"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yol parası

Misbah ERATİLLA
28 Kasım 2021, Pazar
İnebolulu İzzet Turgut, Denizli Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanır ve beraat eder.

Cezaevinden çıktığı gün ikindi namazını Ahmet Çavuş Hanı’nda Bediüzzaman Hazretleri ile birlikte kılarlar. Bediüzzaman Hazretleri ikindi namazdan sonra beraat eden talebelerine “Beklemeyin, hemen gidin!” der. İzzet Turgut memleketi İnebolu’ya dönmek için parası olmadığı gibi memleketinin yolunu bulabilecek kabiliyeti de yoktu. İzzet Turgut, Ahmet Çavuş Hanı’nın kapısının önünde gecenin zifiri karanlığında nereye gideceğini bilemeyen bir ama gibi öylece kala kalır. Kendi kendine: “İnebolu nerede? Oraya nasıl giderim?” der ve zihni öylece donar kalır. 

Köylüsü İbrahim Fakazlı, garip ve fakir olan İzzet Turgut’u Ahmet Çavuş Hanı’nın kapısında görünce ona: “Haydi kalk! Trenin birkaç saat içinde kalkacak, haydi gidelim!” der. İzzet Turgut mahcup bir edayla ona: “Param yok” der. İbrahim Fakazlı, köylüsü İzzet Turgut’u yakından tanırdı. Onun yaşantısı itibariyle parayla pulla alâkası olmayan biri olduğunu ve kimseden para istemeyeceğini de çok iyi bilirdi. İbrahim Fakazlı tren kalkmadan önce İzzet Turgut’un yol parasını bulmak için cezaevinde birlikte kaldıkları Nur Talebelerinden para ister; fakat kimsede para kalmamıştır. Tren hareket etmeden bir an önce parayı bulmaya çalışır. Koşuşturma içindeyken biri ona: “Atıf Ağabey seni arıyor. Şu an Ahmet Çavuşun kahvesinde.” der. İbrahim Fakazlı cezaevinde iken Atıf Egemen’in kendisine gelen bazı maddî yardımları kendi koğuşundaki fakirlere dağıttığını bilirdi. İbrahim Fakazlı koşarak kahveye gider. Atıf Egemen’i tanımadığı biriyle oturuyor olarak bulur. Onlara selâm vererek sandalyenin birini çekerek oturur. 

Atıf Egemen, İbrahim Fakazlı’ya eliyle işaret ederek: “Bu ağabey fakir Nur Talebelerine yardım etmek istiyor. Senin tanıdığın fakir biri varsa söyle” der. İbrahim Fakazlı, Atıf Egemen’e gülümseyerek: “Ben de bizim İzzet için para bulmak için uğraşıyordum. Bu haber çok iyi oldu” der. Masada oturan zat uçları bir birine bağlı mendili masanın üstüne bırakıp açınca içinden bir demet para çıkar. Bir miktar parayı alır ve İbrahim Fakazlı’ya uzatır. İbrahim Fakazlı da adama bir demet para içinde kaç para olduğunu sorar. Adam yüz tane birer banknot olduğunu söyler. O zaman da yüz kuruşla on beş tane somun ekmek alınırdı. İbrahim Fakazlı demet parayı alıp sayar. İçinden otuz altı lirayı aldıktan sonra gerisini adama uzatır. Adam uzatılan parayı geri alması için ona ricada bulunur. İbrahim Fakazlı adama: “Bu parayı ben emanet olarak alıyorum. Bakın cebimde otuz altı liram var. Bu para İnebolu’ya kadar yol parama da harçlığıma da yeter. Sizden bu otuz altı lirayı köylüm ve kardeşimiz İzzet Turgut için alıyorum. Yoksa paranın hiçbirini almam.” deyince adam ısrarından vazgeçerek: “Siz bilirsiniz.” der. Adam İbrahim Fakazlı’ya: “Bildiğiniz başka fakir kimseler varsa bana gönderin.” der.

İbrahim Fakazlı o zata teşekkür ederek masadan kalkar ve koşar adımlarla Ahmet Çavuş Hanı’nın kapısının önünde bekleyen İzzet Turgut’u alarak trene koşarak biner. İbrahim Fakazlı ve İzzet Turgut kompartımanın penceresinden dışarı bakarken elinde para bohçası olan o adamı görürler. Adam istasyonda memleketine gitmek isteyip de parası olmayan Nur Talebelerini arıyordu. Adamın yüz hatlarındaki üzüntü istediği gibi bir bağış yapamadığını gösteriyordu.

İzzet Turgut, Denizli hapsinden sonra İnebolu’ya döner. Fakir olduğundan bahçesinde yetiştirdiği meyve ve sebzeleri pazarda satarak geçimini sağlar. İzzet Turgut Denizli cezaevinde iken cezaevi müdürlüğüne fakirlik ilmühaberi getirtemediğinden hapishanede kaldığı dönem içinde ona verilen günlük ekmek parası İnebolu’ya dönünce ondan tahsil edilir.

Yoksulluk bir türlü İzzet Turgut’un peşini bırakmaz. Yaşlı olmasına rağmen çalışmaya devam eder ve hastalanır. İstanbul’da bulunan oğlunun yanına gider ve orada vefat eder. 1900 yılında İnebolu’da doğan İzzet Turgut, 1979 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşur ve Feriköy Mezarlığına defnedilir.

Kaynak: 

Kastamonu Kahramanları, Himmet Koçoğlu.

Okunma Sayısı: 2432
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burhan Boğuş

    28.11.2021 20:27:25

    Allah var gam yok

  • Mehmet Emin Bozkuş

    28.11.2021 17:57:57

    Mükemmel bir hatıra.Maşallah..

  • ihsan

    28.11.2021 14:45:36

    Allah razı olsun, hocam.

  • Ferhat ardıç

    28.11.2021 01:16:27

    Çok güzel anlatmışsınız devam edin lütfen yazmaya

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı