"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasiyle uyanış

Naci TEPİR
10 Ağustos 2019, Cumartesi
MİLLÎ EĞİTİMİN KARELERİ (7)

14 Mayıs 1950’de yapılan genel seçimlerde Demokrat Parti’nin oyların büyük bir ekseriyetini alarak iktidara gelmesi, tarihimizde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu seçim, halkın hür iradesinin ilk tecellisi olarak tarihe geçmiştir. Böylelikle, 27 yıl süren tek partili işkence, zulüm, kısacası Katı İstibdat Devri sona ermiştir. DP İktidarı Dönemi’nde vatandaşa değer verilmiş, en başta “din hürriyeti” olmak üzere, vatandaş gerçek mânâda hürriyetine kavuşmuştur. ¹  

22 Mayıs 1950 - 9 Mart 1951 Dönemi Birinci Menderes Hükümeti programında, “Millî ve Mânevî Değerlere” bağlılığı olmayan bir cemiyetin kötü akıbete sürükleneceği ifade edilerek, böyle bir ülkede ilmin ilerleyemeyeceği açıkça ifade edilmiştir. Eğitim konusunun ciddiyetle ele alınacağı ve teferruatlı bir plânla memleketin her köşesine eğitim imkânlarının yayılacağı belirtilmiştir. 

Türk Siyasî ve Demokrasi Tarihi’nde mühim bir rol oynayan rahmetli Adnan Menderes, II. Dünya Savaşı’nın sıkıntılı ve çaresizlik dolu günlerinin ardından 1950’li yıllarla birlikte eğitim ve öğretim alanında çok büyük ve önemli reformlara imza atmıştır. Zira o, “Medeni bir ülkede olanlardan eksik ne varsa hepsini, evet hepsini sırasıyla yapacağız. Devası olmayan bir hastalık yatırımsızlıktır” diyerek gece-gündüz büyük gayret sarf etmiştir. 

Öyle ki Menderesli yıllarda, husûsiyle mâlî alanda büyük bir iyileştirme yapılıp, halk fakirlikten kurtarılmıştır! Ayrıca, Ziraat, Sanayi, Endüstri ve birçok alanda büyük gayretler sarf edilmiş, dolayısıyla ülke’de büyük bir kalkınma ve ilerleme görülmüştür!  

MENDERES DÖNEMİNDE EĞİTİM

Bu dönemde eğitimin de üzerinde hassasiyetle durulmuş ve Türkiye’de okul öncesi ve ilköğretim’den yükseköğretim’e kadar bütün eğitim kademelerinde her türlü iyileştirmelerin yapılmasına çalışılmıştır.

23 Mayıs 1950’de DP Hükümeti’nin Başbakanı olan Rahmetli Adnan Menderes, 29 Mayıs 1950’de TBMM’de Hükümet programını okurken Din Eğitimiyle ilgili şu görüşlere yer vermiştir: 

“Din ve vicdan hürriyetinin icablarına riayet edeceğiz. Hakikî lâikliğin mânâsını biz böyle anlamaktayız. Gerek din dersleri meselesinde, gerekse din hizmetleriyle ilgili vazifelileri yetiştirecek yüksek müesseselerin faaliyete geçmesi hususunda icabeden tedbirleri sür’atle ittihaz etmek kararındayız.” 

DP ilk iktidar döneminde evvelâ vaat ettiği mevzular üzerinde çalışmalar yapmıştır. 4 Kasım 1950’de Hükümet, Diyanet İşleri Reisliği ve İlahiyat Fakültesi temsilcilerinden teşekkül eden İlmi Heyet’in raporlarına dayanılarak, ilkokulların 4. ve 5. sınıflarında program dışı okutulan Din Bilgisi derslerinin program içine alınması ve isteğe bağlı olarak okutulmasının devam ettirilmesini kararlaştırmıştır. Bu karar MEB tarafından 7 Kasım’da bütün valiliklere bir tamimle bildirilmiştir.

Bakanlıkça neşredilen tamim şöyle: 

1) Türk çocuklarının diğer ihtiyaçlarının yanında din ihtiyaçlarına da cevap vermek üzere ilkokullarda din tedrisatı yapılması ve bu derslerin diğer dersler arasına alınması uygun bulunmuştur. 

2) Bakanlıkça bastırılmış olup 1950 ders yılı kitap listesine alınmış olan ilkokul Din Dersleri kitapları şimdilik maksada yeter görülmüştür. 

3) Bu hususta muallimlere rehber olacak bir kitabın hazırlanması kararlaştırılmıştır. 

4) Çok öğretmenli ilkokullarda din derslerinin, bilhassa okutmak isteyen öğretmenlere verilmesi, bunlar da çok olduğu takdirde içlerinden daha yaşlılarının tercih edilmesi muvafık bulunmuştur. 

5) Çocuklarına din dersi okutmak istemeyen ebeveyn, bu hususu sene başında okul idaresine yazı ile bildirdiği takdirde bu çocukların Din Bilgisi dersleri ve imtihanlarından muaf tutulması kabul edilmiştir. 

Bu tamim’le; şehir ilkokullarında 4. ve 5. sınıfların Türkçe derslerinin, köy ilkokullarında da 4. ve 5. sınıfların Tarım-İş derslerinin birer saatinin Din Bilgisi derslerine ayrılması suretiyle okutulması ve bu derslere devam eden talebelerin dersle ilgili imtihana tabi tutulması, fakat neticenin sınıf geçmeye tesir etmemesi istenmiştir. 

Netice olarak, bu çok mühim çalışma ve gelişmelerle “Dinsiz bir millet vücuda getirmek isteyen” menhus ideal, büyük ölçüde akamete uğratılmış oluyordu!

Dipnot:

1- Tek partili İstibdat Dönemi’ne ait zulümler, Demokrasiye uymayan keyfi tatbikatlarla ilgili birçok bilgi ve belge, Yakın Tarih Ansiklopedisi’nde mevcuttur.

Okunma Sayısı: 1056
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı