"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hizmet usulü nasıl olmalı?

Mustafa Yalçın
18 Mayıs 2025, Pazar
Hz. Muhammed (asm) gibi;

El-emin olarak davasında tavizsiz olunmalı.

Davut (as) gibi;

Demirleşmiş kalpler hamur gibi yoğurmalı.

İsa (as) gibi;

Müzminleşmiş hastalıklara çare bulunmalı.

Musa (as) gibi;

Taşlaşmış gönüllerden âb-ı hayat çıkartılmalı.

Süleyman (as) gibi;

Teshir-i hava ile dimağlara taze hava taşınmalı.

Pederimiz olan Âdem (as) gibi;

Hilafet davasında rüçhaniyet istiyor isek hakikat-ı esma talim edilmeli.

Evâmir-i teklife itaat ile;

Lisanımız Risale-i Nur olmalı.

Hikmetle hareket ile hizmetimiz kolaylaşmalı.

Hakikatlar, sah-ı manevî düsturları içerisinde hayat-ı maneviyemize yansımalı.

Çünkü Risale-i Nur yalnız bir kitap değil, bir tarz-ı hayattır. Lisanımızda olduğu gibi, ahlâkımızda ve temsilimizde de Risale-i Nur'un hâl dili hissedilmelidir.

Cenab-ı Hak (cc) lisan-ı remziyle bizlere diyor ki: Ey Nur Talebeleri, “adetullah” kanunlarıma uyunuz.

Görün bakın; Peygamberlerimi nasıl vazifelerinde ne surette imtisal ettirdim ise, sizler de bu usullerle çalışınız.

Adalet-i tamme ile hizmetinizi tatbik-i hayata geçiriniz.

Şûranızda hâkim-i adaletpişe ile ihlas düsturlarını rehber edininiz.

Zira bu zamanda en büyük tehlike enaniyettir.

Risale-i Nur’un mesleği ise şahs-ı manevî ile hizmet etmektir.

Bu ulvî hizmet, bir ferdin değil, cemaatin, yani kardeşliğin, uhuvvetin ve tesanüdün meyvesidir.

“Bizim mesleğimizde en mühim esaslardan biri de tesanüddür, uhuvvettir. Birbirini tenkit değil, tekmil etmektir.”

Öyle ise; Hamlinden çekindiğimiz iman hizmeti, ihsan-ı İlahi tarafından omuzlarımıza tevdi edilmiş, her birimiz emanet-i kübraya, halife-i hizmet şuurunda baş-göz üzerine deyip çalışmalıyız.

Madem ki;

Her kemalâtın, her ilmin, her terakkiyatın pişdarları Peygamberler olmuş, bizlere rehber olarak onlar yeter.

Asır itibariyle, onları iyi anlamak ise;

Risale-i Nur süzgecinden, Üstadımız olan Bediüzzaman Said Nursi’nin (ra) tedrisatından geçmiş olan hakikatlar, düsturlar, prensipler ahirzamanda en mergub hizmet şeklidir.

Ve unutulmamalıdır ki;

Bizim vazifemiz netice almak değil, yalnızca vazifemizi yapmak ve “müsbet hareket” etmektir.

Zira Üstadımız buyurur ki: “Bizler müsbet hareketle, yani yalnız imana hizmet etmekle mükellefiz.”

“Neticeyi Cenab-ı Hak’tan bilip, biz yalnız vazifemizi yaparız. Vazife-i İlahiye’ye karışmayız.”

Okunma Sayısı: 353
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı