“Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır. Hem şu kâinatın nurudur hem hayatıdır. İnsan, kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için kâinatı istila edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine dercedilmiştir.” (24. söz)

Bu hakikati esas alıp, birlik, beraberlik, tesanüd, uhuvvet ve muhabbete çok ihtiyaç hissettiğimiz şu günlerde; birlikteliği sağlamak, manevi kuvveti elde etmeye; güzel bir kahvaltının ardından her bir kardeşimizi yakından tanımak, uhuvvetle kucaklaşmaya; sonrasında şehir hizmetleri ve yapılan faaliyetlerin sunumu, hizmet noktasında gayrete; namaz sonrası Aymelek Alper‘in sunumunu yaptığı Risale-i Nur dersi de hakiki muhabbete vesile oldu.

Alper sunumunda; ”Eğer perde-i gayb açılsa bu sebatsız zamanda böyle sebat gösteren ve bu yakıcı, ateşli hallerden sarsılmayan bu samimi dindarlar ve ciddi Müslümanlar eğer her biri bir veli, hattâ bir kutub görünse benim nazarımda şimdi verdiğim ehemmiyeti ve alâkayı pek az ziyadeleştirecek ve eğer birer âmî ve âdi görünse şimdi verdiğim kıymeti hiç noksan etmeyecek diye karar verdim. Çünkü böyle pek ağır şerait altında iman kurtarmak hizmeti, her şeyin fevkindedir,”

“Evvel âhir tavsiyemiz: Tesanüdünüzü muhafaza; enaniyet, benlik, rekabetten tahaffuz ve itidâl-i dem ve ihtiyattır,” (Şualar) hakikatlerine dikkat çekerek, tesanüdü muhafaza ise ilim ile olur, bu da Risalei Nur hizmetinin metodunu ortaya koyan lahikaları bilmek, inanıp o doğrultuda hareket etmekten geçiyor, dedi.

Devamında Hizmet Rehberi'nden Risale-i Nur mesleğinin esaslarından okuyan Alper, “Bu sebatsız zamanda böyle sebat gösteren ve bu yakıcı, ateşli hallerden sarsılmayan, samimi dindarlar ve ciddi Müslümanlardan olmamız duasıyla" diyerek sunumunu tamamladı.

Yemek ve çay ikramlarından sonra güzel temenniler ve içten kucaklaşmalar ile muhabbet fedaileri uğurlandı.

Uzaktan ve yakından katılan kardeşlerimizden ayrıca katılmak isteyip, gelemeyen kardeşlerimizden Allah razı olsun. Baki muhabbet dileğiyle.