"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İbrahim Hulusi Yahyagil ve Dersim

Misbah ERATİLLA
25 Şubat 2018, Pazar 00:21
1938 Yılında Elazığ Tabur Komutanı Binbaşı İbrahim Hulusi Yahyagil, Dersim isyanını bastırma emrini alır.

Hulusi Yahyagil, aldığı bilgilere göre Dersimlilerin isyan etmesinin sebebi olarak dağ köylülerin o yıl vergi vermek istemediğinden kaynaklandığı öğrenir. Olayların bu kadar dallanıp budaklanması ve yayılarak etrafın ateşe verilmesini bir türlü anlayamaz. Hâlbuki bu olaylar çok basit tedbirlerle belki hiç can kaybı yaşanmadan çözülebilirdi. Pire için yorganın yakılmasına gerek yoktu. Askere verilen emir, Dersim’in toptan imhası ve canlı tek bir insan dahi bırakılmamasıydı. Genç-ihtiyar, suçlu-suçsuz, çoluk-çocuk, kadın-erkek ne varsa hepsi imha edilecekti. Bu emir doğrultusunda isyanın bastırılmasında bu en çetin ve zor görev Binbaşı Hulusi Yahyagil’e verilir. Binbaşı Hulusi Yahyagil’in piyade birliği ilerleyecek ardından onlara topçular destek verecekti. Bu görev emrini alan Binbaşı Hulusi Yahyagil inandığı gerçekler ile görevi arasında sıkışıp kalır. Hulusi Yahyagil bu güne kadar isyanı bastırmada olan haksızlıklar ve zulümleri düşündükçe olacaklardan endişe duyar. Bundan kısa zaman önce Dersim’de olanlar vicdanlarda derin yaralar açmıştı. Binbaşı Hulusi Yahyagil yapılan zulmün ahirette hesabının çok ağır olduğunu düşünür ve iki çıkılmaz yolun ortasında kalır. Şunu da iyi bilmektedir ki askerlikte verilen emre mutlaka uyulması gerekir. Diğer taraftan ise yapılacak zulüm, inanç ve düşüncesine aykırıydı. Bu iki şık arasında kalır. Ayrıca böyle bir durumda istifa etmesi de yanlış anlaşılacaktı. Her şeye rağmen ani bir kararla neye mal olursa olsun elini kana bulamamak için istifa etmeye karar verir. Hulusi Yahyagil bu ruh haleti içerisinde iken emir eri ona doğru koşarak bir mektub uzatır. Mektup ona Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nden gelmişti. Bediüzzaman Hazretleri sürekli takipte olduğundan mektubu ona direkt olarak göndermez. Mektup önce Kastamonu’dan Isparta’da bir Nur Talebesine gelir. Oradan da Nevşehir-Ürgüp’te müftülük yapan Bediüzzaman’ın küçük kardeşi Abdül- mecid Ünlükul’a gelir. Abdülmecid Ünlükul da mektubu üçüncü ve son durak olan Hulusi Yahyagil’e gönderir. Hulusi Yahyagil mektubun Bediüzzaman Hazretleri’nden geldiğini görünce çaresizlik içindeki tereddütlü kalbi mektuptaki hakikatleri okuduktan sonra rahatlar ve sakinleşir. 

Bediüzzaman Hazretleri mektupta: “Hulûsi’nin bir gailesi var diye hissediyorum. Merak etmesin. Risâle-i Nur şâkirdlerine inayet ve rahmet nezaret ederler. Dünyanın meşakkatleri madem sevap verir, geçerler. O musîbetlere karşı sabır içinde şükür ile metanetle mukabele edilmek gerektir. Hem o, hem sizler bütün duâlarımda ve kazançlarımda benimle berabersiniz” diyordu. Binbaşı Hulusi Yahyagil’in düşünceleri bir anda berraklaşır, kalbi ve vicdanı sakinleşir manevî yardımı sırtında hissederek istifa etmekten vazgeçer. Bediüzzaman Haz- retleri’nin mektubu sonrasında Hulusî Yahyagil’in inayet ve rahmet nezareti altında himaye edileceğini ve haksız yere zulmen musîbete uğrayacak masumların da akibet ve neticelerini anlaması onu rahatlatır. Böylece mektup ona çok büyük bir teselli verir. Hulusî Yahyagil korkularından kurtulmuş bir ruh hali içinde yola çıkarak isyan bölgesine varır. Çok uzak mesafelerden tek tük birkaç mermi atılsa da kayda değer bir şeyle karşılaşmaz. Uzun süren saha arama ve taramasında, kimseyle karşılaşılmaz ve bölgeyi tamamen terk edilmiş olarak bulur. Köylülerin tamamı mağaralara çekilmiş. Böylece Hulusi Yahyagil ellerini kirletmeden ve kana bulamadan görevini yerine getirir.

Malatyalı emekli Yüzbaşı Şevki Bey Dersim olayları ile ilgili şunları anlatır: “Dersim İsyanında isyan eden bazı insanlarla askerler harp ederken, isyancılar yavaş yavaş çekilip dağın zirvesine doğru gitmişler. Bizim askerler onlara ulaşamıyor ve bir şey yapamıyorlardı. Bu defa her halde gelen emirler gereğince askerler geri dönüp masum çoluk-çocuk, ihtiyar demeden katletmeye başlamışlar. Hatta hınçlarını alamayarak, bazı taburlar topladıkları çoluk-çocuk, kadın ihtiyar, masumları büyük avlulu surlu bir evin içine doldurmuşlar ve birçok teneke gazyağı döküp bunları ateşe vermişlerdi. Bu ateş içinde yükselen feryatlar ve çığlıkların ortasından bir kadın kucağındaki bebeğini ateşte yanmaması için surun üstünden dışarıya fırlatmış. Fakat bir yüzbaşı o bebeği süngüleyerek, süngü ile tekrar surun üstünden ateşin ortasına atmıştı.”

1926 yılında Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey İçişleri Bakanlığı’na sunduğu raporda: “Dersim, Cumhuriyet Hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliyat yapmak ve elim ihtimalleri önlemek memleket selâmetleri bakımından mutlaka lâzımdır” diye yazar. Hükümet 25 Aralık 1935 yılında Tunceli kanunu çıkarır. Bu kanun maddelerinden biri de Dersim’in adının Tunceli olarak değiştirilmesidir. 1936 yılında Seyit Rıza ve aşireti bu kanuna karşı başkaldırır. Bu gelişmeler üzerine 1937 yılının Nisan ayında bu kanun çerçevesinde tedip ve tecziye adı altında kapsamlı bir harekât başlar. Havadan ve karadan saldırılar gerçekleşir. Seyit Rıza ve oğlu Hüseyin ile birlikte 18 Kasım 1937 tarihinde on bir kişi idam edilir. Binbaşı Hulusi Yahyagil’in Risale-i Nur’dan aldığı feyzle en küçük bir zulüme, haksızlığa bulaşmaz ve imanı ona ne emrediyorsa, onu yapar.

Kaynakça;

Son Şahitler 1. cild, Necmeddin Şahiner

http://www.siyasiforum.net/viewtopic.php?f=1&t=6337&start=0

http://www.yuksekovahaber.com.tr/haber/dersimi-topyekun-yok-edin-10523.htm

http://ilimcephesi.com/dersim-hadisesi-ve-bediuzzamanin-hulusi-yahyagile-tavsiyeleri/

https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/17155-dersim-isyan%C4%B1-ve-nur-talebeleri/

https://tr-tr.facebook.com/notes/risale-i-nur/dersime-asker-olarak-g%C3%B6nderilen-bedi%C3%BCzzaman%C4%B1n-talebesine-verdikleri-i%C3%A7ler-ac%C4%B1s%C4%B1-/10150953159955541

Okunma Sayısı: 11046
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ihsan pilatin

    26.2.2018 08:55:05

    Allah razı olsun. Rabbim Risale i Nur talebesini muhafaza ettiği gibi bizi de hafız ismi ile korusun.

  • Demokrat

    25.2.2018 09:15:45

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı