Türkiye’nin, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı, PYD’nin kontrolündeki bölgeyi “güvenli bölge” yapmak amacıyla Barış Pınarı Harekâtı başlatmasından sonra teröristlerin bölgeden çıkması için ABD ve Rusya ile bir mutabakat imzalanmıştı. Ancak iki ülkenin de bu mutabakata uymadığı görüldü.
Bu konuda ülkeler arasındaki görüşmeler devam ederken, Suriyeli göçmenler konusu büyük bir sorun olarak ortada duruyor.
Barış Harekâtı ile 2 milyona yakın Suriyelinin topraklarına geri dönmesi düşünülürken, daha önce ülkesine dönen Suriyelilere yapılan saldırılar bunu zorlaştıracağa benziyor. Bu yüzden başka formüller bulunmasının zarureti ortaya çıkıyor. İşin diğer bir yönü de özellikle Suriye sınırı olan Hatay, Kilis ve Şanlıurfa’da bazı sorunlar da çıkıyor. Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur farklı bir konuya temas ediyor. Hatay’ın güvenlik dışında da sorunları olduğunu bunların başında adaletsiz kaynak aktarımı geldiğini söylüyor.
Hatay, 8-9 yıldır 500 bin Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Güzelmansur, buna dikkat çekerken, “2,1 milyon kişinin yaşadığı Hatay’a Hükûmet 1,6 milyon kişilik kaynak gönderiyor. Hataylılar çalışıyor, üretiyor, devletin vergileri açısından illerini 9’uncu sıraya taşıyor, ama gel gelelim ki kamu yatırımlarında 56’ncı sırada. Hatay’a bunu mu reva görüyorsunuz? Vicdanınıza sığıyor mu bu durum? Buna adalet mi diyorsunuz?” diye soruyor.
Bu sorun konuşulurken işin bu yönünü de unutmamak lâzım.
“BİZİ ERDOĞAN İLE GÖRÜŞTÜR!”
Türk tipi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tutmadığı ve aksayan yönleri her gün değişik uygulamalarla ortaya çıkıyor. Mahallî seçimler sonrasında “rehabilite ve restorasyon” sözleriyle aksayan yönlerinin adeta kabul edildiği sistemin düzeltilmesiyle ilgili raporlar ve çalışmalar yapılsa da “değişik” mülâhazalarla bu “değişiklikler” yapılmıyor. Yapılmayınca da her gün yeni bir aksaklık ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanına vekâletten tutun da, bakanların Meclis’e gelmemesine kadar CHS’nin birçok aksayan yönü var. İktidar milletvekilleri dahi bundan şikâyetçi.
Geçtiğimiz hafta içinde Meclis’te yaşanan bir olay da buna örnek teşkil etti. Meclis Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nu ziyaret eden çocuklar muhalefet partili bir milletvekilinden kendilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştürmesini istedi. Bunun üzerine Komisyon Başkanı ve AKP Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu’na seslenen CHP’li Mahmut Tanal, “Sayın Başkan, bakın gençlerimiz Cumhurbaşkanı’yla görüşmek istiyor. Ben gidersem içeri almazlar. Siz gençlerimize yardımcı olun” diyerek çocukların isteklerini iletti. Katırcıoğlu’nun “Size mi söylüyorlar” demesi üzerine ise Tanal, “Gençlerimiz beni kendilerine daha yakın hissettiler. Onun için bana söylediler” karşılığını vermesi salonda gülüşmelere sebep olurken, yaşanan bu olay aslında CHS’deki aksaklığı gösterdi.
Bakanlarla görüşemeyen muhalefet milletvekilleri cumhurbaşkanı ile nasıl görüşsün! Tanal’ın dediği gibi içeri dahi alınamaz.
Burada, şunu da söylemeden geçmeyelim: Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda AKP genel başkanı. Meclis’te partisinin grup toplantısını yaptıktan sonra ana binadaki odasına geçiyor ve burada temaslarda bulunuyor. Odasının kapısında “Cumhurbaşkanı” yazıyor.
Sistemin getirdiği garip durumlardan birisi de bu.
Muhalefet buna da itiraz ediyor. “Makamın girişinde ‘Cumhurbaşkanı’ yerine ‘AKP Genel Başkanı’ yazılsın. Yasama faaliyetleri içerisinde yürütmenin yeri olmaz” diyorlar…
Bütün muhalefet partileri güçlendirilmiş ve demokratikleştirilmiş bir parlamenter sisteme dönülmesini istiyor. Bakalım önümüzdeki günler bu konuda neler gösterecek?
“YUMURTA KABUĞU İLE Mİ ISINALIM!”
2020 bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken sert tartışmaların yanında iktidar partili milletvekillerinin insanları düşündüren sözleri ihtiva eden konuşmaları da oluyor. AKP Manisa Milletvekili Uğur Aydemir’ın yumurta hesabı da bunlardan birisi oldu.
“Asgarî ücretli bir arkadaşımız 2002 yılında 1750 tane yumurta alırken şimdi 4 bin 375 tane yumurta alıyor” diyerek asgarî ücretlinin alım gücünün yükseldiğini söylemesine elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar hatırlatılınca, gülerek “Elektriği, doğal gazı onları geçiyorum” demesi üzerine muhalefet partisine mensup milletvekilleri tepki göstermişler.
Havaların soğuğu şu günlerde doğalgaz ve elektrik fiyatları insanları kara kara düşündürürken, “onları bırakın” deyip yumurta fiyatlarını söylemesi insanların “Doğalgaz yerine yumurta kabuklarını mı yakıp ısınalım?” sorusunu akıllara getirdi.