Son yıllarda iktidar birçok meseleyi mesele etmediği için ortada bir mesele yok gibi görünse de aslında meseleler orta yerde duruyor. Meseleyi çözemeyince de genellikle “dış güçlerin oyunu” deyip geçiliyor. Ya da bu meseleleri gündeme getirinler “hain, düşman” ilân edilerek meselenin üstü örtüldüğü sanılarak mesele yokmuş gibi davranılıyor.  

Oysa yapılması gereken orta yerde duran bir mesele varsa meseleyi mesele ederek mesele olmaktan çıkartmaktır. Maalesef yıllardır bu yapılmıyor. 

Mesele siyaset üstüdür

Üniversitelerin büyük bir kısmı eğitim-öğretime başladı. 1.5-2 yıldır Koronavirüs salgını sebebiyle yüzyüze eğitim yapılmıyordu. Böyle olunca da birçok mesele görülmüyordu. İki senenin birikimi ile yüzbinlerce öğrenci eğitime başladığı anda öncelikle yurt sorunu ile karşı karşıya kalındı. 

Öncelikle söyleyelim ki, bu mesele siyaset üstü bir mesele olarak görülmelidir. Ülkenin çözüm bekleyen birçok meselesi gibi eğitim meselesi bütün ülkeyi ve milleti ilgilendiren bir meseledir. Muhalefet meseleleri, eksikleri ortaya koyacak iktidarda bu meseleyi çözecektir. Durum bu kadar basittir. 

8 milyon öğrencinin eğitim gördüğü üniversitelerde yurt yani barınma meselesinin olduğunu kimse inkâr edemiyor. Kiraların yüksek oranda artması, kiralık ev bulunamaması “özet yurtlar” geçen dönem kapalı olduğundan olsa gerek fiyatlarını “anormal” düzeyde yükseltmesiyle bir anda Türkiye’nin en önemli meselesi barınma meselesi oldu.  

Meseleye dikkat çekmek için “barınamıyoruz” sloganı ile başlayan hareketle yurt bulamayan öğrenciler parklarda banklar üzerinde yatmaya başladı. Bazı milletvekilleri de buna destek verdi. Parklarda kalan öğrenciler, veliler, aileler ve bunlara destek olan insanlar bu meselenin halledilmesi için çözüm yolu olarak bunu buldular.  

Meselâ, Samsun’da, barınma meselesi yaşayan 94 üniversite öğrencisi, tahsis edilen Bafra Öğretmenevi’ne yerleştirilirken yurt bulamayan 2 öğrenci daha açıkta kalınca öğretmenevi müdür yardımcısının, yatak ve diğer eşyalar konulan makam odası, öğrencilere verildi. Yine Ordu’da 448 üniversiteli öğrenci anlaşılan otellerde “misafir” ediliyor. Bunun gibi örnekler çok. 

Sert müdahalelerle gözaltına almalar, “sözde öğrenciler”, “Gezi’nin bir başka versiyonu”, “onlar öğrenci değil” diyerek suçlamalar, “Yurt yapımız dünyanın en moderni” sözleriyle geçiştirmeler yapılsa da ortada âcil çözülmesi gereken bir mesele duruyor.  

Kayıt yaptıramayan var!

Yurt bulamadığı için eğitimini donduranlar, kayıt yaptıramayanlar, akrabasının yanında geçici olarak kalanlar, ucuz otel bulup geçici olarak barınma meselesine çözüm bulmaya çalışanları duyuyoruz. 

Kaldı ki, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt İdare ve İşletme Dairesi Başkanlığı’nın 4 Ekim 2021 tarihi itibariyle paylaştığı verilere göre 2021-2022 öğretim döneminde devlet yurtlarına Türkiye genelinde toplam 624 bin 237 başvuru yapıldı. 16 Eylül 2021 tarihinde yapılan ilk yerleştirmede 352 bin 293 öğrenci barınma sorununu çözdü. 4 Ekim 2021 tarihi itibariyle yapılan yerleştirmeler sonunda sayı 440 bin 303’e çıktı. Bu veriler dikkate alındığında yurt başvurusu yapmış 183 bin 934 öğrencinin halen açıkta olduğu görünüyor. Bu sayı 6 ilin nüfusundan daha fazla… 

Başörtüsü eylemi yaparken başörtülü müydük?

Yurt meselesinin “abartıldığı” söylense de iktidar partisine mensup belediyeler başta olmak üzere Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana büyükşehir ve ilçe belediyeleri meseleyi “şimdilik” çözmeye çalışıyorlar. Bazı valilikler açıkta kalan ve barınma meselesi yaşayan öğrencileri otellere yerleştirmeye varıncaya kadar öğrencileri açıkta bırakmamak için bütün imkânlarını seferber ediyor. Bu da gösteriyor ki, ortada bir mesele var. 

Bu meselede dikkat çeken bir durumda, “eylem” yapan 2 bin 243 öğrenciden 310’unun öğrenci olduğunun, eylemlerin “ülkeyi istikrarsızlaştırmak için yapıldığı”nın söylenmesi oldu. 

Bu duruma belki de en güzel cevap DP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’tan geldi. “Yurt eylemi yapan öğrencilerin, büyük kısmının Yurt sorunu yokmuş… Kadın haklarını savunmak için illa ki kadın olmak mı gerekiyor? Ortada bir sorun var ve gençler dayanışma yapıyor. Yurt eylemi yapanların yurt sorunu olmasa ne olur? Filistin’i savunurken Filistinli? Uygur zulmüne karşı çıkarken Uygur? Başörtüsü eylemi yaparken başörtülü müydük? Yurt eylemi yaparken de, Yurt sorunu olması mı gerekir?” diyerek meselenin başka yerlere çekilmemesini ve çözüm bulunmasının yollarını gösterdi. 

Gerçekten de öyle değil mi, içinde terör olmayan eylemler anayasal bir haktır ve engellenemez. Aralarında suçlular, kaçaklar ve provokatörler varsa cezalandırılır, ama topyekûn bu eylemi yapanları ağır şekilde suçlamak yanlıştır.  

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de meseleye dikkat çekerken şu soruyu soruyor: “Sayın Erdoğan ile haftanın teröristi programına hoş geldiniz. Kendi öğrencisini barındıramayacaksın, yurt imkânı sağlayamayacaksın, sosyal devlet olamayacaksın, ama suçlu öğrenci olacak öyle mi?” 

Ortada bir barınma meselesi vardır bu meseleyi görüp çözecek de iktidardır…