anlaşılan isimleri yeni oluşturulan kurullara veya banka yönetimlerine alarak bunun önüne geçmeye çalışıyor. İşe yarar mı, yaz aylarında göreceğiz.

Kulislerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasında telefonda sert tartışmaların olduğu konuşuluyor. Bu haberin doğru olup olmadığını bilemiyoruz, ama Davutoğlu’nun yola çıkarken yayınladığı uzun mesajında söylediği şu cümleler hâlâ tazeliğini koruyor: “Ekonomik kriz inkâr edilemez. Özgürlükçü söylemin yerini güvenlikçi söylem aldı. Yargının kontrol altına alınması en büyük suç. Basın propaganda aracı haline geldi. Akraba kayırmacılığı yozlaşmanın göstergesi. Cumhurbaşkanı seçimlerde taraf oldu ve ortamı gerdi, toplumun yarısıyla psikolojik kopuş yaşandı. MHP ile ittifak AKP’ye zarar verdi…”

Davutoğlu bu tenkitlerini uzun bir açıklamasında yapmıştı. Sonrasında da tenkitlerini sürdürdü. Tabiri caizse gemileri yaktı ve bu noktadan sonra geri dönüşü zor görünüyor. İkinci bir parti daha kuracağı söylenen Ali Babacan ise açıklama yapmaktan ziyade temaslarla çalışmalarını yürütüyor. İkili görüşmeler yaptığı söyleniyor. Şu anda Meclis’te bulunan başka partilerden bazı milletvekilleri ile de görüşmeler yapıyor. Yani, derinden gidiyor.

Bu partiler kurulur mu, ne zaman kurulur bilemeyiz, ama seçimin ardından kaynamaların süreceği görülebiliyor. Kurulların, yönetim kurulu üyeliklerinin bu durumu düzeltemediği de anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’na atanan Bülent Arınç’ın geçtiğimiz günlerde bir televizyonda ittifak meselesi ve AKP’nin politikaları konusunda yaptığı açıklamalar dikkat çekmişti. Erdoğan’la yaptığı bir saatlik görüşmenin hemen ardından yaptığı açıklamalarda partisinin seçim stratejisini ve bazı uygulamaları eleştiren Arınç’ın, “Eski sistemde kendi adaylarımızla gitseydik yüzde 95 kazanırdık” derken Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirmekten “şimdilik” kaçınıyor. Bunu da, “Cumhurbaşkanlığı sistemini tartışmak için henüz erken. Birtakım uygulamaları görmek gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın olmazsa olmazı bu sistem. Henüz bir sene geçti. Eleştiriyi erken buluyorum” sözleriyle ifade ediyor.

Binali Yıldırım’ı sahaya geç çıkmasıyla eleştiren Arınç, “Zamanında çıksaydı bu hallere düşmezdik” diye de bir bakıma sitemini dile getiriyor.

Her iki açıklamayı yan yana koyduğunuzda bugünden başlamak üzere AKP’de bu tür eleştiriler devam edeceği anlaşılıyor. Diğer yandan da cumhur ittifakının durumunun masaya yatırılmasına da kesin gözüyle bakılıyor. Bunu Arınç’ın sözlerinden, ittifakın adayı Yıldırım’ın “Kürdistan ve pekeke” sözlerine gösterilen ağır tepkiden, ittifakla değil, ayrı ayrı girilen illerde AKP’nin kaybetmesinden anlayabiliyoruz.

Öyle görülüyor ki siyaset hayli hararetli ve sıcak geçecek. Bekleyip görelim.

***

SORUYA ANLAM VEREMEMEK!

İstanbul seçmeni dün sandık başına gitti, kararını verdi. Seçim sonuçları şu an itibariyle ne oldu bilemiyoruz.

Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu ile Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın televizyonda canlı yayın yapana dek meydanlarda ve televizyon ekranlarında pek gözükmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan seçime bir hafta kala öyle konuşmalar yaptı ki tıpkı 31 Mart öncesi gibi sert üslûbuna geri döndü. Erdoğan seçimi bir iki gün kala TRT spikerinin “Artık kucaklayıcı, daha yumuşak bir dile mi ihtiyaç var?” sorusuna gösterdiği tepki akıllarda kaldı. Soruya, “Niye sorduğunuzu anlamadım” karşılığını veren Erdoğan’a spiker, “Yok efendim…” dese de, sert ifadelerine devam etti.

Şimdi olacak şey, seçim bitti, kavga bitti… Bugünden itibaren Türkiye ittifakı benzeri söylemlerine devam edilebilir, ama millet bu söylemleri unutur mu, bilemiyoruz…

***

MİLLET NE İSTİYOR

Seçimler bitti. Artık millet, kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı siyaset anlayışı istemiyor. Uzlaştırıcı bir siyaset dili istiyor… Rakibinin hain ve düşman ilân edilmediği bir anlayış bekliyor. 31 Mart’ta da bunun işareti çok net verilmişti… Bugünden tezi yok artık siyasetin dili değişmeli…

Okunma Sayısı: 3693
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    24.6.2019 12:38:45

    Şahsen bu sonucun parlamenter demokratik hukuk devletine yeni bir yol açacağını umut ediyorum. Zira kısa süre de olsa yeni sistemin (CHS) öyle sanıldığı ve söylendiği gibi sorunları çözme kabiliyetinin olmadığı görüldü. Bilakis devleti kilitleyen, sorunları çoğaltan, çözümü geciktiren, tekçi, tekelci bir yönetim anlayışı olması hasebiyle çağın gerisine düşen bir sistem olduğu anlaşılmış oldu. Zannediyorum bundan sonra yeni sistem -CHS- ciddi anlamda sorgulanmaya başlanacak, yeniden parlamenter demokratik hukuk devletinin yeniden temin, tesis ve temadisi için ciddi gayret ortaya konacaktır. Çünkü çözüm de çare de demokrasi ve hukuktadır. Antidemokratik yollar ve yöntemler sorun çözmez olsa olsa sorunları arttırır. Görmek isteyene 31 Mart yerel seçim sonuçları bile bunun açık, net, canlı ve gözle görülür kanıtıdır. İttifaklar da demokrasi ve hukuk üzerine olmalıdır. Aksi halde maksadın aksiyle tokat yemek de ihtimal dahilindedir. Tıpkı 23 Haziran'da olduğu gibi.....

  • Gündüz Alp-2

    24.6.2019 12:28:42

    Görünen ve anlaşılan odur ki, İstanbul'da yenilenen seçim, iktidar cenahını bir takım değişim veya dönüşümlere zorlayacaktır. Aksi halde iktidar anap benzeri bir akıbeti yaşamaktan kaçamayacaktır. Zira 23 Haziran sonucunda farkın 13 binden 800 bine çıkması izahı kolay yapılacak bir şey değildir. Konu, iktidar tarafından düşünülürse "hezimet" bile denebilir. Zaferin bir getirisi olduğu gibi de hezimetin de bir bedeli ve götürüsü elbette olur ve olacaktır. Sonucu hep birlikte hem de kısa denebilecek bir sürede göreceğiz. Zira "siyasette 24 saat uzun bir süredir." Hele Türkiye gibi ülkelerde...Adavet vakti bitti, şimdi muhabbet ve uhuvvet zamanıdır. Eli ve dili kirlenen siyasal hayatta, vakit geçirmeden hem elini hem dilini temiz hale getirecek projelere imza atmalıdırlar. Temiz eller, temiz diller ve temiz toplum.... Millet mesajını verdi: "Çirkinliğe değil güzelliğe tarafım" dedi. Hâlâ aksini yapmakta inat edeceklere de bir anlamda mesajını verdi, tepkisini ortaya koydu.

  • Gündüz Alp

    24.6.2019 12:17:32

    Sayın Kara, 31 Mart yerel seçim sonucuna razı olmayan iktidar ve ortağı hiç de beklemediği belki de hayal bile edemediği bir sonuçla İstanbul'u kaybetti. Ülke, millet, demokrasi ve hukuk kazandı. Mesaj açık ve net: Menfi siyaset tarzı istemiyoruz! İstanbullulara teşekkür borcumuz vardır. Yalan, iftira, hakaret ve tehditin tavan yaptığı, baskı ve korkutmanın had safhaya ulaştığı yüksek gerilimli bir seçim atmosferinde millet bunların hiç birine kulak vermedi ve hak yerini buldu. Ne var ki ülke emek, enerji, nakit, üç (3) aylık vakit kaybı yaşadı. Artık iktidar süratle demokrasi ve hukuka dönmeli, başta geçim derdi olmak üzere çözüm bekleyen acil sorunlara odaklanmalıdır. Millet İstanbul üzerinden mesajını şüpheye yer bırakmayacak şekilde vermiştir. Tutulan yolun ve izlenen politikaların, siyasal eylem ve söylemlerin, kullanılan dilin hepten yanlış olduğunu sandık lisanı ile söyledi. Sonucun başta demokrasi ve hukuk olmak üzere hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı